İşte asil bir davranış
.
Tanıdıkları aracılığıyla oğluna iş bulmanın doğru olup olmadığını soran duyarlı okurum Adnan Öztürkeri şöyle diyor: “Namazlarımızda ‘sadece sana kulluk eder ve sadece senden yardım dileriz’ kelimelerini söylüyoruz. İnsanlarla kolaylıkla arkadaşlık kurabiliyorum. Bu sebeple pekçok dost edindim. Aile fertlerim bu arkadaşlığı kullanarak, bir süredir oğlumuza iş bulabileceğimi söylüyor. Yapılan yoğun baskılar karşısında bu isteklerini yerine getirmek istemiyor, açıkçası yapmamak için ayağımı sürüyorum. Aileme bu konuda zaman zaman şöyle diyorum: İnsan bir şeyi çok istiyorsa yüce Allah’tan istemeli kuldan değil. O daima istekleri bilen ve yerine getirendir, ganidir, isteğin olmadıysa muhakkak bir sebeb-i-hikmeti vardır. İsteğe ulaşmak için de onu hak etmek, hak etmek için de çok çalışmak gerekli. Bazı şeyler kısa yoldan elde edilmiyor, tesadüfen elde edilse bile elden çok çabuk gidiyor.” Bu konuda ne yapması gerektiğini soruyor.
CEVAP: Oğlunuz işinin ehli ise ona iş bulmakta sakınca yoktur. Ama daha ehil biri varken sizin, araya hatır gönül sokarak iş bulup asıl işin ehline mani olmanız elbette doğru değildir. Davranışınızı takdir ediyorum. Çünkü bu gerçekten asil bir davranıştır. Evet, her şeyi veren de alan da Allah’tır. Rızkı veren de Allah’tır ama sebebine yapışmak da gerekir. Allah’ın rızkı vermesi, kulun çalışmasına bağlanmıştır. Kul çalışmadan Allah’tan rızık beklerse açlıktan ölür. Çünkü rızkın sebebine yapışmamıştır.
“Siz nasıl geçiniyorsunuz?”
Meşhurdur, Hz. Ömer mescitte ibadetle meşgul olan, çalışmayan bir cemaat görmüş. “Siz ne yapıyorsunuz? Nasıl geçiniyorsunuz?” diye sormuş. Adamlar “Biz mütevekkilleriz (Allah’a tevekkül ediyoruz), çalışmıyoruz, ibadetle ömrümüzü geçiriyoruz” demişler. Hz. Ömer elindeki çubukla adamları okşayarak “Siz mütevekkil değil, müteekkilsiniz yani halkın sırtından geçinen tufeylilersiniz. Bilirsiniz ki Allah gökten altın ve gümüş yağdırmaz. Haydi, gidin çalışın” diyerek adamları dağıtmış.
Oğlunuz eğer işe yarar biri ise gireceği işi hak etmiş ise ona yardımcı olmak iyidir. Ama dediğim gibi tembelin biriyse aracı olmanız size vebal getirir. Bir de malinizdeki bir hataya dikkat çekmek isterim. “İyya kena’budu ve iyya ke nesta’in” değil, “İyyake na’budu ve iyyake nesta’in”dir. “Ke”, iyyaya bitişmelidir. “İyyake” sana demektir. Ama “İyya” dersen, anlamı olmaz. “kena’budu, ke nesta’in ise” çok yanlıştır.