Televizyondaki ‘Paramparça’ dizisi gerçek hayatta da paramparça olmuş vaziyette.

Ekran ömrü bundan sonra ne kadar devam eder bilinmez.

Ama iki başrol oyuncusu arasında yaşanan medyatik tatsızlık uzadıkça uzuyor.

Erkan Petekkaya, geçenlerde bir röportaj verip Nurgül Yeşilçay’ın diziden ayrılışının gerçek nedenini söylediği takdirde ‘yer yerinden oynar’ diye iddia etmişti.

Akabinde Nurgül Hanım’ın çekimler sırasında bir sahnede Erkan Bey’e küfür ettiği söylenmişti.

Şimdi de Nurgül Yeşilçay bir röportaj vermiş.

Sette kendisini deli ettiklerini ve tahammülünün sınırlarını aştıklarını belirtmiş.

Yani kadın benim telefon şakamdaki küfürbaz emlakçı Metin’e boşuna dönmemiş.

Deniz Seki, Bakırköy Kapalı Cezaevi’nde yazdığı kitabın kopyasını bir not eşliğinde bana da gönderdi...

Deniz Seki 1.5 yıldır kaldığı Bakırköy Kapalı Cezaevi’ndeki anılarını kaleme almış.

‘Deniz’in Dibi’ adında bir kitap yazmış.

Kitapta hem kendi anıları hem de cezaevindeki tutuklu kadınların hayat hikayeleri yer alıyor.

Sağolsun bana bir kopyasını kendi el yazısıyla yazdığı bir not eşliğinde göndermiş.

Sezen Aksu, Deniz’e bir tavsiyede bulunmuştu.

Çilehane’yi Verimhane’ye çevir demişti.

Sevvgili Deniz de aynen öyle yapıyormuş.

Dünya Kadınlar Günü’nde haftanın en çok konuşulan ismi Sinan Akçıl oldu

Sinan Akçıl’a ‘Dünya Kadınlar Günü’nde sevgilisi Ebru Şallı’ya ne hediye aldığını sormuşlar.

Ünlü popçu “Dün bir şarkı yazdım, bugün o şarkıyı çaldım. Yeteneğim sayesinde yırttım” diye cevap vermiş.

Dünya Kadınlar Günü’nde kadınlara hediye alındığını bu vesileyle öğrenmiş oldum.

Kadın haklarının ve eşitliğinin öneminin hatırlatıldığı bir günde onların hediye değil bizden saygı ve anlayış beklediklerini düşünüyordum.

Sinan Akçıl’ın şipşak şarkı yazdığını da bu sayede öğrenmiş olduk.

Ayrıca tutumlu olduğunu.

Erkan Petekkaya, eski rol arkadaşı Nurgül Yeşilçay’ın ‘Paramparça’ dizisinden ayrılmasının gerçek nedenini söylersem yer yerinden oynar demişti. Bunun üzerine dedikodu kazanı kaynamaya başladı. İddiaya göre Erkan Bey’in canlandırdığı karakterin Nurgül’ün canlandırdığı Gülseren’e “Düğün şarkımız ne olsun?” diye sorduğu sahnede Nurgül kendisine küfürle karşılık vermiş. Aynı sahneyi bir kez daha çekmişler. Nurgül yine aynı şeyleri söylemiş. Sinirler gerilmiş. Set iptal edilmiş.

Erkan Bey de bunun üzerine prensip sahibi ve deneyimli bir dizi oyuncusu olarak , “Ya o gider, ya ben” restini çekmiş. Bugüne kadar iki ünlü oyuncu arasında söz konusu dizide bir öpüşme krizi yaşandı sanıyorduk. Meğer öpüşmek bir yana, yan yana bile gelmeye tahammülleri yokmuş. “Düğün şarkımız ne olsun?” sorusuna iki kez üst üste küfür ederek cevap veren Nurgül Yeşilçay bu hareketiyle ‘Erkek Fato’ olarak tanınan Fatma Girik’in tahtını devralmış oldu. Bugüne kadar rol icabı bile olsa dünyada hangi gelin adayı, müstakbel zevcesine böyle bir davranışta bulunmayı aklına getirmiş veya cesaret etmiştir? Nurgül Hanım’ın bundan sonra karşısına çıkacak meslektaşlarına sesleniyorum. Ayağınızı denk alın. Yapmayın sakın ‘lom lom, lay lay.’ Karşınızdaki ‘Maço Kadın Yeşilçay.’

Pilav üstü döner meme altı dövmeler

Estetikle ilgili bir gelişme olduğunda konunun duayeni olarak bilinen sevgili Ajda Pekkan’ın gündeme gelmemesi adeta imkansız. Hiç ilgisi olmasa bile en azından bir fotoğrafını koyuyorlar veya bir benzetmede bulunuyorlar.

Şimdi de sık sık meme kaldırma estetiği yaptıranlarla ilgili bir iddia ortaya atılmış. Meme altında oluşan ameliyat izlerini kapatmak için dövme yaptırdıkları ortaya çıkmış. Bu yola başvuranlar arasında sözüm ona Ajda ve kardeşi Semiramis Pekkan da varmış. Genelde dantel şeklinde olan dövmeler göbeğe kadar iniyormuş. Süperstar ve kardeşi tüm bunlara güler mi ağlar mı bilemiyorum. Ama ben bu iddiayı son derece absürd buluyorum. Pilav üstü döner, meme altı dövmeler diyorum!

Bayram değil, seyran değil

Eski manken Tuğçe Kazaz ilginç haberlerle ismini duyurmaya devam ediyor. Twitter’dan Diyanet İşleri Fetva Kurulu’na “Elektronik cihazlarımızda, Kuran-ı Kerim uygulamasını indirdikten sonra cihaza abdestsiz dokunabilir miyiz?” gibi hepimizin aslında çok merak ettiği ancak bugüne kadar sormayı nedense akıl edemediği anlamlı ve önemli sorular soruyor. Bunları ne zaman yapacağı da hiç belli olmuyor.

Ramazan zamanı bu tür sorulara alışmıştık. Yadırgamamaya başlamıştık. Nihat Hatipoğlu’ndan cevapları duyardık. Derken Tuğçe geldi. Artık her şey değişti. Bayram değil seyran değil eniştem beni neden öptü misali.

‘Oynat Bakalım’ diye bir televizyon programı var.

Ne kadar ilginç video bulabilirlerse gösteriyorlar.

Su üzerinde harikalar yaratanlar, bisikletle cambazlık yapanlar, nefes kesen illüzyon gösterileri, çılgın sporcuların tehlikeli hareketleri vesaire vesaire.

İzlerken şaşkınlığınızı gizleyemiyorsunuz.

Ne kadar marifetliler diye düşünüyorsunuz.

Meğer onların hiçbiri Erkan Petekkaya kadar marifetli değilmiş.

Ünlü oyuncu verdiği bir röportajda ‘Paramparça’ dizisinden apar topar ayrılan rol arkadaşı Nurgül Yeşilçay hakkında konuşmuş.

“Nurgül’ün gidişinin ardındaki gerçeği söylersem yer yerinden oynar” demiş.

Cem Yılmaz bir türlü ödül alamadığı için durumunun Leonardo DiCaprio’yu hatırlattığını söyledi. Tabii bu benzetmeyi yapmak haksızlık olur...

SİYAD gecesine katılan Cem Yılmaz kendisini yıllarca Oscar özlemiyle yanıp tutuşan ve ödülüne nihayet bu yıl kavuşan Leonardo DiCaprio’ya benzetmiş. Bugüne kadar oynadığı, yönettiği filmleriyle bir türlü ödül alamamasının kendisine ünlü Amerikalı oyuncunun durumunu hatırlattığını söylemiş. Cem’in iki dudağının arasından çıkan komik veya değil her lafa gülmek için hazırda bekleyenler de bunu yine olağanüstü bir espri sanıp kahkahaya boğulmuş. Bir gazete ilginç olsun diye haberi “Türkiye’nin Leonardo’suyum” başlığıyla vermiş. Ancak benzetme yapmak DiCaprio’ya haksızlık olur. 41 yaşındaki Leo, sinema sektörünün içinden geliyor. Oyunculuğa çok küçük yaşta başladı. ‘Titanic’ ile dünya çapında şöhrete kavuşmadan önce ve sonra sayısız filmde rol aldı. Cem ile tek ortak noktaları Oscar ödüllü Avustralyalı oyuncu Russell Crowe ile bir filmde rol almış olmaları. Cem, ‘The Water Diviner’da. Leo, ‘Body of Lies’da. Bu kadar benzerlik bize yeter de artar bile.

Bundan sonra karşınızda: Cem DiCaprio!

Temsili ilan-ı aşk

İbrahim Tatlıses, ömür adam. Eski eşi Ayşegül Yıldız’a sosyal medya hesabından ilan-ı aşk ilan etmiş. “Bir anne çocuğuna ne kadar düşkünse; işte ben de sana o kadar düşkün ve aşığım” demiş. Buraya kadar her şey güzel gitmiş. Ancak İbo, Ayşegül Hanım’ın yerine Petek Dinçöz’ün fotoğrafını eklemiş. Durumu fark edince de düzeltmiş. “Fotoğrafın Petek Dinçöz’e ait olduğunu bilmiyordum. Temsili olarak kullandım” şeklinde bir açıklama getirmiş. Petek’in bebeğini puşetin içinde gezdirirken çekilmiş fotoğrafı İbo’da ne arıyor diye boşuna düşünmeyin. Sonuçta ikisi de sarışın. Uzaktan birbirlerine benziyorlar. Onun için İbo çok güzel söylemiş. Temsili ilan-ı aşk dediğin işte böyle olur!

Hacı Sabancı medyatik ve sempatik veliahtlarımızdan. Manken Özge Ulusoy ile aşk yaşıyor. Kimi zaman sevgilisiyle birlikte görünmekten çekinmiyor. Kimi zaman önündeki sevgilisine elini uzatmakla yetiniyor. Ancak Hacı efendiliğini hiçbir zaman bozmuyor. Bazı şımarık ünlüler gibi bağırıp, çağırıp öfkelenmiş numarası yapmıyor. Geçenlerde Özge ile mükellef bir kahvaltı yaparken görüntülenmişti. Şimdi de göbeği büyüdü, gıdısı çıktı, çok kilo aldı diye bir haber çıktı. Yaşam koçu Şeyda Coşkun’la spora başlamış, Boğaz’da yürüyorlardı. Bir taraftan zevkli, keyifli yaşamayı bilmesi, yemeyi, içmeyi sevmesi. Öte yandan arada bir diyete girip iştahını frenlemek zorunda kalması. Bir tarafta kendisinden artık evlilik teklifi bekleyen uzatmalı sevgilisi. Öte yanda evlilik konusunda son derece hassas ve titiz davranan ailesi. Hacı’nın işi zor!

Gerçek sultan Türkan Sultan

Türk sinemasının gelmiş geçmiş en güzel yıldızlarından Türkan Şoray’ın bazen eski filmlerini izleme fırsatı buluyorum. Efsane Yeşilçam döneminin unutulmaz Türk filmleri nostaljik bir hava taşıyor. Aynı zamanda Türkan Şoray’ın estetiksiz, doğal ve sade güzelliğini gözler önüne seriyor. Hülya Koçyiğit, Fatma Girik, Gülşen Bubikoğlu da çok hoş kadınlar. Filiz Akın’ın da kendine özgü bir havası ve zerafeti var. Ama Türkan Şoray’ın büyüleyici güzelliği kimsede yok. Anjelina Jolie’yi bile gölgede bırakan gözleri ömre bedel bir güzellik. Abarttığımı düşünüyorsanız kanıtları Yeşilçam arşivlerinde duruyor. Ne Hürrem ne Kösem Sultan. Gerçek Sultan Türkan Sultan!

Özge özünü bulmuş

Özge Özpirinçci vejeteryan olmuş. Hayatından kırmızı eti ve tavuğu çıkarmış Çörekotu yağı elma pekmezli kefirlerle besleniyormuş.

Başarılı oyucu her fırsatta kürk karşıtı olduğunu belirtiyor. “Kürk yasak olmalı“ diye haykırıyor. 1 Nisan’da 30 yaşında olacak. Özge sonunda özünü bulmuş!

Cicişler olarak tanınan Esra ve Ceyda Ersoy kardeşler dikkat çekmeyi biliyor. Diledikleri zaman gazetelere manşet olabiliyor. Kendi reklamlarını yapma konusunda çok başarılılar. Ya verdikleri frikik pozlarla ortaya çıkıyorlar ya sansasyonel bir haberle. Şimdi de “polise mukavemet ve hakaret” suçundan 4 yıl önce aldıkları 200’er fidan dikme cezasıyla birdenbire yine gündeme geldiler. Cicişler, Arnavutköy’deki çamur içinde bir alana üzerlerine galoş geçirilmiş topuklu botlarla çıkmış. Hem yürümekte hem çapa ve kürek kullanmakta zorlanmış.

Ama fotoğraflarını çektirip magazincilere dağıtmayı unutmamış. Manzara absurd ve komik. Televizyonda olsa reytingleri tavan yapar. Survivor’ı bile sollar. Zaten Ceyda ve Esra kardeşler hazırda bekliyor. Kendi kurdukları ‘Cicişler TV’ ile kamera karısına geçmişler. Evlerini herkese açtıklarını müjdelemişler. Kardashian ailesinin renkli fertlerinin özel yaşamlarını ekrana yansıtan ‘Keeping Up With The Kardashians’ reality şovu ABD ve gösterildiği ülkelerde çok tutulmuştu. Ama artık bayatladı.

Dünya televizyonlarının yeni bir reality şova ihtiyacı var. Bundan iyisini bulamazlar. Kurgu yok. Her şey gerçek. Aynı zamanda inanılır gibi değil. Daha ne olsun? Karşınızda Esra ve Ceyda Ersoy kardeşler. Şovun adı: ‘Keeping Up With The Cicişler’

Şanslı valeler

Canım Türkiyem’deki bazı ünlü futbolcuların eşleri gösterişe meraklı oluyor. Eşlerinin hediyesi son model lüks ve pahalı arabalarıyla turlamaya bayılıyor. Magazinciler de fırsatı kaçırmıyor. Otomobilin modelinden fiyatına kadar her şeyi gözler önüne seriyor. Bir aralar Fenerbahçeli Caner Erkin’in eşi Asena vardı. Asena eşinden boşandı Atalay soyadını kullanmaya başladı. Meydanı Galatasaray’lı Sabri Reyis’in pilot eşi Yağmur aldı.

Yağmur geçen akşam Asmalımescit’teki bir mekana deneme sürüşü için aldığı 3.5 milyon TL’lik bir Lamborghini Aventador ile gitmiş. Çıkışta aracıyla görüntülenmek istememiş. Kendisi taksiye binmiş. Lamborghini’sini valeyle göndermiş. O arabayı sadece bizde değil dünyada kim kullanırsa kullansın dikkat çeker. Yağmur Hanım’ın girişte görüntülenmeyi dert etmeyip çıkışta sorun olarak görmesi ilginç. Asmalımescit gibi trafiği sıkışık bir bölgeye 0’dan 100’e 3 saniyede çıkan bir spor arabayla gitmesi daha da ilginç. Deneme niyetine aldığı 3.5 milyon TL’lık arabayı valeye teslim etmesi daha daha da ilginç. Ne diyelim? Şanslı valeler!

En sönük Oscar

88’inci Akademi Ödül Töreni beni hayal kırıklığına uğrattı. Hollywood’un şatafatı yoktu. Sahnedeki şovlarda iş yoktu. Sunucu Chris Rock’un esprilerinde iş yoktu. Kulak tırmalayan tiz sesiyle izleyenleri baydı. Ödül kategorilerinin fazlalığından kazananlar doğru dürüst konuşamadı. Netice olarak: Uzun zamandır gördüğüm en sönük Oscar’dı!