İnsanın yaratılışı (1)
.
SORU: Tarık Suresi 6-7’nci ayetlerde “atılan bir sudan yaratıldı, belle kaburgalar arasından çıkar o su” buyurulmaktadır. Ancak orijinal metinde “o su” kelimesi yok deniyor. Ancak çoğu mealde böyle çevrilmiş. Bu ayet ateist sitelerde Kur’ân’ın insan sözü olduğuna kanıt olarak sunuluyor. “O su, belle kaburgalar arasından çıkmaz” deniyor. Bu konuya açıklık getirir misiniz? (Cenan And)
CEVAP: Ayetin orijinali: Hulika min main dafık. Anlamı: İnsan tazyikle atılan bir sıvıdan yaratıldı. “Ma” kelimesi su ve sıvı anlamına gelir. Burada anlatılan, insanın bel bölgesinden gelen sperm sıvısından yaratıldığıdır. Bunda yanlış olan ne var ki? “Ma-i dafık” sperma denilen sperm sıvısıdır. İnsanın, bu sıvının tamamından değil sadece bir cüzünden yaratıldığı Kıyamet Suresi’nde anlatılır. İsterseniz “Çağdaş Tefsirimde” Kıyamet Suresi’ne yaptığım açıklamayı okuyun. Kur’ân anlatımının kısa bir özetini sunmak istiyorum.
“45- O yarattı iki (cinsi oluşturan) çifti: Erkeği ve dişiyi, 46- Atıldığı zaman nutfe(sperm)den” (Necm: 23/45-46), “37- Kendisi, dökülen meneden bir nutfe (sperm) değil miydi? 38- Sonra alaka (embriyo) oldu da (Rabbi onu) yarattı, ona şekil verdi. 39- Ondan iki (çift(i), erkeği ve dişiyi var etti” (Kıyamet: 31/37-39) ayetlerinde gerek erkeğin, gerek dişinin, babadan giden spermden yaratıldığı açıkça belirtilmektedir. Çünkü Kıyamet Suresi 39’uncu ayette “mihu” zamiri, nutfeye değil meniye gitmektedir. Eğer nutfeye gitseydi, zamirin dişil olması gerekirdi. Oysa zamir erkildir. Bu ayetlerde geçen nutfe de sperm sıvısıdır. Spermle yumurtacığın karışımı olan nutfe-i emşac değildir. Demek ki erkek de dişi de babadan giden meni hayvancıklarından yaratılmaktadır. Meni hayvancığının türü, insanın cinsiyetini belirlemektedir.
Nutfe, kırba veya kovanın altında kalan az suya denilir. Bununla erkek ve kadının döl sıvısı kastedilmiştir. Alak Suresi’nin 2’nci ayetinde ise insanın alaktan yani rahmin cidarına tutunan embriyodan yaratıldığı ifade edilmektedir. Meni hayvancığı, rahim kanalında yumurtayı aşılar, onunla birleşerek insanın kökü olan zigotu oluşturur. Zigot bölünerek üremeye başlar, çoğalır. Kan pıhtısı gibi bir görünüm alır. Sonra bir çiğnem et görünümü verir. Aslında tüm programı kendisinde bulunan bu küçük canlının önce kıkırdak kemikleri belirir, kemikler üzerine adaleler, kaslar kaplanır. Sonra Allah onu bambaşka bir yaratık, kâmil, bağımsız bir insan haline sokar. Bilginlerin incelemelerine göre bütün hayvanlarda döllenen yumurta, döllenme aşamasından kemik oluşumu zamanına kadar birbirine benzer. Ancak bu aşamadan sonra varlığı belirlenir. Diğer yaratıklardan ayrı bir görünüm alır. İşte “Sonra onu, bambaşka bir yaratık olarak inşa ettik” cümlesi, insanın ancak bu kemiklere et giydirme aşamasından sonra diğer yaratıklardan ayrı bir hüviyet kazandığını, bağımsız bir varlık haline geldiğini gösterir. Allah daha iyi bilir.