Kur’ân saldırıyı ve aşırılığı men eder
.
“Ey inananlar, sizden önce kendilerine kitap verilmiş olanlardan ve kafirlerden dininizi eğlence ve oyun yerine koyanları dost tutmayın, inanıyorsanız Allah’tan korkun” (Maide: 110/57). Kur’ân, İslâm düşmanlarını içli dışlı dost tutmayı yasaklıyor. Çünkü bunların amacı Müslümanların birliğini bozmaktı. Ama Müslümanlara saygılı olan iyi niyetli kitap ehli ve diğer gayrimüslimlerle iyi geçinmek de Kur’ân’ın vurgulu emirlerindendir. “Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Çünkü Allah, adalet yapanları sever. Allah sizi ancak din hakkında sizinle savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanıza yardım eden kimselerle dost olmaktan men eder” (Mümtehine: 111/8-9) ayetleri, Kur’ân’ın savaşılmasını emrettiği insanların, başka din ve inanç mensubu, kendi halinde, barışçı insanlar değil, Müslümanlara saldırmış, onlara işkence etmiş, onları yurtlarından sürmüş, mallarına mülklerine konmuş Mekke müşrikleri ve onların müttefikleridir. Yoksa Hz. Peygamber, Medine’ye geldiği zaman kitap ehli olan Yahudilerle savunma ittifakı kurduğu gibi hayatlarının sonlarına doğru çıktığı Tebuk Seferi’nde de birçok Hıristiyan ve müşrik kabilelerle saldırmazlık ittifakı yapmış, kimseyi din değiştirmeye zorlamamıştır.
Düşmanlara karşı da ölçülü ve adil davranmak gerekir. Kur’ân-ı Kerîm saldırıyı ve aşırılığı men, daima ölçülü ve insaflı davranmayı emreder: “Yürüyüşünde tutumlu ol (orta yürü, ne çok yavaş, ne de çok çabuk yürü), sesini de kıs (bağırarak konuşma (her konuda ölçülü davran)” (Lokman: 57/19). “Vaktiyle sizi Mescid-i Haram’dan geri çevirdiklerinden dolayı bir topluma karşı beslediğiniz kin, sizi saldırıya sevk etmesin. İyilik ve takva üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerinde yardımlaşmayın. Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın azabı çetindir” (Maide: 2). “Belki Allah sizinle, düşman olduklarınız arasına bir sevgi koyar. Allah kadirdir, bağışlayan, esirgeyendir” (Mümtehine: 111/7). Mümtehine Suresi’nin 7’nci ayetinde Allah’ın, Müslümanlarla düşmanları arasına bir sevgi koyabileceği, mevcut düşmanlığı bir gün dostluğa çevirebileceği belirtilir. Böylece Müslümanlar, düşmanlarına karşı ölçülü olmaya, aşırı düşmanlıktan sakınmaya, adalet ve insafa yöneltilir. Gerçekten Allah’ın vaat ettiği bu sevgi devri, Mekke’nin fethiyle başlamış, Müslümanların can düşmanı olan Mekke müşrikleri, İslâm’a girerek kardeş olmuşlar, düşmanlıklar dostluğa, ayrılıklar birliğe çevrilmiştir.