Bel üstünden vurmak

10 Ekim 2016

‘Survivor’ yarışmacısı Nagihan Karadere’yi eşi Uğur Gökçe aldatmış. Aldatmakla da kalmamış. İlişki sırasındaki müstehcen fotoğrafları ortaya çıkmış. Ortaya çıkmakla da kalmamış. Çırılçıplak görüntüleri sosyal medyaya düşmüş. Nagihan bunun üzerine haklı olarak şok geçirmiş. 32 yaşındaki 400 metre koşucusu bir de üstelik şantajla karşılaştığını söylemiş.

Cansu adında bir kadının arayıp ‘‘Kocanla birlikteyim. Elimde çıplak kareleri var. 10 bin Euro vermezsen bunları yayarım’’ dediğini itiraf etmiş. Bir yaşında bir kız çocuğu olan ve bugüne kadar özel hayatı hakkında konuşmayı pek sevmemesiyle bilinen milli atlet bunun üzerine eşinden boşanmaya karar vermiş. Kocası öte yandan fotoğrafların fotomontaj olduğunu iddia ediyormuş. Nagihan da ‘’Belden üstü tamam. Ama belden altı benzemiyor’’ diyormuş.

Boşanma davasında ihanetle suçlanan eşi için belki bu hafifletici bir neden sayılabilir.

Üst tarafının benzeyip alt tarafının benzememe durumunu duruşmada büyük olasılıkla hayatında ilk kez duyacak olan hakimin olayı nasıl yorumlayacağına bağlı. Devir değişti. Eskiden bel altından vururlardı. Şimdi bel üstünden de vuruyorlar!

Alişan’a çocuksuz bir kadın lütfen

Türkücü, televizyoncu ve oyuncu Alişan çocuğu olan kadınla asla evlenmeyeceğini söylemiş. 40 yaşındaki bekar sanatçı daha önce girdiği bunalım yüzünden bir kez kız arkadaşıyla evlilik terapistine gittiğini söylemiş, “Evlenelim mi?’ diye sorduk. Şiddetle ‘evlenmeyin’ tavsiyesi aldık” demiş. Nasıl başardılarsa ikisi el ele verip evlilik müessesine inanmayan bir evlilik terapisti bulmuş. Bu arada Alişan “Bana benzeyen benim gibi bir kadın bekliyorum” diye idealindeki eşi tanımlamış. İnsanın kendisine benzeyip kendisi gibi olan biriyle evlenmesi için dünyada başka birinin kalmaması gerekir. Alişan’ın çocuklu bir kadınla evlenmekten yana zaten artık bir şansı kalmadı. Çocuğu olan hiçbir kadın onun gibi düşünen bir erkekle kesinlikle evlenmez. “Büyük lokma ye, büyük konuşma” demişler. ‘Alişan’a çocuksuz bir kadın lütfen!

Devamını Oku

Burcu bebek 40’ına geldi

7 Ekim 2016

Burcu Esmersoy 40 yaşına basmış. Arkadaşları sunucunun yaş günü için bir davet organize etmiş. Pastanın üzerinde Burcu’nun şekerden yapılmış maketi varmış. Kim düşünmüşse aferin. Burcu için bundan daha değerli bir jest yapılamazdı. Burcu kendisine aşık biri. Bu da çok güzel bir şeydir. İnsana haz ve mutluluk verir. Hayattaki en büyük aşkınız her an yanınızda. Burcu bu yüzden evlilikte tedbirlidir. Başta beğense de hayatını paylaşacağı erkekten bir gün bıkabileceğini bilir. Onun için 50’sine geldiğinde kendisini hala bekar olarak gördüğünü söyler. Birthday şarkısı Süperstar’dan “Kimler Geldi Kimler Geçti” Zaman o kadar çabuk geçiyor ki Burcu Bebek kırkına geldi!

İlmühabersiz olmaz Linet’cim

Şarkıcı Linet’in geçen yıl aşk yaşamaya başladığı ve Nisan 2016’da nişanlandığı Fransız sevgilisi evli çıkınca dünya başına yıkıldı. Neyse ki değerli bir yüzük ve son model bir Porche hediye alıp kendini kurtardı. Linet bundan sonra hayatına girecek adamı araştıracakmış. Evli mi bekar mı diye muhtara soracakmış. En iyisi yetkili tüm makamlardan noter tasdikli bir ilmühaber almakta. Yabancı dilde ise yeminli tercümana verip Türkçe’ye çevirteceksin. Mühür damga pulu hepsi olacak. Ya da yine birkaç 100 bin Euroluk bir nişan yüzüğü ve son model lüks bir spor arabayı peşin alacaksın Başka çaresi yok. Dünya çok gaddar!

Babla’ya iki el yetmez

Diva Bülent Ersoy, sevgililerini ve eşlerini hep İzmir’den seçer. İlk eşi Cem Adler, Babla’dan boşandıktan sonra kayıplara karıştı. İkinci eşi popstar Armağan Uzun uzun zamandır meydanda yok. Demek ki Babla sonrası hayat duruyor. Maşallah Babla her zaman fevkaledenin fevkinde formda. Şimdi yine İzmirli bir arkadaşının kendisinden 38 yaş küçük oğluyla birlikteymiş. Babla tekne kiralayıp Bodrum’da müstakbel kayınvalidesi ve kadın arkadaşlarıyla tatile çıkmış. Kayınvalide adayı Babla’mızı kendi elleriyle beslemiş. İyi niyetinden şüphem yok ama… Yetmez! Gece rüyasında gördüğü boyozları İzmir’den sabah ilk uçakla İstanbul’a getirtip 50 tanesini kahvaltıda afiyetle tüketmiş bir Babla’dan bahsediyoruz. Anlaşıldı mı? İki el yetmez!

Devamını Oku

Paris’te ‘Kim Kim’e dum duma

6 Ekim 2016

Amerikalı reality şov yıldızı Kim Kardashian moda haftası için gittiği Paris’te kaldığı rezidans dairesinde soyulmuş. Polis ceketli ve kar maskeli hırsızlar ünlü reality şov yıldızını koli bandıyla bağlamış. Banyoya kilitledikten sonra milyonlarca Euro değerindeki mücevherleriyle kaçmış. Hem de otomobil veya motosikletle değil bisikletle. Magazin sitesi TMZ’ye göre korkudan küçük dilini yutan Kim soygunculara canını bağışlamaları için yalvarmış.

İnanılır gibi değil. Kim’in hayatında bugüne kadar kendisinin önceden hesaplamadığı bir şey olmadı. Seks kasedini piyasaya sürmesi, Playboy’a çıplak pozlar vermesi, evlenmesi, boşanması sonra tekrar evlenip çocuklarını doğurması hep planlı ve programlıydı.

Bu soygun olayı da rahatlıkla onlardan biri olabilir. Sansasyon yaratıp reklamını yapmak istemiş olabilir. Sayısı tam olarak bilinmeyen mücevherlerinin karşılığını sigorta şirketinden kopartmak istemiş olabilir. Yoksa dünyanın en medyatik ünlüsü dünyanın en turistik kentinin göbeğinde Hollywood filmlerini gölgede bırakan böyle dehşetengiz bir senaryoyla karşılaşması hayal edilemez. Venedik’te imkansız bir soygunun gerçekleştiği 2003 yılının ‘The Italian Job’ filmi gibi. Bu da ‘Paris’te Kim Kime Dum Duma’

Bodrum Disneyland’a benzemez

LIndsay Lohan 11 yaşındayken Disney filmi ‘Parent Trap’ ile üne kavuştu. Disney yapımı olan ‘Freaky Friday’ ve ‘Herbie Fully Loaded’ ile kısa süre içinde Amerikalı gençlerin idolü haline geldi. Lindsay çok genç yaşta şöhret ve varlık sahibi olmanın bedelini ağır ödedi. Alkol ve uyuşturucu alışkanlığı nedeniyle başı defalarca derde girdi.

Tedavi olmayı denedi. Devamlı iş kaybetti. Sonunda kendini toparladı. Tekrar çalışmaya başladı. Ancak aksilikler 30 yaşına gelen New York’lu yıldızın peşini bir türlü bırakmıyor.

Bir süre önce geldiği Türkiye’de kısa bir tatil yapmak istemiş. Bodrum’da çıktığı tekne gezisinde çıpanın halatına kaptırdığı parmağını az daha kaybediyormuş. Ah Lindsay ah! Ne işin var senin teknenin çıpasıyla, halatıyla. Miço musun sen? Bizim buralarda tekneye binen senin gibi ünlü hanımların öyle şeylere değil dokunmak kafalarını çevirip bakmadıklarını söylemediler mi sana? Çoğu onların ne olduğunu bile bilmez. Bodrum, sizin Disneyland’a benzemez!

Devamını Oku