İsa’nın ineceğine inanmak, itikatla ilgili bir meseledir
.
* DÜNDEN DEVAM
Müslim’in rivayet ettiği bir hadiste Rumlar Şam’da Amak’a yahut Dabik’a inmeden kıyametin kopmayacağı anlatılır. Rumlar bu bölgeye gelince Medine’den çıkacak bir İslâm ordusu gelip bunlarla savaşacak. Bu ordunun üçte biri bozulacak, üçte biri şehit düşecek, üçte birine de fetih nasip olacaktır. Rumları yenen bu askerler, İstanbul’u fethedecekler. Orada zeytin ağaçlarına kılıçlarını asmış vaziyette ganimetleri bölüştürürlerken şeytan, “Mesih, sizin yerinize evlerinize sahip oldu” diye bağıracak. Bunlar Şam’a gelecekler, savaşmak için kılıçlarını düzeltirlerken namaz kılacaklar. Meryem oğlu İsa, inip onlara imam olacak, Allah’ın düşmanı (Deccal) onu görünce, tuzun suda erimesi gibi erimeye başlayacak. Allah onu İsa’nın eliyle öldürecek.
İsa, mızrağının ucundaki Deccal’in kanını Müslüman askerlerine gösterecek (Kitab: 52, b. 9, hadis. 34). Müslim’in rivayet ettiği, Deccal’den söz eden bir hadiste de Meryem oğlu İsa’nın geleceği, Allah’ın onu Deccal’den koruyacağı, Allah’ın vahyiyle müminleri Tur’a çıkaracağı, sonra Yecuc ve Mecuc’un zuhur edip Taberiyye Gölü’ne doğru yürüyecekleri, İsa ve adamlarının kuşatılacağı, sonra İsa ve adamlarının dağdan yere inecekleri, yerde her şeyin bollaşacağı, nihayet kıyametin kopacağı anlatılmaktadır (Kitab: 52, b. 9, hadis: 110).
Sözleri birbirinden hayli değişiklikler gösteren bu hadislerin, manalarında da bir birlik yoktur. Çünkü birinde İsa zuhur edince çok bolluk olacağı, Deccal’i öldüreceği belirtilirken ötekinde İsa ve adamlarının, Yecuc ve Mecuc tarafından kuşatılacağı, bir süre çok darlık çekecekleri söylenmektedir. İsa’nın ineceğine inanmak, itikadi (inançla ilgili) bir meseledir. İtikat, şek (kuşku) üzerine kurulmaz, yakîn (kesin bilgi) üzerine kurulur. İsa’nın göğe çıktığına ve ahir zamanda ineceğine dair yakîn ifade edecek bir haber yoktur.
Bu konudaki rivayetlerin hepsi, ahad haberlerinden ibarettir. Kaldı ki İsa’nın ineceği hakkında anlatılanlar, Ehli Beyt’ten Mehdi adında adil bir imamın geleceğine dair anlatılan rivayetlere çok benzerlik gösterir ki, Mehdi hakkındaki rivayetlerde de bir kesinlik yoktur. Bu rivayetler mütevatir olmadığı gibi meşhur bile değildir. Hadisçiler indinde sahihin altında bir derece olan hasen hadis kabul edilmiştir. Kesinlik ifade etmeyen bu hadislerle itikat sabit olamaz.
Kur’ân-ı Kerim’de İsa’nın öldüğü açıkça ifade edildiğine göre onun öldüğüne inanmak gerekir. Ancak İsa, Hristiyanların zannettikleri gibi öldürülmemiş, asılmamış, Allah onu Yahudilerin kötülüğünden kurtarmıştır. Yahudiler, İsa’ya benzettikleri birini İsa diye asmışlardır. Hz. İsa da onların gözlerinden kaybolup emin bir yere gitmiş ve orada normal bir şekilde vefat etmiş, ruhu da göklere yükselmiştir.
* DEVAM EDECEK