İnsan hakları
.
Her İlâhî din, insan hakları üzerinde durur. Ama özellikle İslâm, insan haklarını daha net biçimde dile getirmiştir. Kur’ân-ı Kerîm, her insanın, doğuştan birtakım hakları olduğunu belirtir. Bunların başlıcaları: 1) Yaşama hakkı- 2) İnanma hakkı, din ve vicdan özgürlü, 3) Mülkiyet hakkı, 4) Evlenme ve üreme hakkı, 5) Seçme ve seçilme hakkı, 6) Seyahat hakkı, 7) İkamet (vatandaşlık) hakkı...vs.dir.
1)Yaşama hakkı...
Hakların başında yaşama hakkı gelir. Yalnız insan değil, her can, kendini koruma ve savunma güdüsüyle donatılmıştır. Yakın zamanda bir dostumun yeni yaptırdığı evin balkonuna birkaç kırlangıç çokça gelip gittiğini fark ettim. Beton sütunun tavana birleştiği yeri kendi barınmaları için elverişli görmüş olacaklar ki özellikle ikisi ağızlarıyla taşıdıkları çamura saman, çöp katarak oracıkta çamuru betona tutturmaya çalıştılar. Yapıştırdıkları çamur tutmayıp düşünce yenisini getirdiler. Birkaç günlük uğraştan sonra gayet sağlam bir yuva yapıverdiler. Sonra anne olacak kuş, yumurtalarının üstüne yattı. Baba bir şeyler getiriyor, anne ise civciv çıkarmak için yuvadan ayrılmıyordu. Biz bu hayvanları akılsız biliriz ama kendilerine yetecek kadar akılları vardı. Yoksa çamuru tutturmak için samanla karıştırmayı nasıl yapacaklardı? Demek ki Yaratan, her yaratığına yaşamını sürdürecek kadar bir akıl, bir içgüdü vermiştir.
Her canlı, yaşamak için çırpınır, kendisine zarar verecek şeylerden doğal olarak kaçar. Kendini savunma tedbirleri alır. Allah’ın yarattığı canı bir başkasının öldürme yetkisi yoktur. Bir başkasına zarar vermeyen canlı öldürülmez. Özellikle haksız yere bir insanı öldürmek çok büyük bir suçtur.
Haksız yere bir insanı öldürmek haram olduğu gibi, bir ihtiyaç olmadan sırf zevk için bir hayvanı öldürmek de haramdır. Nesâ’î ve İbn Hibbân’ınrivâyet ettikleri bir hadîste Hz. Peygamber: “Bir kuşu, boş yere öldürenler için kıyamet gününde o kuş bağıracak; ‘Yâ Rabbi, falan adam yararlanmak niyeti olmadan beni boşuna öldürdü!’ diye şikâyet edecektir!’ buyurmuştur.” (Müslim, Sayd: 1; Nesâ’î, Dahâyâ: 32)
Yemek için usulüne göre hayvan kesilebilir veya avlanabilir ama sırf zevk için hayvanı öldürmek ve öyle bırakıp gitmek, Allah katında günahtır, böyle yapan Allah’ın cezasına uğrar. Zevk için avcılık yapılmamalıdır.
İnsanlar arasında artan lüks, maalesef diğer canlıların aleyhine gelişmektedir. Yirminci yüzyıl insanı daha insancıl, daha şefkatli gibi görünmekte ise de gerçekte en merhametsiz, en öldürücü hale gelmiştir. Tarihin hiçbir döneminde bugünkü kadar hayvan öldürülmemiştir. İlkel âletlerle sınırlı sayıda hayvan öldürülürken modern teknoloji ile bir günde milyonlarca hayvan öldürülmektedir.
Haksız yere hiç kimsenin canına, malına ve namusuna dokunulamaz. Yüce Allah tüm mâsûm insanları kastederek: “Allah’ın haram kıldığı canı haksız yere öldürmeyin.” (İsrâ: 33) buyurmuş ve Allah’ın hâlis kullarının, haksız yere cana kıymayacaklarını vurgulamıştır (Furkan: 68).
2) Din ve vicdan özgürlüğü...
Kur’ân’a göre herkes düşünce ve inanç özgürlüğüne sahiptir: “Dileyen inansın, dileyen inanmasın.” (Kehf: 29), âyeti ve benzerleri, bu özgürlüğü vurgulamaktadır. Hiç kimse bir inanca zorlanamaz. Zaten zorla, baskıyla inanç olmaz: “Dinde zorlama yoktur.” (Bakara: 256)
Vicdanlar üzerinden baskının kalkmasını isteyen Kur’ân, daha ilk surelerinden olan Kâfirûn Sûresi’nde din ve vicdan özgürlüğünü şöyle vurgulamıştır: “Sizin dininiz size, benim dinim banadır.” (Kâfirun: 6)
Kur’ân’ın getirdiği din ve vicdan özgürlüğü prensibi, çeşitli surelerde vurgulanmaktadır. Hz. Muhammed’in görevi, insanları dini kabul etmeğe zorlamak değil, gerçeği anlatmaktır:
“Öğüt ver, çünkü sen ancak öğüt verensin. Onların üzerinde zorlayıcı değilsin.” (Ğâşiye: 21-22),“Elçinin görevi sadece açıkça duyurmaktır.” (Ankebût: 18, Nûr: 54) gibi pek çok âyet, Peygamber’in görevinin, insanları zorlayarak yola getirmek değil, gerçekleri duyurmak olduğunu bildirmektedir. Bunlar, vicdan özgürlüğünün en güzel kanıtlarıdır. Savaşı emreden âyetler, müşrikleri zorla dine sokmak için değil, onların saldırılarına karşı koymayı, şerlerini savmayı, vicdanlar üzerindeki baskılarını kaldırıp herkesin özgürce inandığı dini uygulamasını sağlama amacına yöneliktir.
Halüsinasyonlar gördüm, anlamı nedir?
SORU: Merhaba Süleyman Hocam ben 37 yaşındayım, yaklaşık 8 sene önce 2006 senesiydi gözü açık rüya gördüm. Semboller, objeler, simgeler gördüm. Öğlen ile ikindi arası televizyon seyrediyordum TV5 kanalını seyrediyordum. Programın adı naat Arif Nihat Asya idi, Birden televizyonun yanına gittim ve televizyonun sol tarafında yüzü solmuş, sağ gözü silik Deccal’i gördüm. Sağ gözü sağ alt yanağının altında idi. Burnu çok uzun idi, kalın boyunlu idi, kızıl renkli idi. Çok korktum ve ağlamaya başladım, ağlamaya devam ederken Deccal, peygamber efendimize dönük, ona bakıyordu. Birden ortada sevgili Peygamber efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa s.a.v.in cemalini, yüzünü gördüm. Korkum geçti. Başında Arap kıyafeti vardı, çok ciddiydi. Ekranın en sağ tarafında ise iri gözlü yeşil peçeli bir bayan vardı. Kaşları siyahtı, çok güzeldi. Göz renkleri vardı. Yüzünü göremedim, peçesinin üstünde 1 2 3 4 5 6 7 8 9 tane rakam vardı bana gülümsüyordu. İri gözlü bayanın önünde kınından çıkmamış gümüş renkte kılıç gördüm. Kılıcın kabzası çok yaldızlı idi, sağında ve solunda iki yılan vardı, gümüş renkli idi. Yılanlar dillerini çıkarmışlardı sonra en son Deccal ile iri gözlü bayan kayboldu ve sevgili Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa s.a.v. kaldı. Öylece onun cemalini, yüzünü seyrettim, sonra o da kayboldu. 3 şahıs gördüm tek yüzlerini gördüm Deccal, sevgili Peygamber Efendimiz Hazreti Muhmmed s.a.v. iri gözlü yeşil peçeli bayan, bir de Süleyman Hocam insan alnında yeşil tek göz gördüm, bu gördüklerim hocam vehim midir yoksa gerçek midir? Bende belirsizlik oldu, doktora gittim, şizoaffektif bozukluk tanısı aldım günde bir hap alıyorum Abılify 30 mg. kullanıyorum. Doktor Hanım ‘Bu gördüklerine bir şey yapamayız’ diyor senin hastalığın sinirsel diyor. Hocam siz ne tavsiye edersiniz bana? Hocam görüşebilir miyiz bu gördüklerim ne manaya geliyor tevili nedir hocam? Hocam bu gördüklerimi evde gördüm bana yazarsanız lütfen bu gördüklerim aklımdan çıkmıyor hocam ne yapmam lazım beni çok etkiledi hocam.
CEVAP: Bana göre siz Hz. Peygamber hakkındaki övgüleri dinlerken etkilenmişsiniz, ruhunuza yerleşen Peygamber sevgisi, ve önceden edindiğiniz bilinçaltındaki düşünceleriniz hayalinizde birtakım şekillere bürünerek karşınıza çıkmış. Gördüklerinizin büyük kısmı hayallerinizin karışımıdır. Bir kısmında üç harflilerin etkisi vardır. Ama ben rüya yorumcusu değilim. Şu muhakkak ki sizin ruhunuz şeffaf, hassas, gönül gözünüzün üstündeki perde zaman zaman aralanıyor, birtakım şekiller karşınıza çıkıyor. Allah’ı çok anarsanız, ruhunuz daha da gelişir, hayallerden kurtulup daha net şeyler görebilirsiniz. Allah gönlünüze huzur, ruhunuza safiyyet versin. Benimle görüşmenin faydası yok. Size söyleyeceklerim bundan ibarettir.