Yönetimde Şii iddiaları
.
SORU: Şia kaynaklarında geçen şu iddiaların doğruluk payı nedir: 1- Hz. Ali, ilk 3 halifeye istemeyerek mi biat etti? 2- Hz. Ömer, Hz. Fatma’nın evini Hz. Ebubekir’e biat etmediler diye yakmaya kalkmış mı? Hatta (haşa) Hz. Fatma’ya “bu iş (hilafet) babanın getirdiğinden (risalet) daha önemlidir” dediğine dair de rivayetler var. Bu rivayetleri tarih kitaplarında bile olduğununu söylüyorlar. Bunların doğruluk payı var mı? 3- “Acaba Şia haklı mı” diye düşünceler de geliyor aklıma. Hakikate en yakın Sünniler midir Şiiler mi? (Barış Yılmaz)
CEVAP: Hz. Ali’nin 3 halifeye istemeyerek biat ettiğini bilmiyorum. Ancak hilafetin kendisine verilmesi gerektiğine inanıyordu. Herhalde bundan ötürüdür ki, Hz. Fatıma Ebubekir’e biat etmemiş, Hz. Ali de ancak eşi Fatıma’nın vefatından sonra yani Ebubekir’in halife seçilmesinden altı ay sonra biat etmemiştir. Tarihlerin tesbitine göre Hz. Ali, hilâfetin kendisine verilmesini umuyor ve bekliyordu ama Peygamberimiz böyle bir şey yapmadı, yerine birini atamadı. Tam tersine bu işi Müslümanların seçimine bırakarak bir anlamda siyasi yönetimde demokratik bir sistemi, seçim sistemini istedi.
Hilafet meselesi İslâm’ın ruhu değildir. Yönetim kimin elinde olursa olsun önemli değil, önemli olan din hükümlerinin ödünsüz uygulanmasıdır. İlk iki halife bunu titizlikle uygulamışlardır. Hz. Ebubekir halife seçildiği zaman Allah ve Elçisi’nin buyruklarına uyduğu sürece Müslümanların, kendisine itaat etmeleri gerektiğini ama onların yolundan ayrıldığı takdirde kimsenin kendisine itaat etmesi gerekmediğini vurgulamıştır. Kanaatime göre hilafetin, ilk başta Hz. Ali’ye geçmemesi çok isabetli olmuş, böylece babadan oğula intikal eden bir saltanat sisteminin kurulması önlenmiştir. Ama Emeviler bunu maalesef saltanata çevirdiler. Hz. Ömer, İranlı köle tarafından vurulduğunda ölüm yatağındayken oğlu Abdullah’a, şayet kendisini yönetime seçerlerse bunu üstlenmemesini öğütlemiş, oğlunun “Niçin?” sorusuna, “İyi ise bize geldi, kötü ise bizden gitti” demiştir.
Hz. Osman yönetiminin birinci bölümü iyiydi ama ikinci bölümünde işler çoğunlukla Emevilerin eline geçince bozuldu. Sonra hilafet Hz. Ali’ye geçti ama onun beş yıla yakın hilafet dönemi de iç savaşlarla geçti. Yani ne Osman’ın ne de Ali’nin yönetimi, ilk iki halifenin yönetimleri kadar başarılı olmadı. Ben bağnaz bir insan değilim, ne Sünni taraftarıyım ne de Şii. Gerçeğin tarafıyım. Ben, insanları tanrılaştıran anlayışa karşıyım. Önemli olan kişiler değil, sistemdir. Her insan da Allah’ın kuludur. İslâm’ın kabul edilmiş inancı şöyledir: “Hubbul-hatenenyn tafdiluş-şeyhayn” yani iki damadı (Osman ile Ali’yi) sevmek fakat iki büyüğü (Ebubekir’le Ömer’i) üstün görmek. İşte benim görüşüm budur. Siz Şii mi olmak istiyorsunuz, Sünni mi kalacaksınız hiç önemli değil, önemli olan adam olmaktır. İşte dinin özü bu: Adam olmak.