Kurtuba Camii- 4
.
* DÜNDEN DEVAM
Hristiyan İspanyollar, bu şaheser camiyi yıkmaya başladılar. Minarelerdeki altın ve zümrütle işlenmiş nar şeklindeki başlıkları indirerek yağma ettiler. Bunların yerine adi taştan yapılmış, güya melek şeklinde çirkin başlıklar koydular. Tavandaki o haşmetli tahta süsleri söktüler. Yerdeki mermerleri kırıp parçaladılar. Duvarlardaki bütün güzel süslemeleri yerle bir ettiler. Sütunları yıkmaya çalıştılar. Ancak bir kısmını devirebildiler. Geri kalanları kireçle boyadılar. 20 kapıdan çoğu taşlarla örülerek kapatıldı. Ve 1523 yılında caminin içine bir kilise yapmaya karar verdiler.
Bunun için o zaman İspanya ve Almanya imparatoru olan V. Karlos’tan (Charles Quint) izin istediler. Charles Quint, bu teklifi önce reddetti. Fakat mutaassıp kardinaller onu sürekli sıkıştırıyor, din uğruna bu işin muhakkak yapılması gerektiğini söylüyorlardı. Bunların başında çok büyük nüfuzu olan Kardinal Alonso Maurique bulunuyordu. Bu kardinal aynı zamanda papayı da bu iş için kandırmıştı. Papanın da caminin kiliseye çevrilmesini arzu ettiğini gören Charles Quint, bu işe muvafakat etmek zorunda kalmıştı. Kilise yapmak için en az 600 kıymetli mermer sütun yıkıldı. Bugün Kurtuba Camii’ni ziyaret edenler, İslâm mimarisinin bu büyük eserinin güzelliği, büyüklüğü karşısında hayran kalmakta, ortada bir cüce gibi görünen kilisenin yapımına esef etmekte ve üzülmektedirler.
Mihrabın karşısında ayakta imayla namaz kılmak istedim. Ellerimi kaldırıp tekbir aldım. Huşuyla gözlerim kapalı Fatiha okuyordum. Gözlerimi açınca tam karşımda bir polis gördüm. “No pray” dedi. Ben de ellerimi açtım, “Dua ediyorum” dedim. İspanyollar 100 bin kişi kapasiteli caminin tabanını tahrip etmişler, mermerlerini parçalamışlar. Yakın zamanlarda caminin tabanı onarılıp mermerle döşenmiş ama bu kez de mermer sütunların oturduğu ayaklar taban döşeme taşlarının altında kalmış. Çünkü sütunları taşıyan mermer ayaklar da parçalanmış. Herhalde ayıplarını örtmek için o ayakları mermerlerin altına gömmüşler. Bir de bizi düşündüm. Ayasofya olduğu gibi bırakılmış ve camiye çevrilmek suretiyle de bir bakıma korunmuş oldu. Yapılan istinat duvarlarıyla mabedin günümüze kadar gelmesi sağlanmış. Biz gittiğimizde caminin kilise bölümünde ayin yapılıyordu. Dualar okunuyor veya vaaz veriliyordu. Ziyaretimizi yapıp çıktıktan sonra Kurtuba’yı arabayla dolaştık. Sakin ve nostaljik bir kentti. Daha sonra da Madrid’e hareket ettik.