“Sadaka olarak bağışlamak sizin için hayırlıdır”
.
SORU: Bir dostumun sorununu onun ağzından size nakledeyim: Birkaç sene önce bir yakınımın apartmanının zemin katındaki dükkanı kendisinden peşin para ödeyerek satın aldım. Ancak tapu idaresine gidip namıma tescil ettirmedim. Acele etmek istemiyordum. İhtiyaç duyulduğu anda bu işi yapabileceğiz diye düşünmüştüm. O zamandan beri dükkanın kirasını alıyordum. Ancak bu arada yakınımın işleri bozulmuş, birçok kişiye borçlanmış. Bunların ödeyebilmek için bana haber vermeden dükkanımı satmış. İş işten geçtikten sonra bu satıştan haberim oldu. Dükkanın değeri en az 150 bin dolar. Bunu ispatlayabilirim. Kendisi 100 bin dolara satmış. İleride durumu düzeldiğinde bana bu 100 bin doları vereceğini beyan ediyor. Bu teklifi kabul etmeyi ve benim kaybım olan 50 bin doları ona zekâtım olarak vermeyi düşündüm. Acaba bu niyetim gerçekten zekât yerine geçer mi? (B. S.)
Borcunu kabul etmesi lazım
CEVAP: Bu dolambaçlı bir iş. Şimdi dükkanı satan kişi, bu dükkanın 150 bin dolar olduğunu kabul ediyor ve size 150 bin dolar borcu olduğunu söylüyorsa o zaman siz bu alacağınızın bir miktarını ona sadaka olarak bağışlayabilirsiniz. Zekât veya sadaka demeye gerek yok. Ama önce o kişinin size 150 bin dolar borçlu olduğunu kabul etmesi gerekir. Yok eğer “Bunun fiyatı 100 bin dolardır, benim size borcum da o kadardır” derse o zaman siz neyi bağışlayacaksınız? Sadaka sayacaksınız. Diyebilirsiniz ki: “Bu dükkan benim, bu adamın benim dükkanımı satmaya hakkı yoktu.” O da doğru ama siz tedbirsizlik etmişsiniz. Zaten o adamın yaptığı da haram.
Aslında o para tabii sizin hakkınız ama sizin itimadınız suiistimal edilmiş. Fakat bu işe zekâtı karıştırmak doğru olmaz. Dediğim gibi kişi size “Tamam benim sana 150 bin dolar borcum var” der siz de bunun 50 bin dolarını zekât olarak ona bağışlarsanız bu olur. Çünkü Kur’ân’da buna cevaz vardır: “Eğer (borçlu) darlık içinde ise bir kolaylığa çıkıncaya kadar beklemek (lazımdır). Eğer bilirseniz (verdiğiniz borcu, eli darda olan borçluya) sadaka olarak bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır” (Bakara: 280).