Şer ve sabır-2
.
(DÜNDEN DEVAM)
Bu dünya, bir sınav dünyasıdır. Cenâbı Hak, çeşitli olaylarla insanları denemekte, ruhlarını böylece pişirip olgunlaştırmaktadır. Gerçi her şeyi yaratan Allah’tır. Ama bazı işlerin yaratılmasında insanın iradesinin yani seçiminin etkisi vardır. İnsan iyiliği isterse Allah iyiliği yaratır, kötülüğü isterse Allah kötülüğü yaratır.
Fakat insan, kötülüğü istediği için sorumlu olur.
Bütün olaylar, Allah tarafındandır, hepsi Allah’tandır.
Fakat insan iradesine bağlı işlerin vukuunda insanın arzusunun, çabasının veya kusurunun etkisi vardır. Bundan dolayı bazı kötü işler, insanın kendinden, kendi arzusundan, aczinden veya kusurundandır. İnsan bilerek veya bilmeyerek bir şeyin olmasını ister, çok arzu eder. Fakat işin içyüzüne vakıf olmadığı için istediği şeyin, kendi hakkında gerçekten hayırlı olup olmadığını bilemez. İnsanın istediğini Allah yaratır. Ama bazen insanın çok arzu ettiği şey, kendisi hakkında kötü sonuçlar doğurur. Bunun sebebi insanın kendisidir. Çünkü kendisi onu arzu etmiştir. İşte Cenabı Allah, bu gerçeği anlatmak için 79’ncu âyette: “Başına gelen iyilik Allah’ın lütfundandır, başına gelen kötülük de kendindendir, kendi hatân, günahın yüzündendir.” buyurmuştur.
Şu dünyada sürekli sınavdan geçirilmekte olan insan, yaptığı günahlardan ötürü dünyada da cezalandırılır. Nitekim yüce Allah: ‘’Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizin yaptığı (işler) yüzündendir. (Allah, işlediklerinizin) birçoğunu da affeder.’’ “İnsanların elleriyle kazandıkları (günahlar) yüzünden karada ve denizde fesat çıktı. Belki dönerler diye, (Allah, böylece) onlara, yaptıklarının bir kısmını tattırıyor.’’ buyurmuştur.
Bu âyetler de gösteriyor ki insanların başlarına gelen birçok olay yaptıkları hatâların, günahların bir cezasıdır. Ama Allah, insanların kusurlarından birçoğunu affetmektedir.
Dünyada birçok iş vardır ki başlangıçta insanın zoruna gider ama sonu, kendisi için hayırlı olur. Kulun başına gelen sıkıntılardan birçoğu da onun aleyhine değil, lehinedir. Ya dünyada, ya da âhirette. Birçok zahmet ve meşakkat, sonunda sevinç doğurur. Nitekim müslümanların, başlangıçta çektikleri sıkıntılar, sonunda zaferler, bolluklar, bereketler doğurmuştur. Onlar dünyanın en ileri ve müreffeh toplumu olmuşlardır. “İnsan çektiği sıkıntı kadar yücelir” demişler.