Kilo almadan oruç tutmak mümkün!

27 Temmuz 2013

Oruç tutarken bazıları zayıflasa da çoğu kişi kilo alıyor. Nedeni bütün gün hiçbir şey yemedikleri için akşam kendilerini tamamen bırakmaları... Sonrasında gaz ve şişkinlik, yanma, reflü yakınmaları başlıyor. Oysa azıcık dikkatle orucunuzu çok daha rahat tutabilirsiniz. İşte öneriler...- İftariyeliklere dikkat! En çok bunlarla kilo alınıyor. Pide, zeytin, hurma, peynir derken daha başlangıçta 200-250 kalori alınıyor. Bu da bantta 45 dakika kadar yürümek demek. - Şarküteriden uzak durun. Sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş etlerin hem toksik yükü fazla, hem de bol kalorileri var.- Pideyi ölçülü yiyin. İki dilimi geçmemeye çalışın. Unutmayın un ve un haline getirilebilecekler kilo aldırır!- Yavaş yiyin. Mide hacim reseptörleriyle çevirili. Bu reseptörlerin uyarıyı alıp beyne götürmesi, beynin de bize ‘doydun’ komutu vermesi için 15-20 dakika gerekiyor. - Bol su ve bitki çayları için. Gün boyu vücudunuz susuz kalacak. Kaybedilen suyu yerine koymak çok önemli. Doğal mineralden zengin suyu tercih ederek vücut mineral dengenize de yardımcı olun. - Bol şerbetli, şekerli tatlılar yerine hafif, meyveli, sütlü tatlıları tercih edin.- Bu yıl yazın en sıcak günlerinde oruç tutuluyor. Ağır etler yerine balığı tercih edin. - İftariyeliklerden sonraki çorbayı yağsız yaptırın. Bir yemek kaşığı zeytinyağından 123 kalori alıyoruz. Zaten salatanıza yağ koyuyor, zeytinyağlı sebze yiyorsunuz. Yağsız çorbaya alışılabiliyor, deneyin göreceksiniz. - Örnek olun; misafirlerinize iftar sofrası hazırlarken light seçenekler de sunun. - Yemeklerden birkaç saat sonra, yarım saat de olsa yürüyün.Lorlu şeftaliMalzemeler: - 2 adet olgun şeftali- 1 avuç lor peyniri - 1 yemek kaşığı bal - 2 yemek kaşığı lor peyniri  Ceviz parçaları Yapılışı: - Şeftalileri soyun, küçük doğrayıp blenderdan geçirin. - 1 kup kabına kaşıkla koyun. Bastırın. - Lor peyniri balla iyice karıştırın. - Şeftalilerin üzerine lor peyniri ve bal karışımını yerleştirin. Tekrar bastırın. Böğürtlenli-ballı lorMalzemeler: - 1 kase böğürtlen- 1 kase lor peyniri - 3 yemek kaşığı krema - 3 yemek kaşığı bal  File badem Yapılışı: - Lor peyniri, krema ve balı iyice karıştırıp kenarları yüksek bir servis tabağına bastırın. - Üzerine bol böğürtlen serpin. - En son üzerine bir avuç file badem serpin. - Keserek, dilimler halinde servis yapabilirsiniz.Güllü YoğurtMalzemeler: - 1 kg light yoğurt- 2 fincan gülsuyu - 3-4 yemek kaşığı bal - Antep fıstığı Yapılışı: - 1 kg light yoğurdu geceden süzgece koyun. Sabaha light süzme yoğurt elde etmiş olacaksınız. - İçine bal ve gülsuyunu ekleyin. Mikserden geçirin. - Kaselere paylaştırın. Üzerini çekilmiş veya ufalanmış antep fıstığı ile süsleyin.Sıvı dengesine dikkat!Ramazan ayı çok sıcak yaz günlerine rastladı. Bu nedenle oruç tutanların iftar ve sahurda sıvı dengesi konusunda çok daha dikkatli olmaları gerekiyor. Sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısı artıyor, metabolizma bu yeni duruma uyum sağlamaya çalışıyor. Daha çok terliyoruz. Eğer yeterince sıvı almazsanız, su ve mineral kaybı sonucu, bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi olabilir. Oruç döneminde sıvı dengesini sağlamak için tüketilebilecek en sağlıklı içecekler su, maden suyu, bitki çayları, ayran, taze sıkılmış sebze ve meyve suyu... Eğer bir bardaktan fazla içecekseniz gereksiz yüksek kalori almamak için ayranının lightını tercih edin. Meyve sularını da yarı yarıya maden suyuyla karıştırabilirsiniz. Kolaylıkla uygulayabileceğiniz bir programSAHURSeçenekler - 1 kase probiyotik yoğurt - 3 yemek kaşığı yulaf ezmesi - 1 yemek kaşığı buğday kepeği - 1 elma rendesi - 1 çay kaşığı tarçın - 1/3 bardak su (Bunları geceden hazırlayıp dolapta bekletin. Sahura kadar beklesin. Daha lezzetli hale geliyor.)İçecek - Şekersiz, beyaz, yeşil, bitkisel çay, su. - Tercihiniz siyah çay ise uykunuzun kaçmaması için çok açık içmelisiniz.İFTAR- 3 zeytin - 1 dilim peynir- 1dilim pide - Izgara et - Salata - Cacık1-2 saat sonra- Lorlu şeftali veya böğürtlen tatlısı - Çay- Akşam yemeğinden sonra açık havada yarım saat kadar yürüyün. Kimler oruç tutmamalı?- Hamileler- Süt verenler- Şeker hastaları- Kalp-damar hastalığı olanlar- Tansiyon hastaları- Kronik böbrek yetmezliği olanlar- Düzenli ilaç kullanması gerekenler- Yaşlılar- Vücut direnci düşük olanlar- Ameliyat sonrası iyileşme sürecinde olanlar- Büyüme çağındaki çocuklar- Kanser hastalarıRamazan tatlısız olmaz!Biz Türkler Ramazan’da tatlıyı çok severiz, Ramazan tatlılarının damağımızda bıraktığı ayrı bir lezzet vardır. Bunları özleriz, bekleriz. Tamam da eski tatlılarımız bol şekerli, şerbetli, kilo yapıyor. Kilo aldırmayacak, ağırlaştırmayacak, ama tatlı isteğimizde bastıracak light tatlılar lazım!Ramazan tatlılarımda şeker yerine bal kullanırım. Bal, doğal tatlandırıcı özelliğiyle tatlı ihtiyacımızı sağlıklı bir şekilde karşılamamızı sağlıyor. Vitaminler, enzimler, mineraller, aminoasitler ve vücut için gerekli yaşamsal değerde pek çok elementi içeriyor. Antioksidan ve antibakteriyel özelliğiyle vücudumuzun direncini artırıyor, sağlığımızı korumamıza yardımcı olur. Oysa toz şekerin böyle bir özelliği yok. Boş kalori. Ramazan’da tatlılarınızı yaparken şeker yerine mümkün olduğunca bal kullanın, sağlıklı bir alternatif üretmiş olursunuz.

Devamını Oku

Ramazan ayı için serinleten yiyecek ve içecekler

20 Temmuz 2013

Buzlu çayMalzemeler: - Bir çaydanlık demli çay - 3 adet tarçın çubuğu - 1 litre su - Bol buz - Limon - BalYapılışı: - Çayı demleyin. İçine 3 adet tarçın çubuğu da atın. - Sonra iri bir sürahiye alın. - Üzerine su ve limon dilimleri ekleyin. Buzdolabında soğusun. - Balla istediğiniz kadar tatlandırarak bol buzla servis edin. Çikolatalı sütMalzemeler: - 200 ml çikolatalı süt - Bol buzNot: - İftardan sonra tatlı yerine geçebilecek çok hoş bir içecek. Sahurda da iyi gidiyor.Dondurmalı sütMalzemeler: - 1 top çikolatalı dondurma - 1 bardak sütYapılışı: - İkisini birada iyice çırpın. - Bol buzla servis edin. Adeta sütlü tatlı yemiş gibi olacaksınız. Şeftalili semizotu salatasıMalzemeler: - 1 demet semizotu - 2 şeftali - 4 ceviz - 2 yemek kaşığı lor peyniri - 1 yemek kaşığı zeytinyağıYapılışı: - Semizotunu yıkayıp ayıklayın. - Şeftalilerin kabuklarını soyup iri parçalar halinde içine doğrayın. - Zeytinyağını gezdirin. - Üzerine lor peynirini serpin. - Cevizleri yarımlar halinde üzerine yerleştirin. Soğuk buğday çorbasıMalzemeler: - 2 avuç aşurelik buğday- 1 avuç haşlanmış nohut - 4 kutu Activia yoğurt (sade) - Nane, sumakYapılışı: - Aşurelik buğdayı kaynatın. - Çıkan sarı suyu döküp, yeniden su ekleyin. (1-1,5 litre) Tekrar kaynatın. Söndürün.- Su ılık hale gelince içine yoğurdu karıştırın. - İçine nohutu da ekleyin.- Bol nane ve sumak de ekleyip buzdolabına kaldırın. - Her kasenin içine buz parçaları atarak soğuk servis edin.Ballı yoğurtlu muz (1 kişilik) Malzemeler: - 1 muz - 1 yemek kaşışı bal- 1 kutu light yoğurtYapılışı: - Tüm malzemeyi karıştırıcıdan geçirin. - Buzlukta 15-20 dak. beklesin. - Dondurma kıvamına gelince çıkartın. - Üzerini file bademle süsleyin. Lorlu-rokalı-kayısılı peynir toplarıMalzemeler:- 1 ufak roka demeti- 1 kase lor peyniri- 2 yemek kaşığı zeytinyağı- Ceviz- 1 avuç kuru kayısı( minik parçalar halinde kesin)Yapılışı:  Rokayı rondodan geçirin, kuru kayısıları minik parçalar hâlinde kesin.- Tüm malzemeyi karıştırıp , yoğurun. Minik toplar yapın. - Üzerlerine yarım ceviz yerleştirip servis edin.Sahur için tok tutan yulaflı kek Malzemeler: (18 dilimlik) - 12 yemek kaşığı yulaf ezmesi - 12 yemek kaşığı buğday kepeği - 2 küçük kutu light yoğurt - 2 elma  1 avuç fındık-ceviz veya badem - 1 avuç kuru üzüm - 2 yemek kaşığı zeytinyağı - 2 yemek kaşığı tarçın Yapılışı: - Elmaları rendeleyin, kuru yemişleri çekin veya bıçakla küçük parçalara bölün. - Tüm malzemeyi güzelce karıştırın. - Kek kalıbının içine dökün. Fırında 170 derecede 1 saat kadar pişirin.Pekmezli patlıcanMalzemeler: - 2 adet patlıcan - 5 yemek kaşığı light yoğurt- 1 diş sarmısak - Zeytinyağı - 1 yemek kaşığı üzüm pekmeziYapılışı: - Patlıcanları birkaç yerinden delip mangalda ağır ağır közleyin. - Közlenmiş patlıcanların kabuklarını soyup, ince dilimleyin. - Yoğurdu ezilmiş sarmısak ve zeytinyağı ile karıştırın. Patlıcan ve yoğurdu karıştırın. Üzerine pekmez gezdirerek servis yapın. Salatalıklı ayran (1 kişilik)Malzemeler: - 2 salatalık - 1 kutu probiyotik veya light yoğurt (küçük kutu) - 1 bardak su - Tuz - 2-3 taze nane yaprağıYapılışı: - Salatalıkları soyun, doğrayın. - Yoğurt, su ve bir tutam tuzla birlikte karıştırıcıdan geçirin. - Bol buz ve nane yapraklarıyla servis edin.Hurma tatlısı Malzemeler: - 300 gram hurma- 50 gram tereyağı - 1 bardak su- Karanfil TarçınYapılışı: - Hurmanın çekirdeklerini çıkarın. Tavaya koyun. Suyunu ekleyin ve karıştırarak pişirin. - Suyunu çekince tereyağı, şeker, tarçın ve karanfili de ekleyin. Biraz daha çevirin. İyice pişsin. Servis tabağına alın. Mardin’in ünlü hurma tatlısında uyarladım. Yağ ve şekersiz! Tadı yine çok güzel oldu. Sahur için yulaf bisküvileriMalzemeler: - 2 su bardağı yulaf ezmesi - 1/2 su bardağıı buğday kepeği  Yarım demet dereotu - SuYapılışı: - Suyu kaynatın. Yulaf ezmesini robotta çekerek un haline getirin. - Yulaf unu, buğday kepeği, ince kıyılmış dreotu ve alabildiği kadar suyu karıştırın, hamur haline getirin. Birkaç dakika yoğurun. Eğer sulu olursa yulaf unu ilave edin. - Küçük bir merdane yardımıyla düz bir yüzeyde hamurunuzu inceltin. 1 bardakla yuvarlak yuvarlak kesin. - Pişirme kağıdı serdiğiniz tepsiye dizin.- 200 derece ısılı fırında 40 dakika kadar pişirin. İsterseniz içine dereotu yerine kuru üzüm tarçın koyup tatlı hale de getirebilirsiniz.Meyveli puding Malzemeler:- 1 litre yağsız süt- 3 yemek kaşığı mısır nişastası- 1 paket vanilya- 4-5 yemek kaşığı toz şeker - Fındık-ceviz veya badem- Taze meyve (ne isterseniz)Yapılışı:- Meyve dışında tüm malzemeyi iyice karıştırın ve süzgeçten geçirerek süte ekleyin. Muhallebi gibi pişirin. - Soğuduktan sonra karıştırıcıyla çırpın. 1/3'ünü ayırın.- Geri kalanının içine istediğiniz meyveleri küçük parçalar halinde doğrayın. - Meyve ve puding karışımınızı çukur bir servis tabağına dökün. Pudingin ayırdığınız 1/3’lük kısmıyla da üzerini iyice kapatın. - Üzerini dilimlenmiş meyve parçaları,ceviz-fındık veya bademle süsleyin. Kepçeyle servis yapın. Not: Çok hoş bir yaz tatlısıdır bu. Bu mevsimde muz, şeftali, mor üzüm içine yakışıyor. 2-3 yemek kaşığı toz şeker ve 2 yemek kaşığı Stevia tozu kullanarak yapıyorum. Stevia sıfır kaloriye sahipss.

Devamını Oku

Ramazanda nasıl hafif besleniriz?

13 Temmuz 2013

Ramazan ayı başladı. Hepimize hayırlı olsun. Yazın en sıcak günlerindeyiz. Bu sıcak yaz günlerinde hem hafif yenmeli, hem de yenilenler, sıcak ve uzun günde iyi tutmalı. İşte bu ihtiyacı karşılamak, ay boyunca orucunuzu en rahat şekilde tutabilmeniz için önerilerim. Sahurda ne yiyelim?- Yulaflı yoğurtBu karışım kan şekeri dengesi sağlıyor; böylece kolay acıkmıyorsunuz. Kilonuzu da daha rahat koruyabiliyorsunuz. Yulaf ezmesini kahve öğütücüsü veya rondoda çekin, toz haline gelsin. İçine istediğiniz kadar tarçın karıştırıp bir kavanoza koyun ve buzdolabında saklayın. Malzemeler:- 3 dolu yemek kaşığı yulaf ezmesi+ tarçın karışımı- 1 kase yoğurt - 1 küçük avuç badem-fındık veya ceviz- 1 elma rendesi - KahvaltıTürk kahvaltısı her zaman tok tutan, sağlam bir kahvaltı. Siyah çay yerine ayran veya bitki çayını tercih edin ki uykunuz kaçmasın. Malzemeler:- 2 dilim tam ekmek- 1 dilim peynir- 3-4 zeytin- 1 haşlanmış yumurta- Domates-salatalık- Bitki çayı veya ayran- Buğday aşı- Bu da yaza çok uygun tok, tutan, rahatsız etmeyen bir katı çorba. Malzemeler:- 3 yemek kaşığı buğday- 1 kase yoğurt- Nane-kekik- Yarım bardak su- Yulaflı peynirli börek Yapması çok kolay. Dolapta uzun süre kalabiliyor. Çayla, ayranla birlikte sahurda rahat yenecek, rahatsız etmeyecek, tok tutacak bir börek bu. Malzemeler:- 10 yemek kaşığı yulaf ezmesi- 10 yemek kaşığı buğday kepeği- 1 kase yoğurt- 1 kase lor peyniri- 4 yemek kaşığı zeytinyağı- Çörek otuYapılışı: Tüm malzemeyi yoğurun. Fırına dayanıklı cam kaba yayın. Üzerine çörek otu serpin. 150 derecede 1 saat kadar pişirin. Kare kare keserek servis yapın.İftarda ne yiyelim?Balık payıBalık sevmeyen çocuklara balığı sevdirmek için ideal bir yemektir. İngiltere’de öğrenip buraya uyarladığım bir tarif. Malzemeler:- 1 iri levrek (haşlanmış)- 3 haşlanmış patates- Bol yeşillik (soğan, maydanoz, dereotu gibi ince kıyılmalı)- 2 yemek kaşığı zeytinyağı- Acı pul biber, tuz,karabiber, kekik- Çörek otuYapılışı: - Tüm malzemeyi iyice yoğurun. - Cam dikdörtgen bir kaba yerleştirin. - Üzerine çörek otu serpin. - 170 derecede 40 dakika pişirin.ET KAPAMAMalzemeler: - 1 patlıcan( küçükse 2) - 1 kabak( küçükse 2) - 2 domates - 1 kırmızı soğan - 2-3 diş sarmısak- 2 kırmızıbiber - 500 gr. haşlanmış kuşbaşı kuzu eti- Kekik  Karabiber - TuzYapılışı: - Tüm sebzeleri tencereye halka halka dilimleyerek dizin. - En üste eti koyun, yarım bardak suyla kısık ateşte pişirin. - Pişince üzerine bol kıyılmış maydanoz ekleyin.Lorlu-rokalı-kayısılı peynir toplarıMalzemeler:- 1 ufak roka demeti- 1 kase lor peyniri- 2 yemek kaşığı zeytinyağı- Ceviz- 1 avuç kuru kayısı( minik parçalar halinde kesin)Yapılışı: - Rokayı rondodan geçirin, kuru kayısıları minik parçalar hâlinde kesin.- Tüm malzemeyi karıştırıp yoğurun. Minik toplar yapın. - Üzerlerine yarım ceviz yerleştirip servis edin.Benim tatlım propolisPropolisli tatlıMalzemeler: - 1 dilim tam çavdar ekmeği - 1 yemek kaşığı propolis+ bal + polen+ arı sütü karışımı - Ceviz - TarçınPropolis nedir? Propolis bir arı ürünü. İşçi arılar bitkilerin, ağaçların yaprakları, dallarından vb. kısımlarından materyal topluyorlar. Bunlarla kovanın izolasyonu, dezenfeksiyonu, korunması, peteklerin güçlendirilmesi için bir ürün oluşturuyorlar. İşte buna propolis deniyor. Sert, kömür gibi bir ürün. Öyle ağıza alınıp çiğnenip yenebilecek gibi değil. Bunun toz haline getirilmesi gerekiyor yiyebilmemiz için. Antioksidan flavanoidler ve fenolik bileşikler bakımından zengin. Propolis seçerken dikkat!Marketlerde açıkta satılan ürünlere rağbet etmeyin. Mutlaka soğukta tutulması gerekiyor bu ürünlerin. Aksi takdirde bozuluyor, etkinliklerini kaybediyorlar. Açıkta ve oda sıcaklığında satılan ürünleri de satın almayın. Araştırdım; soğuk zincire en iyi uyan yer eczaneler. Propolis+arı sütü+polen+ bal karışımımı eczaneden alıyorum. Hemen eve getirip, buzdolabında saklıyorum.İçinden bal damlayan tariflerYaşar Usta’nın cilikasıMalzemeler: - 1 baş soğan- 3 yaprak pazı- Yarım diş sarmısak- 1 yumurta - 1 yk un - 1 yk zeytinyağı - 5-6 adet hamsi - 1 yk balYapılışı: Malzemeyi iyice karıştır. Tavada arkalı önlü krep gibi pişir. ŞEFTALİLİ SEMİZ OTU SALATASIMalzemeler:- 1 demet semizotu- 2 adet şeftali - 1 avuç lor peyniriSos : - 1 yk zeytinyağı- 1 limon suyu- 1/2 kutu probiyotik yoğurt- 1 yemek kaşığı balYapılışı:- Semizotunu yıkayıp ayıklayın. Tabağa yerleştirin. - Şeftalileri üzerine doğrayın.- Sos malzemesini karıştırıcıyla iyice çırpın, salatanın üzerine gezdirin.  Üstüne lor peyniri serpin. Zencefilli, ballı çayMalzemeler: - 1 tatlı kaşığı toz zencefil - 1/2 limonun suyu- 1 yemek kaşığı bal - 1 fincan l sıcak suYapılışı: - Zencefil, limon suyu ve balı karıştırın. Macunumsu bir karışım elde edeceksiniz. - Üzerine sıcak suyu döküp, yine karıştırın. İster sıcak ister soğuk içebilirsiniz.

Devamını Oku

Tatlandırıcılar diyabetlilere

5 Temmuz 2013

Hareketsiz yaşam, dengesiz beslenme dünyada şişmanlık ve diyabetin hızla yayılmasına yol açıyor. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte aldığımız kalori ile harcadığımız kalori arasındaki fark iyice açıldı. Diyabet, kimilerine göre medeniyet hastalığı. Günümüzde çocuktan yaşlıya çok sayıda kişide görülüyor ve hızla artıyor. Türkiye’de son 12 yılda diyabet sıklığı yüzde 90, obezite ise yüzde 44 artmış durumda. Diyabet neden bu kadar arttı?- Yaşlı nüfus çoğaldı.- Beslenme şeklimiz değişti.- Çok hızlı şehirleşme var.- Fiziksel aktivite azaldı, yaşam şeklimiz çok hareketsizleşti. Yaşam boyu kilo yönetimi gerekli!Daha sağlıklı bir yaşam için aldığımız kalorilerle harcadığımız kaloriler dengeli olmalı. Bu dengeyi sağlarken fiziksel olarak aktif olmanın yanı sıra yeterli ve çeşitli bir beslenme uygulamamız önemli. Kiloyla diyabet arasındaki ilişki yüzünden diyabeti önlemek veya geciktirmek için izlenecek en önemli yollardan biri aşırı kilo artışını engellemek. Kilo veren ve bunu koruyabilen diyabetlilerde genelde kan şekeri hemen düşmeye başlıyor. Tatlandırıcılar tam da bu noktada, fazla kilolu ve obez kişilerde, diyabet hastalarında, dengeli ve sağlıklı bir beslenme çerçevesinde kalori kısıtlamasının, tedavinin ayrılmaz parçalarından biri. Ailesinde diyabetliler olan biri olarak ben de uzun süredir kalori kontolünü sağlamak adına tatlandırıcılardan faydalanıyorum. Son iki yıl içinde halam ve amcamı diyabete ve kiloya bağlı nedenlerle kaybettik. Babam da diyabetli. Diyabet bana da sağlıklı beslenmeme ve normal kiloma rağmen göz kırptı. Yaşım ilerliyor, tatlımdan vazgeçmek istemiyorum, diyabetten ürküyorum. Uzunca bir süredir kilomu korumak, diyabetten korunmak için tatlandırıcı kullanıyorum. Bu konuda ABD’den iki bilim insanıyla konuşmuş ve köşemde yayımlamıştım. Türk bilim insanlarının fikri nedir, onlara da sordum. 'Şehir efsaneleri doğru değil'İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Endokrinoloji Metabolizma ve Diyabet Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.Taner Damcı bakın neler söylüyor: Tatlandırıcıları güvenle kullanabilir miyiz?Tatlandırıcılar gerek şeker hastalarında kan şekerinin aşırı yükselmesini önlemek ve dünyada yaygınlığı büyük hızla artmakta olan obez bireylerde kalori alımının azaltılması amacıyla yaygın olarak kullanılıyor. Dünyada gerek kılavuzları düzenleyen bilimsel kuruluşlar ve gerekse konunun uzmanı doktorlar gittikçe artan sıklıkta tatlandırıcıları önermektedir. Tatlandırıcıların sakıncalı olduğuna ve kullanılmaması gerektiğine dair hiçbir bilimsel kuruluş ve hükümet organı herhangi bir negatif öneride bulunmamıştır. ‘Tatlandırıcılar kanser yapıyor’ diye bir inanış var. Bu konuda dünyadaki son bilimsel açıklama nedir?Herhangi bir tatlandırıcının kanser yaptığına dair bir kanıt bulunmamaktadır. Hiçbir insan çalışması herhangi bir tatlandırıcı ile kanser arasında bir ilişkiye rastlanmadı. Diyabet ve obezitenin kendisi aslında kanser riskini artıran durumlar. Bunların azaltılmasında ve tedavisinde olumlu etkileri olan tatlandırıcıların indirekt olarak azaltıcı etki göstermesi bile beklenebilir.Diyabetli babam için anne-baba evine tatlandırıcıyı ben soktum. Babam da aynı bizim yediğimiz şekerli tatlıları yiyordu. Aile örneğimizde olduğu gibi ileri derecede şeker hastaları bile tatlandırıcı kullanmayı akıllarına getiremiyorlar. Bu neden sizce?Tatlandırıcılarla ilgili pek cok yanlış inanış bulunmaktadır; kanser yaptığı, Alzheimer’e yol açtığı, beyin fonksiyonlarını etkilediği gibi. Ancak bunların hiçbiri doğru değildir. Şeker hastaları kesinlikle seker yerine yapay tatlandırıcılari tüketmeli veya şeker tüketmemelidirler. ‘Kan şekerini yükseltmemek ana hedefimiz olmalı’ diyoruz hep. Tatlandırıcıların bazıları kan şekerini yükseltiyor mu? Bazı tatlandırıcılar karbonhidrat yapısındadır ve şekere benzerler. Bunların çok az da olsa kalorisi vardır. Ancak sofra şekeri ile karşılaştırıldığında bu etkiler o kadar zayıftır ki diyabetiklerde kullanılmasında bir sakınca görülmez. Kalorisiz tatlandırıcılar ise zaten bu özellikleri taşımazlar.'Yıllardır tatlandırıcı kullanıyorum'Tatlandırıcılar konusunda Marmara Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof.Dr. Funda Elmacıoğlu’ya da danıştım. Tatlandırıcı kullanıyor musunuz ve nasıl bir tatlandırıcı tercih ediyorsunuz? Evet, tatlandırıcılara uzun yıllardır beslenmemde güvenle yer vermekteyim. İdeal bir tatlandırıcı; sukrozun (toz şekerin) duyusal özelliklerini içeren, kullanırken ve kullanıldıktan sonra ağızda acı ve/veya metalik tat bırakmayan, hoş bir tada sahip olmalı. Aynı zamanda; çözelti halindeyken renksiz, kokusuz, suda çabuk eriyebilen, ekonomik, ısıya dayanıklı, kalorisi düşük olmalı. Yukarıda belirttiğim özellikleri ile aspartam bütün kriterleri sağlayan tatlandırıcılardan biridir. Aspartam tam olarak nedir? Aspartam; James Schlatter tarafından, aspartilfenilalaninin metil esteri olarak 1965 yılında sentez edilmiştir. Bu bileşim hayvanlar ve insanlar üzerinde test edildi ve 1981 yılında FDA tarafından, soğuk içeceklerde kullanımına izin verildi. Aspartam; aspartik asit ve fenilalaninden (aminoasitler) oluşmuş bir dipeptittir. Aspartamın bir gramı 4 kcal içerir fakat, sukrozdan daha tatlı olduğu için çok düşük dozlarda kullanılmaktadır. Bu yüzden enerji değerine katkıda bulunmaz. Bir günde ne kadar kullanılabilir?Amerikan Diyetetik Akademisi’nin 2012 yılında yayımladığı tatlandırıcılara ilişkin raporunda değinildiği üzere aspartamın tatlılık derecesi sukrozun 160-220 katıdır. Rapora göre günlük alınmasına izin verilen miktar vücut ağırlığı başına 50 mg/kg. Hesaplanan alım miktarı ise 0,2-4,1 mg/kg’dır. Obezite artık salgın hastalık kabul ediliyor. Bu hastalıkla savaşta tatlandırıcıların da faydası olur mu?Obezite tedavisinde kalori alımının azaltılmasında sukroz ve sukroz içeren yiyecek ile içeceklerde sukroz yerine aspartam kullanılabilir. Aspartamla yapılan bir çalışmada, obezlere verilen aspartamın, açlık hissinde azalmaya neden olduğu ileri sürülmüş. Yan etkisi var mı?Hiçbir yan etkisi yok. Sağlıklı yetişkinler, iki yaşından büyük çocuklar, gebeler ile diyabetli hastaların rahatlıkla kullanılabi-leceği FDA tarafından belirtil- miş. Aspartam ve asesülfam K genellikle gazlı içecek üretimi-nde yaygın olarak kullanılıyor. Dünyada 90’dan fazla ülkede kullanım izni bulunuyor.

Devamını Oku

Kömürleşmiş et yemeyin

28 Haziran 2013

Yaklaşık 30 yıldan beri bilinen bir gerçek var: ızgara, kızartma, tütsüleme gibi yüksek ısılarda pişirmede bazı yiyeceklerin içindeki moleküller parçalanıyor ve toksik kimyasallar açığa çıkıyor. Bunlara ‘heterosiklik aminler’ (HCA) diyoruz. Biz bu yiyecekleri yediğimizde heterosiklik aminler emiliyor, kana karışıyor, meme, kalın bağırsak, prostat hücrelerimiz başta olmak üzere vücudumuzda izleri görülüyor. HCA’ler hayvanlarda aynı insanlarda olduğu gibi tüm genetik kodu taşıyan DNA’ya zarar veriyor. Yıllardır süren çalışmalarda çok fazla ızgara et yemenin kolon, meme, prostat, pankreas gibibazı kanser türlerini artırabildiği görüldü. İki önemli nokta var: 1- Et pişirirken ısı derecesi 178 derecenin üzerine çıktıktan 4 dakika sonra HCA oluşmaya başlıyor. 2- Pişirme süresi ne kadar uzarsa HCA’ler de o kadar fazla oluşuyor. - Yüksek ısıda et pişirmeyin.- Kömürleşmiş et yemeyin.Biberiye HCA oluşumunu azaltıyor!Avusturya ve ABD’de yapılan araştırmalar biberiye bitkisinin heterosiklik amin oluşumunu azalttığını göstermiş. Yaz günlerinde mangal keyfinden vazgeçin demiyorum. Ancak bu bilimsel bilginin ışığında eti biberiye bitkisiyle pişirmek, bol biberiye tüketmek yanmış etin zararlarından bizi az da olsa koruyabilir.- Antioksidan gücü rosmarinik asit, karnosik asit ve karnosol adlı bileşenlerden geliyor. - Laboratuvar testleri kanser hücrelerini öldürebileceğini, kanser hastalarının yaşam süresini uzatabileceğini göstermiş. - Hayvanlarda kan şekerini düşürmüş. - Japon bilim insanları hayvanlarda kan dolaşımını iyileştiridğini, pıhtıyı önlediğini görmüşler. - Eklem itihabı olanlarda ağrı ve şişmeyi azalttığı görülmüş. - Biberiye koklamak stres hormonunu azaltıyor. - Eskiden şifacılar diyabet, solunum yolu hastalıkları ve baş dönmesi için kullanırlarmış. - Kokusu düşünmeyi ve hatırlamayı kolaylaştıyor. - Antik Yunan’da gelinler buketlerine sadakat göstergesi olarak biberiye koyarlarmış. - Taze kullanacaksanız sapından ayırın ve yağını çıkarmak için kullanacağınız anda ufalayın. - Kurutmak isterseniz topladıktan sonra başaşağı asarak, birkaç gün gölgede kurutun. Kırmızı et en sağlıklı nasıl pişirilir?Özellikle büyümekte olan çocuklar, hamileler, kansızlık çekenler kırmızı eti düzenli olarak tüketmeli. Peki eti en sağlıklı nasıl pişireceğiz? Bu konuda Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Gürbüz’le konuştum. Kırmızı eti besin değerini kaybetmeden nasıl pişirelim?Bonfile, fileto, pirzola gibi en çok tercih edilen kırmızı et çeşitleri pişirilirken, pişirme yüzeyi yerine et yağlanmalı, iyice ısıtılmış yüzeyde ağır ateşte pişirilmeli ve et pişerken sık sık çevrilmemeli. Ben de önemli bir hata yapıyormuşum. Habire çeviririm, yanmasın diye...Ette bulunan besin değerlerinden maksimum oranda faydalanmak için nasıl pişirildiğine dikkat etmek gerekir. Kırmızı eti sağlıklı olarak pişirmek için çok basit teknikler uygulamak yeterli. Böylelikle hem etin besin değerlerinde kayıp önlenmiş, hem de fazla yağ ve gereksiz kalori alımından kurtulmuş oluruz. Et bize yüksek kalitede protein sağlayan, besin değeri yüksek bir yiyecek. B grubu vitaminler ve mineraller açısından zengin. Açlık hissini kolay gideriyor, iştah açma özelliği de var. Lezzeti ve barındırdığı yüksek değerli protein ile sıklıkla tüketilmesi tavsiye edilen besin maddeleri arasında yer alıyor. Kırmızı et zaten önemli oranda katı yağ içeriyor. Bir de bol yağda kızartırsak oradan da yağ giriyor vücudumuza...Bir yemek kaşığı yağ, pişirme sırasında yiyeceklerin enerji miktarını 100 kalori artırıyor. Yetişkin bir insanın alması gereken günlük kalori miktarının yüzde 20 ile 30’u arasındaki bölümünü yağdan alması gerekiyor. Örneğin 2 bin kalorinin tüketilen biir beslenme şeklinde, 400-600 kalorinin üzerinde yağ alınmaması gerekir.Kısık ateşte pişirin, sık sık çevirmeyin, dinlendirinKızartmalara özellikle çocuklar, gençler bayılıyor. Bazı annelerin de kolayına geliyor sanıyorum... Yağda pişirmenin hem sağlığı olumsuz yönde etkileyen bileşiklerin açığa çıkmasına neden olması hem de besin değerini azaltması nedeniyle tavsiye etmiyoruz. Kızartma yönteminden, ızgara yöntemiyle pişirmeye geçildiğinde, sadece sonradan eklenen fazla yağdan değil, etin içerisinde bulunan kendi yağından da kurtulursunuz.Peki ya mangal? Mangal yaparken çok dikkat edilmesi gerekiyor. Etin ateşe çok yakın olması durumunda sağlığa zararlı bileşiklerin açığa çıkmasına neden olabilir. Mangal yaparken kömürün kor halini almasını beklemeli. Et ile ateş arası mesafe de mutlaka ortalama 15 cm. olmalı. Eti yağlayıp da mı koymalıyız, yoksa pişireceğimiz ızgarayı mı yağlamalıyız? Etin pişirildiği yüzey yerine, kırmızı etin kendisini yağlamak, yağın ete yapışmasını ve yağın yanmasını engelliyor. Ayrıca etin erken tuzlanması erken sertleşmesine neden oluyor.En iyi et pişirme yöntemi hangisidir?Kısık ateşte pişirmek. Etin pişeceği yüzeyin iyice ısınmış olması, etin sık sık çevrilmemesi, çevrilirken maşa ve çatal gibi sivri uçlu mutfak malzemelerinin kullanılmaması gerekiyor. Aynı zamanda etin bir yanının diğer yanından daha az pişirilmesi ve etin piştikten sonra kısa bir süre dinlenmesi de gerçek lezzetine kavuşması için önemli etkenler.Hijyen için paketli kırmızı et alın Çoğu kişi gibi eti kasaptan değil, büyük marketlerden alıyorum. Burada hijyene daha çok dikkat ediliyor diye düşünüyorum çünkü. Doğru bir yöntem mi? Tüm pişirme yöntemlerinin yanı sıra, et tercihinde en önemli unsur hijyen. Kırmızı et satın alırken özellikle paketli olanların tercih edilmesini öneriyoruz. Paketli etler hem hijyen, hem de kalite açısından daha sağlıklı ve güvenilirdir. Ambalajlı kırmızı et ve et ürünleri kolay ve çabuk pişiyor, lezzetli, raf ömrü boyunca aynı lezzette kalıyor, kimyasal katkı maddesi içermiyor ve sağlıklı, geri dönüşümlü ambalajlarıyla ön plana çıkıyor.

Devamını Oku

5-7 kilo vermek meme kanseri riskini azaltıyor!

21 Haziran 2013

Meme kanseriyle beslenme şekli arasındaki ilişki düşündüğümüzden çok daha fazla gibi görünüyor. Örneğin; ergenlik dönemindeki beslenmenin ilerleyen yaşlarda meme kanserine yakalanma riskini belirlediği düşünülüyor. Hemen her ortamda, yazılarımda vurguladığım gibi doğru beslenme eğitiminin daha çocuklukta başlaması gerekli. Araştırmalara göre kadınlar 5 ila 7 kilo verir ve bunu korurlarsa meme kanserine yakalanma riskleri azalıyor. Genetik mirasınız ne olursa olsun fazla kilo veya şişmanlığın meme kanseri üzerinde riski çok artırıcı etkisi var. Kilonuzu kontrol edin, o zaman kötü genetik mirasınız olsa bile riskinizi düşürebiliyorsunuz. Aralıklı kalori kısın, sürekli değil!Dr. Bradley’nin light mutfağıSepetteki sağlıkKayısı- Anavatanı tartışmalı; Ermenistan, Hindistan ya da Çin olduğu düşünülüyor. - Büyük İskender Yunanistan’a getirmiş. - Bir adı da zerdali. Bizde bazı yörelerde bu adla biliniyor, özellikle İran’da.- Turuncu meyvelerde olduğu gibi beta-karotenden zengin. Beta karoten A vitaminin bitkisel şekline tekabül ediyor. - İçerdiği lutein ve zeaksantin gözlerimizi güçlendiriyor. - Koyu renk kayısıyı tercih edin; eğer koyu ise rengini açmak için kükürt eklenmemiş demektir. - Enerji veren B grubu vitaminler de içeriyor. - Az da olsa önemli antioksidan olan C ve E vitamini içeriyor.- Tazesinin 100 gramı 48 kalori, kurusunun 100 gramı ise 241 kalori.- Kuruduğunda A vitamini oranı artıyor; iki katına çıkıyor. Aslında sadece A vitamini değil nerdeyse içerdiği tüm besinler katlanıyor.- 100 gramında 2 gram lif var. Lif tuvalete daha kolay çıkmamızı sağlıyor. - Kayısı çekirdekleri badem yerine kullanılabilir. Bu çekirdekler çok düşük oranda zehirli bileşik içeriyor. Ama insan vücuduna normal yemede ciddi bir yan etkisi yok.Kayısılı ballı yoğurt ( 1 kişilik)Malzemeler:- 1 avuç kayısı- 1 paket vanilya tozu- 2 yemek kaşığı bal- 1 avuç badem- 1 kase light süzme yoğurtYapılışı:- Kayısıları doğrayın. İçine vanilyayı da ekleyip üzerini az geçecek suyla haşlayın. Suyunu iyice çekmeli.- Akşamdan light yoğurdu tel süzgece koyun. Sabah kalktığınızda light süzme yoğurdunuz hazır olacak. - Pişen kayısıların içine minik minik kestiğiniz bademleri atın, karıştırın. - 1 kup bardağı veya genişçe bir bardağın en altına pişmiş kayısılardan 1 kaşık yerleştirin.- Light süzme yoğurda balı ekleyip çatalla karıştırın.- Kayısıların üzerini 2 kaşık ballı-yoğurtla kapatın. - Bu işlemi bardak doluncaya kadar tekrarlayın. - En üstü yoğurtla kapatıp bademlerle süsleyin. Salatalık- Anavatanı Hindistan.- Biz en çok üreten üçüncü ülkeyiz.- Romalılarda çocuk sahibi olmak isteyen kadın beline salatalık dolayıp dolaşırmış. - Su oranı çok yüksek; vücudu temizleyen sebzelerden.- Liften fakir; ‘Salatalık yedim, sebze işte, niye tuvalate çıkamıyorum’ diye düşünmeyin!- Düşük oranda da olsa enerji veren B grubu vitaminlere sahip.- Az miktarda kanın pıhtılaşmasını sağlayan K vitamini içeriyor. - Düşük doz antioksidan C vitamini var. - Kas ve kemikleri güçlendiren kalsiyum ve magnezyum mineralleri de içeriyor. - Cildi yenileyen çinko minerali de var, ancak yine çok düşük. - 100 gramı 16 kalori. Bu işyeri çalışanları yürüyerek dünyayı dolaşıyor!Astellas İlaç sanal ortamda inanılmaz yararlı, motive edici bulduğum bir program başlatmış. 105 ülkeden yaklaşık 1 milyon kişinin katıldığı bu programda herkesin beline pedometre (adımsayar) bağlanmış. 8 kişilik gruplara ayrılmışlar. Katılanlar her gün ne kadar adım attıklarını pedometrelerinden okuyup giriş yapıyorlar. Böylece herkes hem kendi performansını, hem grubunu, hem de diğer grupları izleyip kıyaslama yapabiliyor. Sanal ortamda bu kadar yürüyerek hangi ülkeye vardıklarını da görüyorlar. Çalışanlardan Seda Mete dedi ki: “Brezilya’dan, Rio de Janeiro’dan başladım yürümeye, şu anda Mexico City’deyim!’ 4 aylık bir yarışma bu. Sonunda hem Türkiye birincisi takım seçilecek, hem de dünya birincisi takım.” Bu işyeri sağlık ve iyilik programı ne mi sağlıyor? Çalışanların fiziksel ve mental performansları artıyor, üretimleri çoğalıyor, işyeri devamlılığı artıyor. Takım ruhu gelişiyor, şirkete bağlılık artıyor, daha mutlu çalışanlar haline geliyorlar. Nitekim Astellaç İlaç Türkiye’de hep mutlu , aydınlık, pırıl pırıl yüzler gördüm.

Devamını Oku

Uzun yaşamın sırrını bulan simyacıların yöresi: Nazilli

14 Haziran 2013

Bir yere de aşık olabiliyorsunuz! Nazilli’yi de işte böyle ilk gördüğümde aşık oldum. Arayı fazla uzatmadan hemen bir program yapıp tekrar soluğu bu bereketli yörede aldım. İzmir rotasının dışında olduğu için çoğumuzun es geçtiği bir yer. Bu yaz değişik nerelere gidelim diye düşünenlere “Hiç düşünmeyin, çocuklarınızla gidin, Nazilli yöresinde tatil yapın” diyorum. Yemyeşil ovaların, dağların arasında gezinin, tertemiz havayı ciğerlerinize çekin, bol bol yeşillik, yaş sebze, zeytinyağı yiyin. Yörenin 80’lik gençleriyle sohbet edin.Nazilli’ye nasıl gidilir?İstanbul- İzmir arası uçakla 50 dakika. Buradan araba kiralayın. 1 buçuk saat sonra Nazilli’desiniz. Nerede kalınır?Kesinlikle Nysa Otel’de. Anadolu’da kaldığım en iyi otellerden biri. Bir tepenin üzerine kurulu otelde Sultanhisar ilçesine tepeden bakıyorsunuz. Püfür püfür esiyor. Tesis, yemekler, ortam iyi. Kafa dinlemek için ideal. Kardeşler Dinlenme Tesisleri’nde kahvaltı edin Sırf buranın kahvaltısı için bile Nazilli’ye gidilir. Aslanlı beldesini geçince, Sailer köyü çıkışında... Kahvaltıda ikram ettikleri sıcak pide ve haşhaş ezmesi müthiş. Güleryüzleri ise katma değer.Nysa Antik Kentini ziyaret edin M.Ö. 3.yy’dan kurulmuş bir şehir. Kütüphanesi Anadou’daki antik kütüphaneler içinde Efes Celcius’tan sonra en iyi korunmuş olanı. Zamanında bir eğitim ve kültür kentiymiş. 12 bin kişilik tiyatrosu, stadyumu, köprüleriyle ne kadar gelişmiş bir kent olduğununun ipuçlarını veriyor. Yörenin çileğini yemeden dönmeyin Nazilli yakınlarındaki Atça’nın çileği çok ünlü. Daldım bir çilek bahçesine ki durdurabilene aşkolsun!Isırgan otu toplayın Nazilli ülkemizin en uzun yaşayan insanlarının en fazla olduğu yer. Acaba uzun yaşamlarını ısırgan otuna mı borçlular? Dağ-taş ısırgan otu dolu, taze taze yiyorlar. Yörük Ali Efe Müzesi’ni görün Yörük Ali Efe Kurtuluş Savaşı sırasında düşman kuvvetlerinin ilerlemesini durdurmuş. Bu kahraman efenin Yenipazar’daki evi şimdi müze. Çocuklarınıza Kurtluş Savaşı’nın nasıl kazanıldığını anlatmak için bir fırsat. Akseki Köyü’nü ziyaret edin. ‘Orda bir köy var uzakta!’ Nazilli yakınlarındaki bu cennet köy aklımdan çıkmıyor. Dağın tepesine kurulu köyde çocukların yanaklarından kan, büyüklerin ağzından bal damlıyor. Muhtar Mutlu Bey’in kayınvalidesi bir çörek yapıyor ki sormayın! Her misafire kapıları açık. 75 yaşındaki çocuklarla(!) , 100’ü devirmiş büyüklerle sohbet edin Bu yörede 70-75 yaşındakilere ‘ O ne ki, daha çocuk diyorlar. 100 yaşını devirmiş o kadar çok kişi görüyorsunuz ki etrafta... Türkiye’nin Okinawa’sı burası...Sen Çok Yaşa ‘2030’larda caddelerde 85 yaşındaki teyze ve amcalar olacak’'Sen Çok Yaşa' projesi lansmanında konuşan Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Tufan ise şunları söylüyor: ‘2030-2040 yılları arasında ülkemizin caddelerinde 5 yaşındaki çocuklardan çok 85 yaşındaki ‘teyze ve amcaları’ göreceğiz. Geleceğin yaşlıları, bilinçli, bilgili, organize ve politik gücünün farkında olacak. Bu profilde istekleri için çatışmaya hazır, tüketim gücü yüksek, kaliteli hizmet talep eden ve teknolojiyi anlayarak kullanan eğitimli kişiler ağır basacak.’Dr. Bradley’nin light mutfağıLorlu ıspanakMalzemeler:- 1 demet taze ıspanak- 1 avuç lor peyniri- 1 yemek kaşığı zeytinyağı- Limon suyu- 1 tatlı kaşığı pul biber- 1 yemek kaşığı kekikYapılışı:- Ispanağı 1,5 cm genişliğinde doğrayın. Limon ve zeytinyağı ile karıştırın. - Üstüne lor peynirini serpin. - Peynirin üstüne kekik, en son acı pul biberi serpiştirin.Sepetteki sağlık- Amerika’dan sonra en çok yetiştiren ülke Türkiye.- Bahçede ilk kez 1300’lerde Fransa’da yetiştirilmiş, ondan önce yabani. - Romalılar tıpta da yararlanıyormuş. - Bitkilerdeki en önemli pigment olan flavanoid içeriyor. Flavanoidler mikroplara, alerjiye , kansere karşı korunmada etkililer. - Antioksidan kapasitesi yüksek bir meyve. - 8 çilek 1 portakaldan daha çok C vitamini veriyor. - Liften zengin. - Folik asit içeriyor; beyin ve sinir sistemi fonksiyoları, kan hücrelerinin yapımı için gerekli. - Manganez minerali var; hücre yapısını koruyor, şeker dengesini sağlıyor. - 100 gramında 33 kalori var. - Dikkat; bazı kişilerde alerjiye yol açabiliyor. Saman nezlesi gibi belirtiler veriyor. Döküntülere neden olabiliyor.Çilek şurubu- 1 kg çilek - Yarım limon suyu- 2 yemek kaşığı toz tatlandırıcı- Tüm malzemeyi robottan geçirin. Bol buzla servis edin.Haftanın sözü‘Bir akşam yemeği davetinde çok iyi değil, ama akıllı yemeli. Çok akıllı değil, ama iyi konuşmalı. ‘W. Somerset Maugham- İngiliz yazar ( 1874-1965)

Devamını Oku

Açıkta satılan kuruyemiş kuru meyve, baharata dikkat!

7 Haziran 2013

Yiyeceklerdeki doğal toksinler Doğal toksinler birçok yiyecekte bulunan ve kendiliğinden oluşan zehirli maddelerdir. Bu toksinler normal miktarda yerseniz herhangi bir sağlık sorununa yol açmıyorlar. Çünkü vücudumuz bize zarar vermeden atıyor. Bazen de diğer yiyeceklerdeki bazı bileşikler bizi koruyor.ElmaKüflü veya hasar görmüş elmalar patulin adlı mikotoksini içerebiliyor. Eğer elma suyu sıkacaksanız veya elmayla kek yapacaksanız hasar görmüş elma kullanmayın. İngiltere’de meyve suyu üreticileri küflü elma suyu kullanmamaları konusunda hükümet tarafında uyarılıyor. BarbunyaBarbunya çok iyi yıkanmalı, yoksa mide ağrısı ve kusmaya neden olabiliyor. İçinde lektin denen bir toksin var. Eğer barbunya 12 saat suda bekletilir ve en az 10 dakika kaynatılırsa tamamen yok ediliyor. Kabuklu deniz ürünleriYosunlar tarafından oluştırulan toksinlere algal toksin deniyor. Midye, tarak, istiridye gibi kabuklular algal kirlenemeye diğer su ürünlerine göre daha açıklar. Balık toksin içeren yosunu yediği zaman toksin etine geçiyor ve insanlarda öldürücü olabilecek seviyelere bile yükselebiliyor.Yeşil Patatesİçinde glikoalkaloid denen bir toksin var. Aslında bu toksin tüm patateslerde var ama çok düşük düzeyde... Yüksek doz glikolakaloid ise,- Patateslerin yeşil kısmında- Filizlenmiş patateste- Işıkta bekletilen patateste oluyor. - Patatesi karanlık, serin, kuru bir yerde saklamalısınız. - Eğer yeşil kısımlarını ayırdığınızda bile patatesin tadı tuhaf geliyorsa hemen atın. - Yeşil renkli cips yemeyin.Aflatoksin ve zararları!Aflatoksin iyi saklanmayan kuruyemiş, tahıl, kuru meyve ve diğer bazı yiyeceklerde görülen küflerin oluşturduğu bir mikotoksin. Birinci derece karaciğer kanseri nedeni olarak görülüyor. DNA’yı mutasyonu uğratıyorVücuda alınan aflatoksin süt, idrar ve karacigere geçerken DNA’yı mutasyona (yapı değişimine) uğratarak kanser meydana getiriyor. Bir çok çalışma aflatoksinler ile artan karaciger vakaları arasında bir ilişki oldugunu göstermiş. Uluslararası Kanser Araştırma Merkezi (IARC), aflatoksinleri “Grup I” kanserojenler sınıfına dahil etmiştir. Ekmek küfüKüf ve diğer mantarlar tarafından üretilen toksinlere mikotoksin deniyor. Küf hemen her yiyecekte oluşabilir. Sıcak nemli ortam üremelerini kolaylaştırıyor. - Örneğin; sıcak bir ortamda birkaç gün içinde ekmek küflenebilir. - Buzdolabında saklamak daha uzun sure küflenmeden kalmasını sağlıyor. - Ekmeği saklamak için en iyi yer ekmek kutusu veya serin bir dolap. Küfü sıyırdığınızda mikotoksinini de sıyırıp almış oluyorsunuz. Ama yiyeceğin içine çoktan nüfuz ediyorlar. En doğrusu: Küflü yiyeceği tamamen atmak.

Devamını Oku