Önyargılı ve tahammülsüz bir okura cevabım
.
SORU: “Zorunlu olmadan kürtaj yaptırmak caiz değildir” başlıklı yazınızda “Benim kanaatime göre siz evlenmeye kararlıysanız hemen resmi nikâhı kıyın. Bu arada bir imam veya bilen birini çağırın. İki şahit bulun. Onların huzurunda birbirinizi eş olarak kabul ettiğinizi söyleyin.
Böylece herkes sizin en azından dinen nikâhlı olduğunuzu bilir” cümlelerinizi hayretle okudum. Yazdıklarınızın Türk Medeni Kanunu’nda yeri var mıdır? Söylediklerinizi mi yoksa Medeni Kanunu mu esas almalıyız? (Umuralp Yalçınkaya)
CEVAP: Bana dinin hükmü, zinanın durumu soruluyor. Gayrimeşru çocuk sahibi olmuşlar. Bebek henüz 20 günlük. Kadının karnı büyüdüğünde nasıl suçlanacağını herkes bilir. Bunlara bir an önce resmi nikâhlarını ve dini nikâhlarını kıydırmalarını söyledim. Suçlanmamaları için dinin hükmünü açıkladım. Sizin bilgiye tahammülünüz yoksa ben ne yapabilirim? Zina etsinler, bu suç değil. Gayrimeşru çocuk da edinsinler, bu da önemli değil. Kürtaj yaptırmalarında da sizce bir sakınca yok herhalde.
Ama sakın dini nikâh kıymasınlar, bu suç! O size göre suç. Ama insanların özel davranışlarına nasıl engel olabilirsiniz? Siz gidin doğuya bakın. Birçok erkek, yıllarca dini nikâhla yaşıyor, çocukları oluyor. Daha sonra götürüp kayıt yaptırırken resmen evliliği tescil ediliyor.
Dini nikâh imamın duasından ibarettir. Hatta bu dua şart değildir. Kadınla erkek iki tanığın yanında “biz evlendik” derlerse dinen evli sayılırlar. Yani ilişkileri böylece zina olmaktan çıkar. Ama resmi kayıt olmadığından birbirlerine karşı kanuni hak ve sorumluluk taşımazlar.
Özetle kardeşim, ben dini soruya din boyutunda cevap verdim. Bana soru soran okurumu doğruya yönelttim. Kadının ve bebeğin suçlanmaması için yol gösterdim. “Resmi nikâh kıydırmayın, dini nikâh yeterlidir” demedim ki... Ama siz öyle anlamak istiyorsanız o da sizin bileceğiniz bir iştir.
Sadece bilesiniz diye yazıyorum bunları. Yoksa herkes fikrini söylemekte serbesttir. Kimseye de hesap vermek zorunda değilim. Tevfik Fikret’in dediği gibi;
“Kendi cevvim kendi eflâkimde kendim tâirim
Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim.”
(Kendi uzayımda, kendi dolanım alanımda uçarım. Ben düşüncesi, bilgisi, vicdanı özgür bir yazarım)