Tasavvufta en büyük veli: Kutbul-aktab
.
SORU: Uzun zamandan beri “Ruhun enkarnasyonu” (ruh yaratılıyor, seçim hakkını kullanıyor, metale, bitkiye, hayvana ve sonrada insana giriyor) konusuyla ilgileniyorum. Ama Mevlana’nın dediği “sonra melek olmak”ı bir türlü anlayamıyordum, ta ki sizin bir yazınızı okuyana kadar: “Cansızdım, bu suretten ölüp kurtuldum, yetişip gelişen biri haline geldim, bitki oldum. Bitkiden öldüm, hayvan suretinde dirildim. Hayvanlıktan da öldüm, insan oldum. Artık ölüp yok olmadan ne diye korkayım? Bir hamle daha edeyim de insanken öleyim, melekler âlemine geçip kol, kanat açayım. Melek olduktan sonra da ırmağa atlamak, melek sıfatını terk etmek gerek.” Kutbul-aktab (kutuplar kutbu) diye birisi var mı? Varsa görevi nedir? Varlığına dair bir işaret muvcut mu? (Oya Acar)
CEVAP: Kutub, velilerin başı sayılan büyük velidir. İslâm tasavvufunda dört kutub olduğuna inanılır. Bunların başı olan en büyük kutba “kutbul-aktab” denilir. Bu, tasavvuf çevrelerinin kabulüdür. Ama Kur’ân’da bu konuda bir kanıt yoktur. Evrenin yöneticisi Allah’tır. Ancak Allah evreni yönetmekle görevlendirdiği melekler yaratmıştır. Rüzgârı estirenler, yağmuru yağdıranlar kısaca tüm doğa yasalarını yönetmekle görevli melekler (ruhani varlıklar) vardır. Bunların yönetmesi, Allah’ın yöneticiliğine aykırı değildir. Allah evreni görünmez varlıklarla, doğa yasalarıyla yönetir.
Olgunlaşarak melekleşmiş insan ruhları da bu manevi yöneticilerden olabilir. Bu açıdan düşünülürse Kur’ân’da buna işaret vardır. Kur’ân’da İsrailoğulları’na 12 nakib (başkan) verildiği belirtilmektedir: “Allah, İsrailoğulları’ndan söz almıştı ve içlerinden 12 başkan göndermiştik. Allah demişti ki: Ben sizinle beraberim, eğer namazı kılar, zekâtı verirseniz, elçilerime inanır, onlara yardım eder ve Allah’a güzel borç verirseniz, elbette sizin günahlarınızı örterim ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra sizden kim nankörlük ederse, düz yoldan sapmış olur” (Maide: 12). İşte İsrailoğulları arasında çıkarılmış olan 12 nakib (başkan) her zaman olagelmiştir. Bunların başına kutub denilir. Bu konuda Fatih’in hocası Akşemseddin’in “Makamat-i Evliya” adlı eserinde geniş bilgi vardır. Gerçeği Allah bilir.
Safsatalar sürüyor
SORU: Okuduğum bir kitapta Allah’ın insanların ruhlarını değişik renklerde boyadığı yazıyordu. En düşük renk siyah, sonra kırmızıymış. Deneyimsizlerin rengi ise beyaz ve gri. Ruhsal anlamda en ileride olanların rengi ise mor ve ondan sonra altın sarısıymış. Bu doğru mu? (Aslı Gündoğdu)
CEVAP: Bizim dinimizde böyle bir inanç veya söylem yok. Bunu yazan kim ise herhalde gidip Allah’ın ruhları renklere boyadığını görmüş (!) sonra da kitabında anlatmış. Din, öyle akla geleni savurmakla olmaz. Bir delile, ayet ve hadise dayanmak gerekir. Yoksa bunun gibi safsata, saçma olur.