Mümin her zaman Yüce Allah’ı anar
.
SORU: Kur’an’da sadece sabah, akşam ve teheccüd namazı zikredilmiştir. Öğle ve ikindi namazlarını Peygamberimiz kıldığı için biz de kılıyoruz. Oysa Rum Suresi 17’nci ve 18’inci ayetlerde, “O halde tespih Allah’a o zaman ki akşam edersiniz ve o zaman ki sabah edersiniz. Hem hamd O’na göklerde ve yerde ve ikindileyin ve o zaman ki öğle edersiniz” buyurulmaktadır. Görüldüğü üzere 4 vakit namaz tek tek zikrediliyor. Buna diğer surelerde geçen gece namazını yani bizim yatsı olarak kıldığımız namazı da eklediğimizde Kur’an’da 5 vakit namazın da emredildiği anlaşılmaz mı? (Ahmet Aktaşoğlu)
CEVAP: Rum Suresi’nin 17-18’inci ayetlerini bir daha dikkatle okuyun. Orada adı geçen tespih ve hamddır. Yani Allah’ı eksikliklerden tenzih etmeye ve övmeye vurgu yapılıyor. Namazdan söz edilmiyor. Tespih kelimesini namaz olarak yorumlamak, anlamı çarpıtmaktır. Tespihin zamanı yoktur. Çünkü zikirdir. Mümin her zaman Allah’ı anar. Bütün evren de O’nu tespih eder. Kur’ân göklerde ve yerde O’na hamd edildiğini yani O’nun övüldüğünü anlatır. “Subhanallah” demek tespihtir. “Hamd olsun, şükr olsun” demek hamd ve şükürdür. Elbette her zaman dilimizden bu tespihler eksik olmamalıdır. Ama salat yani namaz, hareketli bir zikirdir. İçinde tespih var, okuma var, eğilip kalkma, rükû ve secde var. İşte bu rükûnlu, hareketli ibadetin adı “salat”tır. Namaz kılma vaktini belirleyen ayetler İsra ve Hud surelerinde geçer. Başka yerde geçmez.
Geçer diyenler ayetleri çarpıtıyorlar, önyargılarını ayetlere yüklüyor, tespihten söz eden ayetleri namaz diye açıklıyorlar. Tespih başka, namaz başkadır. Kaf Suresi’nde, “Ve minelleyli fesebbihu ve edbaressucud: Gecenin bir kısmında ve secdelerin arkasından Allah’ı tespih et” denilmektedir. “Secdelerin arkasından tespih et” sözü, tespihin namazdan ayrı bir zikir olduğunu anlatıyor. Eğer tespih, namaz olsa “Secdelerin arkasından namaz kıl” uygun olur mu? Zaten secde namazın bir rüknûdur. Namaz vakitlerini belirleyen iki surenin ayetleri şöyle: “Güneşin sarkmasından (aşağı kaymasından) gecenin kararmasına (yatsı vaktine) kadar namaz kıl ve sabahın Kur’ân’ın(ı uzunca Kur’ân okunan sabah namazını) da (unutma). Çünkü sabah Kur’ân (okuması, sabah ibadet ve duası) görülecek şeydir. Ayrıca senin, gecenin bir kısmında da Kur’ân oku(yup namaz kıl)mak üzere uyanman gerekir. (Böylece) Rabbinin seni Makam-ı Mahmud’a (güzel bir makama) ulaştırması umulur” (İsra: 50/78-79). “Gündüzün iki ucunda (sabah, akşam) ve geceye yakın saatlerde namaz kıl çünkü iyilikler, kötülükleri giderir. Bu, ibret alanlara bir öğüttür” (Hud: 52/114).