Şeb-i arus (gelin gecesi)
.
SORU: Burçin Çelen, arkadaşı Tolga ile katıldıkları bir yarışmanın 6’ncı sorusunda elendiklerini çünkü “şeb-i arus”un cevap şıklarından “düğün gecesi” anlamını seçtiklerini, oysa doğru cevabın “gelin gecesi” olduğunu belirtiyor. Burçin Çelen şöyle devam ediyor: “Ben bu sorunun cevabını ‘düğün gecesi’ olarak biliyorum ve herkes bu şekilde bilir. Ertesi gün telefonlarım durmadı. İnternette dünya kadar yorum vardı. Herkes ‘düğün gecesi’ olduğunu iletti. Bununla ilgili bir yorum yapar mısınız?”
CEVAP: Arus, Arapça gelin demektir. Şeb ise gecedir. Farsça terkip (isim tamlaması) şeklindeki şeb-i arus, gelin gecesi anlamına gelir. Okurum ve yorumcular kelimeyi aruz şeklinde yazmışlardır. Aruz değil, arustur. Aruz, Arapça şiir ölçütlerini açıklayan bilim dalıdır. Evlenen kız en güzel biçimde giydirilip, süslenerek damadın yanına verilir. İşte o geceye şeb-i arus yani gelinin, damadın yanına verildiği gece denilir. Hz. Mevlânâ da ölümünü, kendi ruhunun sonsuzluk cennetine gelin olacağı gece olarak kabul etmiş, o zaman ağlama zamanı değil, sevinç gecesi olduğu mesajını vermiştir. Arus düğün anlamına gelmez. Çünkü düğünün Arapça karşılığı velimedir.
Ferit Develioğlu‘nun Osmanlıca-Türkçe Büyük Lügatı‘nda bu kelime şöyle açıklanır: Arus: gelin, arais: gelinler, arusan-i bağ: tarla çiçekleri, arusan-i huld: sonsuzluk yani cennet gelinleri, aris: gerdek, arusan-i çemen: çimen gelinleri, çimen çiçekleri. Buna göre cevabın doğru şıkkı “gelin gecesi”dir. Ama halk arasında şeb-i arus düğün gecesi olarak bilinmektedir. Kulaktan dolma bilgilerle yapılan yorumlar da bu halk düşüncesini yansıtan bilgiçlik örnekleridir. İşte bu örneklerden biri: “Mevlânâ ebedi vuslata erdiğini belirtmek için düğün gecesi anlamında “şeb-i aruz” (aruz değil, arus) denilir. Sorunun cevabındaki şıklarda gelin gecesi yer alıyordu. Ancak sorunun cevabı düğün gecesidir.” Bu şekildeki yorumlar tipik bilgiçlik örnekleri, hepsi yanlıştır. Doğrusu “şeb-i arus: gelin gecesi”dir.
Kur’ân Allah’ın kelamıdır
SORU: Kur’ân’ı okuduktan sonunda “sadakallahülazim” diyoruz. Bunun anlamının ne olduğunu açıklar mısınız? (Ahmet Kayran)
CEVAP: Sadakallahülazim, “Ulu Allah doğru söyledi” demektir. Bu cümleyle okuduğumuz sözlerin Allah’ın kelamı olduğunu, Allah’ın söylediklerinin doğru olduğunu ikrar ve tasdik etmiş oluruz. Yalnız bu söylem Peygamber döneminde söylenmezdi. Daha sonraki çağlarda ortaya atılmış ve yaygınlaşmıştır. Böyle söyleme şartı yoktur. Hatta bana göre gereksizdir. Çünkü Allah’ın kelâmı olan Kur’ân, zaten doğrudur. Artık “Allah doğru söyledi” demeye ne gerek var? Bu söz bidattır ama hikmet gibi oturmuştur.