Aman Refiye Hanım sakın kapıyı açmayın

3 Ekim 2016

Çağatay Ulusoy 6 yıl önce ‘Best Model of Turkey’ seçilmişti. Gece saat 24.00’te birinciliği ilan edilmiş. İki saat içinde bir dizi teklifi gelmiş. O da otomatikman oyunculuğa yönelmiş. Ayla Algan’dan dersler alarak kendini geliştirmiş. 2011’de ‘Adını Feriha Koydum’ isimli diziyle sivrilmiş. Kısa süre içinde genç kızların gözdesi haline gelmiş. Çağatay şu aralar sezonun iddialı projelerinden biri olan ‘İçerde’de rol alıyor. Yakışıklı oyuncu son röportajında kendisiyle ilgili bir takım bilgiler vermiş.

16 yaşından beri gitar çaldığını, şarkı söylediğini, kadınlarda doğallığı sevdiğini, biraz içine kapanık olduğunu, arkadaşlığa önem verdiğini filan söylemiş. Şöhrete eriştikten sonra günlerden bir gün annesi Refiye Hanım’la oturduğu evin kapısına 15 genç kızın dayandığından bahsetmiş. Gözlerine inanamayan annesi oğlunun çaresiz ve cüretkar hayranlarını kırmamış. Tanrı misafiri diye içeri almış. Onlara çay ikram etmiş. Çağatay bugünlerde aşk konularından uzak durduğunu ve kariyerine odaklandığını iddia etse de bu zamane genç kızlarından korkulur.

Önlemini almak lazım. Oğlu şimdi daha da popüler. O kapıya dayanan hayranlarının sayısı artık 15 değil yüzler hatta binler olur. Ne çay yetiştirebilirsiniz ne evin içine sığdırabilirsiniz. “Aman Refiye Hanım siz siz olun sakın kapıyı açmayın!”

Palavra Palavra Palavra

Ebru Şallı ile Cem Yılmaz’ın aşkı yaz sezonunun sonuna doğru başladı sonbaharı görmeden bitti. Ayrılık nedeni tam olarak bilinmiyor. Ebru’nun eski sevgilisi Sinan Akçıl’dan intikam almak için Cem’i kullandığı ve ünlü komedyenin durumu öğrendiğinde ilişkiyi noktaladığı iddia ediliyor.

Pilatesçi güzel sözüm ona bebek yüzlü popçuya ayrılırken bir e-posta atmış. “Bak ben sana neler yapacağım” demiş. Cem’in yakın bir arkadaşı vasıtasıyla söz konusu e-postadan haberi olmuş. Ebru ile olan birlikteliğini derhal sonlandırmış. Bu dedikodu tamamen uydurulmuş gibi geliyor. Ayrılığın nedeni olarak gösterilen e-posta nur içinde yatsın Fikret Şenes’in sözlerini yazdığı ve Ajda Pekkan’ın 41 yıl önce dillere destan olmuş bir şarkısını hatırlatıyor.

Palavra, Palavra, Palavra!

Devamını Oku

Kim’in bavulları kimlerde yok ki?

1 Ekim 2016

Amerikalı reality şov yıldızı ve hiçbir kişisel yeteneği olmamasına rağmen belki de televizyonun en ünlü ve popüler ismi Kim Kardashian 6 günlüğüne Paris’e gitmiş. Moda haftası etkinliklerine katılma vesilesiyle magazincilere bol bol pozlar verip kendinden söz ettirecekmiş. Bunun için de Fransa’ya 6 bavul eşya götürmüş. Her güne bir bavul deniliyor.

Kim’in geçen yıl Paris Moda Haftası boyunca 12 farklı kıyafet giydiğini söyleniyor. İran asıllı Ermeni güzeli aslında mütevazı davranmış. Her güne bir bavul nedir ki? Belki dünyanın başka ülkelerinde yaşayanlara çok gelebilir. Ama biz anormal sayıda bavullarla gezenleri görmeye alıştık. Dalaman ve Bodrum’a teknelerinde hafta sonları kalmaya giderken bile Kim’in Paris’e götürdüğünden çok daha fazla bavul götürenler var. Hava yolu şirketlerine ekstra bagaj ödemesi yapmakta dünyada rakip tanımayız.

Eşinin hediye ettiği timsah derisi marka bavula sarılarak poz veren Demet Akalın, Kurban Bayramı tatilinde gittiği İtalya’dan bir ordu bavulla dönmüştü. Diva Bülent Ersoy, yani Bülent Abla ya da nam-ı diğer Babla, bir geceliğine sahneye çıktığı mekanlara giderken yanına aldığı bavullar minibüsüne zor sığıyor. Ne diyorsunuz? Burası Türkiye!

Tarkan ideal koca çıktı

Tarkan Pınar Dilek ile evlendikten sonra iyi bir eş olma konusunda tam not aldı. Eşiyle ilgileniyor, onu koruyor ve düşünceli davranıyor. Magazincilerin Pınar’ı zor durumda bırakmasına izin vermiyor. Arabaya binerken centilmenliğini ihmal etmeyip kapısını açıyor. Beykoz’daki çiftliğini satıp eşinin ailesine yakın olmak için Köln’de lüks bir villa satın alıyor. Megstar işinde olduğu gibi özel hayatında da mükemmeli yakaladı. Her şeyden önemlisi iyi yürekli bir insan olduğunu kanıtladı. Nazar değmesin. Duyduk duymadık demeyin Tarkan ideal koca çıktı!

Devamını Oku

Bir içim su Ivana Sert

30 Eylül 2016

Sırbistanlı Ivana Sert, ülkemizde altın bulan yabancı güzellerden İç çamaşırı mankeniyken varlıklı bir ailenin veliahtıyla evlendi. Magazincilerin nabzına göre şerbet verip onların gözdesi olmayı bildi. Açılışlarda, davetlerde fotoğrafçılara sürekli çarpıcı pozlar verdi. Sonunda medyatik ve sosyetik bir ikoncan haline geldi. Bu arada kaşla göz arasında zengin eşinden bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Bir süre sonra olaylı bir şekilde boşansa da geleceğini garanti altına almayı bildi.

Dans yarışması, tarz yarışması derken TV’de kendini gösterdi. İsmini moda, güzellik ürünleri ve takılarıyla bir marka haline getirdi. Popülerliği sayesinde reklamlar ve tanıtımlarla paraya para demedi. Son olarak örf ve adetlerimize uyarak Kurban Bayramı’nda kurban kestiğini söyledi.

Ivana şimdi de Türk ismi almak istemiş. Adını “Su” olarak değiştirecekmiş. Su Sert ismi kulağına hoş gelmiş. Ancak çok fazla evrak istenince vazgeçmiş. Ne diyelim? Allah vermesin başka bir dert. Karşınızda bir içim su Ivana Sert!

Sosyal medyanın kralı Türkler

Sosyal medyada Türkler’den daha güçlüsü yok. Televizyonda yılın dizisi denilen “İçerde” ekrana geldiği ikinci haftada Türkiye’de 10 saat 40 dakika, dünyada ise 4 saat 15 dakika gündemde kalarak rekor kırmış. Hadi bizi anladık. Dünyaya ne oluyor? “Game of Thrones” mu bu? İnsanlar çıldırdı mı? 4 saatten fazla Çağatay Ulusoy’la Aras Bulut İymemli’yi mi trend topik yapmışlar. Bırakın onları tanımayı isimlerini bile telaffuz edemezler. Özellikle İynemli’yi! Ama Türk’ün gücü işte. Neyi istersek onu TT yapıyoruz. Savulun sosyal medyanın kralı Türkler geliyor!

Devamını Oku

Houdini’nin ruhu Helincik’in odasında dans etmiş

28 Eylül 2016

Vals, tango, mambo, pasa doble, rumba, salsa, swing, sirtaki, disko, hip hop, ça ça, caz, bale, roman, oryantal hepsini unutun. Meğer hepsini gölgede bırakacak farklı bir dans varmış. Hem de pistte değil, odada kişiye özel yapılan türdenmiş. Hülya Avşar’ın kardeşi Helincik, yorumculuk yaptığı magazin programında açıklamış. Helincik, ilkokul 5. sınıfa giderken ablasının döner bıçağı ile dolaşan, akıl sağlığı yerinde olmayan, raporlu, 1.90 boylarında fanatik bir hayranı bulunuyormuş. Bu kişi bir gün evlerinin 5. katına tırmanmış. Helincik o sırada alt kattaymış.

Adam camdan içeri girmiş. Ablasının sahne kostümlerinden birini seçip giymiş. Elinde döner bıçağıyla dans etmeye başlamış. Dansı bitince elbiseyi çıkartıp yerine asmış. Girdiği camdan da çıkıp gitmiş. Helincik korkudan 1 saat konuşamamış. O günden beri odasının kapısını kilitlemeden uyuyamıyormuş. Helincik boşuna korkmuş.

1.90’lık hayranı 1.63’lük Hülya’nın kostümlerinden birinin içine kendini sığdırıyorsa, müzik filan olmadan elinde döner bıçağıyla yaptığı dans bittikten sonra gardroptan seçtiği elbiseyi derleyip, toplayıp yerine asıyorsa, öyle akli dengesi yerinde olmayan raporlu biri filan değildir. Olsa olsa Macar asıllı ABD’li efsane illüzyonist Harry Houdini’dir. O da 1926 yılında bu fani dünyadan göçmüştü. Demek ki neymiş? Houdini’nin ruhu yıllar önce Helincik’in odasında dans etmiş!

Onda biri yine de fena değilmiş

Ebru Gündeş, 6 yıllık eşi Reza Zarrab’dan boşanıyormuş. Oysa medyatik çift ilişkilerine 60 yıl hiç ayrılmayacağız diye başlamış. Yalıların kapısına, lüks otomobillerinin plakasına ‘60 yıl’ diye yazdırmış. İddiaya göre Ebru boşanma davasında kendisi için tek kuruş istememiş. Ancak kızları için teklif edilen 50 milyar TL’yi de az bulduğu için kabul etmemiş. Ebru akıllı kadın. Nereden ne alabileceğini biliyor. 60 yıl beraberiz diye yola çıkıyor. Şartlar değişince 6 yılda bitiriyor.

Reza ‘’İçerisinde bulunduğum bu sıkıntılı sürece rağmen eşimin boşanma kararını saygıyla karşıladığımı kamuoyuna bildiririm’’ demiş. Kadın tarafı olayı kafasında bitirdikten sonra o evlilik zaten devam etmez. Varlıklı ünlülerin aşkları, ilişkileri, evlilikleri artık pek uzun ömürlü olmuyor. Hayatlarını çok hızlı yaşıyorlar. Bunlar 60 demiş 6’da bitmiş. Onda biri yine de fena değilmiş!

Devamını Oku

Ahu'ya bak Cem'i al

24 Eylül 2016

Cem Yılmaz ile Ebru Şallı’nın aşkı göz açıp kapayana kadar sona erdi. Zaten ünlü komedyene göre aralarında aşk filan yokmuş.

Sadece arkadaşlarmış. Ebru herhalde bunun farkında değildi. Kendi kendine gelin güvey oluyordu. "Güzel bir şey yaşıyoruz" diyordu. Pilatesçi güzelin farkında olmadığı bir başka konu da Cem’in eski eşi ve oğlu Kemal’in annesi Ahu Yağtu’nun varlığı oldu. Ebru ile birlikte olduğu haberi çıktıktan sonra Cem her yere Ahu ile gitti. Tatilde, konserde, galada hep yanında Ahu vardı. Hatta ikisi evliyken bile bu kadar birlikte görünmüyorlardı. Ayrıldıktan sonra arada bir çocukları için beraber oluyorlardı. Derken Cem, Ebru ile cilveleşmeye başladı. Ahu Hanım o günden sonra eski eşinin yanından bir an bile olsun ayrılmadı. Sonunda Cem ile Ebru’nun olan veya olmayan aşklarını, başlar başlamaz veya hiç başlamadan bitirmeyi başardı.

Bundan sonra ünlü komedyenle birlikte olmayı düşünen kadınların kulağına küpe olsun. Anasına bak, kızını al misali. Ahu’ya bakıp Cem’i alacaksın. Yoksa Ebru gibi bir ay içinde ortada kalacaksın!

14 yıl sonra aynı heyecanı yaşamak zor

Özcan Deniz ile Nurgül Yeşilçay 14 yıl sonra yeniden bir projede buluşmuş. 2002 yılının efsane dizisi "Asmalı Konak"ta Seymen Ağa ve Bahar karakterlerini canlandıran ikili şimdi Özcan’ın yönetmenliğini üstlendiği "İkinci Şans" filminde başrolleri paylaşıyormuş.

Özcan ve Nurgül bu filmde de iki sevgiliyi oynuyormuş. Aradan uzun zaman geçince insanlar hem hayat deneyimi kazanıyor hem doğal olarak olgunlaşıyor. Özcan 44, Nurgül 40 yaşına geldi. Yani Asmalı Konak zamanında biri 30 diğeri 26 yaşındaydı. Yeni filmlerinden bir kare yayınlamışlar. En ateşli sahne buysa diğerlerini görmesek de olur. Özcan başını yastığa, sol elini Nurgül’ün sağ göğsüne koymuş horul horul uyuyor. Nurgül deseniz o da derin bir uykuya dalmış. Rol icabı bile olsa 14 yıl sonra aynı heyecanı yaşamak zor. Aralarındaki elektrik gitmiş. Ekranın ünlü çifti bu kez aşktan değil yorgunluktan kendinden geçmiş!

Devamını Oku