Nur-i Muhammedi hakkındaki görüşler
.
Hadis materyalinde Nur-i Muhammedi’ye ayrı bir önem verilmiş bu nur, Hz. Muhammed’in atalarından intikal eden sperm cevheriyle de özdeşleştirilmiştir. Bu nurun, ilk insandan itibaren Hz. Muhammed’in atalarından, birinden diğerine intikal ede ede Hz. Muhammed’in bedenine ulaştığı ileri sürülür. Aslında bu düşüncenin, değerlerin, şeref ve meziyetlerin atalardan geldiği şeklindeki İslâm öncesi Arap inancıyla ilgisi vardır. İşte bundan ötürü Hz. Muhammed’in Arap dedelerinin gerçek Müslüman, hatta peygamber oldukları söylenmiştir. İbn İshak’ın Siresi’nde Hz. Muhammed’in babası Abdullah’ın alnında nasıl peygamberlik ışığının bulunduğu, ondan gebe kalan Amine’ye geçtiği anlatılmaktadır. Fakat Şii geleneğine göre Hz. Muhammed’le birlikte Hz. Ali de bu nurdan pay almıştır. Bu nur atalardan geçerken iki eşit parçaya bölünmüş, biri Hz. Muhammed’e, diğeri de Ali’ye ve ondan sonraki imamlara geçmiştir. Buna karşılık Sünniler de dört halifenin bu nurdan yaratıldığı görüşünü ileri sürmüşlerdir. Ancak Allah’ın nurunun atalar yoluyla değil, peygamberden peygambere geçerek Hz. Muhammed’e geldiği görüşü de vardır. Her kişinin hayatının sonunda bu nur, onun vasiyetiyle yerine geçecek kimseye intikal etmiştir (U. Rubin, Nur Muhammedi, Encyclopaedia of Islam, New Edition; 8/125).
Abdul-Muttalib, Zemzem kuyusunu eşerken karşılaştığı muhalefette yalnızlığını hissedince, şayet on oğlu olup bunlar kendisini koruyacak çağa gelirlerse bunlardan birini Allah için Kabe’de kurban etmeyi adamış. On oğlu olup da onlar, kendisini koruyacak çağa gelince içlerinden birini kurban etmeye karar vermiş. Abdul-Muttalib de kurbanlık çocuğu belirlemek üzere oğulları arasında kura çekti. Kur’a, Hz. Muhammed’in babası olacak olan Abdullah’a isabet etti. Bunun üzerine Abdul-Muttalib, oğlu Abdullah’ı kurban etmek üzere kurban yerine götürdü (Taberi, Tarih: 2/241-242).
Durumu görenler, bunu telafi edecek tüm çareleri denemeden bu delikanlının kurban edilmesine izin vermediler. Başvurdukları bir kahinin tavsiyesi üzerine, onar deveyle Abdullah arasında kura çekme işlemi birkaç kez yinelendi. Deve sayısı yüze vardığında kura develere isabet etti ve yüz deve kurban edilip Abdullah kurtarıldı. Muhammed ibn İshak’ın, babası İshak’tan aktarımına göre Abdullah’ın, Vehb kızı Amine’den ayrı bir karısı daha vardı. Bir gün çamurla bir iş yaptığı için üstüne çamur bulaşmış olan Abdullah, karısına gidip onunla birleşmek istedi. Fakat Abdullah’ı çamurlu vaziyette gören kadın, ağırdan aldı (onun temizlenmesini bekledi). Abdullah da gidip öteki karısı Amine ile birleşti. Amine, Hz. Muhammed’e gebe kaldı. Sonra Abdullah, beriki karısına geldi, onunla da birleşmek istedi. Kadın “Hayır” dedi, “Sen gelip benimle birleşmek istediğin zaman iki gözünün arasında bir parıltı vardı. Ben kabul etmeyince sen Amine’ye gittin. Amine senden o parıltıyı aldı” dedi (Taberi, Tarihul-Umam: 1/499).