Canım Türkiyem’in gelmiş geçmiş, tek ve gerçek taşbebeği Gönül Yazar’dır.
Zeki, cilveli, cesur, modern, dünya görmüş, hoşsohbet ve dünya tatlısıdır.
Minyon tipiyle yıllara meydan okuyan Gönül Yazar tam kadın gibi kadındır.
7 kez nikah masasına oturmasıyla bu dalda rakip tanımayan ünlülerimizdendir.
İzmirli güzel, yaşlanmasına rağmen ‘taşbebek’ ünvanını kimseye kaptırmamıştır.
Bir başka kadın gibi kadın ise tıpkı soyadı gibi kendi de taş gibi olan Hollywood’un seksi ve cazibeli yıldızı Sharon Stone.
‘Basic Instinct’ (Temel İçgüdü) filmindeki erotik rolüyle gönülleri fethetti.
Geçtiğimiz Mart ayında 58 yaşına girdi.
Televizyonda ‘Para Odası’ adında yeni bir yarışma programı başladı.
Yüzde yüz yerli yani Türk formatıymış.
Aslında söylemelerine bile gerek yok.
Çok açık ve net belli oluyor.
Bu kadar anlamsız ve saçma bir yarışma yapmak bizden başka kimsenin aklının ucundan geçmezdi.
Yarışmanın jingle müziği formatına uyum sağlayabilmesi için arabesk havasında.
Yarışmada anonsları yapan dış ses her an ‘Tek Tek’ diyerek bir magazin haberine geçecek havasında.
Yarışmanın sunucusu Tamer Karadağlı kendine özgü gerginliği ve aşırı ciddiyetiyle sahnede Shakespear’in Hamlet’ini oynuyor ve “To be or not to be” diyor havasında.
Paris Hilton’un bir zamanlar minik köpeğini süsleyip, çantasının içinde taşımasıyla yarattığı moda diğer ülkeleri bilemem ama bizde hala tüm hızıyla devam ediyor.
Fenerbahçeli futbolcu Miloslav Stoch’un manken nişanlısı Pauli Bedzetiova, geçen gün Bebek’te seksi tarzıyla olduğu kadar ufacık köpeğini çantasında taşımasıyla da dikkat çekmiş.
Paris Hilton gibi varlıklı bir ailenin varisi olan Süreyya Yalçın’ın sayıları yarım düzineyi bulan köpekleri için özel çantalar aldığı söyleniyor.
Hayatta hiçbir şey geçmişte olduğu gibi kolayca ayağınıza gelmiyor.
Evcil hayvanların bile huyu suyu değişti.
Küçüldükçe şımardılar, kaprisleri çoğaldı.
Örneğin ufacık köpeğinizi artık “gel kuçu kuçu” diye yanınıza çağıramıyorsunuz.
Özel çantasının içinde taşıyorsunuz.
ABD medyasında sürekli olarak ülkemiz aleyhimize propaganda yapanlar var.
Bunların kasıtlı ve art niyetli olduğu çok açık ve net bir şekilde belli oluyor.
Canım Türkiyem’ın imajını korumak için bunlarla mücadele etmemiz gerekiyor.
Anlayacakları dilden.
Alıştıkları bir sloganla.
İlk kez 1980 yılındaki ABD başkanlık seçimlerini kazanan Ronald Reagan kullandı.
“Make America Great Again” dedi.
O zamandan beri popülerliğini yitirmedi.
Ivana Sert, davetlerde, açılışlarda sık sık boy gösteren sosyetik bir ikoncandı. Derken varlıklı bir ailenin veliahtı olan eşinden olaylı bir şekilde boşandı. Ama 36 yaşındaki güzel Sırp manken kendi başına ayakta durmasını bildi. Hırsı, aksanı ve cazibesiyle hem televizyon yıldızı hem iş kadını oldu. Önce ‘Yok Böyle Dans’ yarışmasına katıldı. Pistte kıvrak ve seksi figürler sergiledi. Şov yapma yeteneğiyle dikkat çekti. Yarışmanın bitimine doğru uyanık davrandı. Elenmeyi beklemeden kendini sakata ayırdı. Böylece kaybedenlerin arasına girip imajına zarar vermemiş oldu.
Sonra ekranda popüler bir tarz yarışmasının jüri koltuğuna oturdu. Bu arada modacılığa soyundu. Kendi takı markasını filan yarattı. AVM’lerde hem cinsleriyle söyleşiler yaparak iyi para kazandı. Tarz yarışması sona ermesiyle birlikte Ivana ortalıktan çekildi. Sevgilisiyle Arnavutköy’de müdavimi oldukları bir balıkçının haricinde etrafta pek görünmez oldu. Şimdi bu iş böyle olmaz. Hayranları var. Nerede bu kadın, ne yapıyor diye merak edenler var. Duyduk duymadık demeyin. Ne orada, ne şurada, ne burada. Ivana artık balıkçıda bizımla!
Meğer noter çıkışı olmazmış
Sinem Kobal paparazzilerin sevdiği bir ünlü. Medyatik ilişkileriyle daima gündeme geliyor. Sinem, yakışıklı oyuncu Kenan İmirzalıoğlu ile evlendikten sonra bir taşla iki kuş vurmak isteyen muhabirler açısından daha da popüler bir isim oldu. Ayvalık’taki nikahı, düğünüyle gündem yarattı. Tekne tatilinin fotoğrafları magazin sayfalarını süsledi.
Sinem’i son olarak noter çıkışı görüntülemişler. Ünlü yıldız elindeki evrakları gizlemeye çalışmış. Özel şöförü foto muhabirlerine müdahale etmiş. “Burada olmaz, şimdi çekmeyin” diye araya girmiş. Neden olmazmış anlayamadım? Başka her yerde oluyor da orda mı olmuyor? Çekimi önce notere mi tasdik ettirmek gerekiyor?
Ünlü bu ünlü! Nerede yakalarlarsa orda fotoğrafını çekerler. Noter, moter dinlemezler. Sinem bunu bildiği, aynı zamanda da makyajsız olduğu için hızla arabasına binmiş. Şöförü de aklı sıra gazetecileri engellemeye çalışmış. Neden derseniz. Meğer noter çıkışı olmazmış!
Vız gelir tırıs gider
Burak Özçivit ile Fahriye Evcen önümüzdeki yıl dünya evine giriyormuş. Ünlü çift iddiaya göre kısa bir süre önce sekteye uğrayan ilişkilerini Fahriye’nin gittiği Alibeyköylü bir medyum sayesinde kurtarmış. Sıkıntılı günler geride kalmış. Burak evlilik teklifinde bulunmuş. Fahriye kabul etmiş. Sonra ailesinin onayını almak için Almanya’ya el öpmeye gitmişler. Yurda döner dönmez de evlilik hazırlıklarına başlamışlar.
Sosyetik ikoncan EdaTaşpınar tasını tarağını toplayıp bir yıldır Yunanlıların çılgın ve marjinal eğlence hayatıyla ünlü adası Mikonos’a yerleşmiş.
Arada bir hafta sonları Türk sevgilisi için ülkeye dönüyormuş.
Ama artık yabancı arkadaşlarıyla birlikteymiş ve dünyaca ünlü adanın yerlileri arasına girmiş.
7 senesini Bodrum’da geçiren ve daha sonra surf şampiyonu sevgilisi için Alaçatı’ya transfer olan Eda, hayatını dilediği gibi yaşamak istediğini ve Mikonos’ta rahat ettiğini söylemiş.
“Herkes özgür. Herkes istediğini yaşıyor, birbirine istediğini söylüyor. Biz ne yazıkki kültür olarak elalem ne der anlayışıyla büyüyoruz. Oysaki hayat birtane, kendi hayatını dilediğince, özgürce yaşayabilmelisin. Benim arada yurt dışına kaçma sebeplerimden birtanesi bu. İnsanlar özgür. Ne giymişsin, ne yapmışsın kimsenin umurunda değil’’ diyor.
Eda, kusursuz fiziği, daimi yanık teni ve egzotik güzelliğiyle yaz mevsiminin ve plajların sembolü gibi bir kadın.
İnsan onu görünce güneşi görmek, deniz kıyılarına koşmak, kumlarda yürümek ve suya atlayıp yüzmek istiyor.
Bodrum’un rakipsiz şezlong kraliçesiydi.
Hollywood’un son zamanlarda parlayan yıldızlarından Alexander Skarsgard, ‘Tarzan’ filmindeki rolüne hazırlanmak için sıkı bir rejime girmiş. 39 yaşındaki oyuncunun sosyal hayatı çekimlerden çok önce sona ermiş. Günlerini özel antrenörü ve diyetisyeniyle geçirmiş. Alkolü tamamen kesmiş. Kondisyon ve vücut çalışmalarına ağırlık vermiş. Alexander, en çok karamelli turtayla soğuk birayı özlemiş. Film biter bitmez de hiç vakit kaybetmeden bu hasretini gidermiş.
Skarsgard konuyla ilgili, “Biliyorum biraz garip bir kombinasyon ama bana çok iyi geldi” diyor. Alexander, filmde sarmaşıklardan sıçrıyor, uçurumlardan atlıyor, aslanlar, filler, goriller tüm vahşi hayvanlarla ormanların kralı olarak inanılmaz bir bağ kuruyor. İsveçli aktör 2008- 2014 yılları arasında ‘True Blood’ dizisinde bin yaşında Vikingli vampir bir şerifi canlandırmıştı. Vampiri oynamak için makyaj yetebilir. Ama ‘Ormanların Kralı’nı canlandırırken inandırıcı olmak için ‘Tarzan Diyeti’ şart. Bir de en ünlü Tarzan, Johnny Weissmuller gibi ciğerlerin patlayana kadar bağırmak!
Alexander Skarsgard Tarzan’ filmindeki rolüne kondisyon ve diyetle hazırlandı.
NE KADAR BÜYÜK PORSİYON O KADAR FAZLA OBEZİTE
ABD’de obezite sorunu her zamanki gibi had safhada. Sağlıklı beslenmenin yararları hakkında insanları eğitmeye ve bilgilendirmeye ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar işe yaramıyor. Çünkü porsiyonlar inanılmaz büyük. Yemekler lezzetli ve bir o kadar kalorili. Oysa İtalyanlar ve Fransızlar, yemekleri lezzetli ve kalori açısından daha zengin olmasına rağmen, Amerikalılar kadar obez olmuyor. Çünkü Avrupalılar yiyecek ve içecekleri normal porsiyonlarda tüketiyor.
Ayrıca günlük yaşantılarında Amerikalılardan daha fazla hareket ediyor. Yürüyor, bisiklete biniyor. Amerika’da ise durum farklı. İstediğin kadar spor yap veya hareket et farketmiyor. Devasa porsiyonların görüntüsü bile insanları obez yapmaya yetiyor!
SOSYAL MEDYANIN ETKİLERİ
90’lı yılların sonlarında Spice Girls (Baharat Kızlar) dünyada fırtına gibi esti. Sonra biri hariç hepsi teker teker kayboldu. Aralarından sivrilen Victoria Beckham oldu. Ünlü İngiliz futbolcu David Beckham’ın 42 yaşındaki minyon eşi büyük işlere imza attı. Kendi markasını yarattı. İyi bir iş kadını olduğunu kanıtladı. Markası dünya çapında satılan bir ürün yelpazesine sahip. Şirketin piyasa değeri 300 milyon dolar. Victoria’nın en büyük başarısı ise bu imparatorluğu yaratırken 4 çocuk doğurması ve eşini kimseye kaptırmaması.
En büyük, “büyük baba” Mick baba
Efsane Rolling Stones gurubunun ele avuca sığmayan solisti Mick Jagger, 72 yaşına gelmesine rağmen hızından hiçbir şey kaybetmedi. 55 yıllık kariyeri boyunca çılgınca yaşadı, durmak nedir bilmedi. Biseksüel olduğu ve bu yılın başında hayata veda eden bir başka efsane müzisyen David Bowie ile bir zamanlar aynı yatakta yakalandığı iddia edildi. Birbirinden güzel egzotik eşleri, aşkları oldu. Aralarında ünlü mankenler Bianca Jagger ve Jerry Hall’un olduğu 5 farklı kadından 7 çocuk ve 5 torun sahibi oldu. Şimdi de 29 yaşındaki sevgilisi Melanie Hamrick’den sekizinci kez baba olacağının müjdesini aldı. Mick’in çocuklarının en küçüğü 17, en büyüğü 46 yaşında. Geçenlerde torunu Assisi Jackson onu torun çocuğu sahibi yaptı. Ya da büyük büyük baba. İşte onun için en büyük, büyük büyük baba.
18 yaşındaki Kylie Janner hamile mi?
Kardashian familyasının 18 yaşındaki en genç üyesi Kylie Jenner’ın hamile olduğu iddia ediliyor. “Keeping Up With The Kardashian” reality şovunun yıldızı, 26 yaşındaki pop ve rapçi müzisyen sevgilisi Tyga’dan çocuk bekliyormuş. Annesi Kris Jenner durumdan memnun değilmiş. Kylie’nin Tyge ile olan ilişkisini tasvip etmiyormuş. Kylie’nin babası Bruce Jenner ise bir süre önce cinsiyetini değiştirmiş ve Caitlyn olarak hayatına devam etmeye karar vermişti. Onun kızının kararına itiraz edecek hali yok. Bu arada Kaitlyn hamile olmadığını söylüyor. Ama Hollywood’da dedikodu kazanı kaynıyor. Kardashian/Jenner Anonim Şirketi gündem yaratmaya devam ediyor!