Vahiyler, vahiy sürecinde manevi koruma altındadır
.
SORU: Yüce Allah neden İslâmiyet’ten önceki dinlere ait kitapların insanlar tarafından değiştirilmesine engel olmadı? Kur’ân’ın son kitap olduğu ibaresi, gerçekten son olduğunu açıklar mı? Bunun da insan eliyle değiştirilmiş olması ihtimali var mı? (Bora Önder)
CEVAP: Önceki kitapların ve dinlerin korunmadığı hususu, Kur’ân kaynaklı değildir. Bu, Müslümanlar arasında yaygın bir kanaat haline gelmiştir. Kur’ân’a göre Allah vahiylerini korumaktadır. Peygamberlere gelen mesajlara geliş sırasında vahiylere şeytan sözü karışmaz. Çünkü o mesajlar manevi koruma altında gelir. Ama Peygambere veriliş prosedürü tamamlandıktan sonra mesajı korumak insanların görevidir. O mesaj yazılırsa korunur. Ama yazılmazsa zamanla ona başka sözlerin karışacağı, yorumlarla
o çarpıtılacağı gayet açık ve doğaldır.
Kur’ân’dan önce iki temel ilahi kitap vardı: Tevrat ve İncil. Tevrat’ın bir bölümü Hz. Musa’ya levhalar halinde yazılı olarak verilmiştir veya gelen mesajlar Musa tarafından yazdırılmıştır. Ama İsrailoğulları 70 yıl Babil esaretinde kaldı. Bu süre içinde o levhaların zayi olduğu biliniyor. İşte zayi olan o kitabın Azra Nehemya tarafından yeniden yazıldığı söylenir. Bu yüzden İsrailoğulları ona olağanüstü saygı gösterirler. Ona Allah’ın oğlu nazarıyla bakmışlardır: “Yahudiler, ‘Uzeyr, Allah’ın oğludur’ dediler.” (Tevbe: 30)
Gerçekte Tevrat, bin yıllık bir zaman içinde çeşitli din bilginleri tarafından yapılan eklemelerle ve ancak İsa’dan önce 525 yılında tamamlanmıştır. Siz, Musa’ya verilmiş olan beş kitabı okuduğunuz zaman o kitapların bir bölümünün nasıl Musa’dan sonra yazıldığını anlarsınız. Çünkü orada Musa’nın falan yere gittiği, falan yerde böyle söylediği ifadeleri yanında Musa’nın ölümünden ve ondan sonraki olaylardan da söz edilir. Elbette Musa’dan söz eden bölümler vahiy olamaz. Kur’ân o kitabı, Hak kitap olarak kabul eder. İncilere gelince, Hz. İsa yazılı bir İncil bırakmadı. Onun ortadan kaybolmasından veya ölümünden sonra havarilerin yazdığı mektuplar derlenerek çeşitli İnciller oluşturuldu. Temelde bu İnciller de insanları Allah’a kulluğa yönelttiğinden Kur’ân bunu da ilahi kabul eder ve hükümlerinin uygulanmasını ister.