İnsanın kaderini Allah’tan başka kimse bilemez
.
SORU: Bazı insanlar Kur’ân’da büyüden bahsedildiğini ve bunun inkâr edilemeyeceğini söylüyor, Peygamber Efendimize de büyü yapıldığını belirtiyorlar. Kur’ân’da iki meleğin büyü yaptığından bahsedilmesi büyünün olduğuna delalet mi? Birinin başka birine büyü yapması mümkün mü? Yoksa büyü telkin ve bunun neticesinde ortaya çıkan bir vesvesenin etkisi midir? Yani bir insan kendine büyü yapıldığına inandıktan sonra mı psikolojik olarak etkilenir? Yıllardır virüs gibi kafama takılmış bir sorudur bu. Sizin gibi bir âlimden bunun cevabını almak demek, bu soruyu kafamdan ilelebet silmek demektir. İnternette bu konuda birbirinden farklı görüşler var. (Özlem Kendirci)
CEVAP: Değerli hanımefendi, bana yönettiğiniz bundan önceki soruda falcının etkisinde kaldığınızı yazmıştınız. Ben de dinimizde falcılığın olmadığını, falcıya inanmanın Peygamber sözüne aykırı olduğunu, insanın kaderini Allah’tan başka kimsenin bilemeyeceğini yazmıştım. Ben size büyü yoktur demedim ki. Çünkü sizin sorunuz büyüyle ilgili değil, falcılıkla ilgiliydi. Büyüye gelince evet, büyü vardır ama haramdır. Büyüyle uğraşmak küfre eşit bir günahtır. İslâm hukukuna göre büyücü eğer yaptığına pişman olup tövbe etmezse ya ebediyyen hapsedilir veya idam edilir. Durum budur. Allah’a sığınan insana büyü zarar vermez. Allah’ın kaderini de hiçbir şey değiştiremez. Böyle şeylerle kafayı doldurup evham ve hurafeler içine düşmek insana büyük zarar verir. Peygamberimize büyü yapıldığına dair rivayetler var ama bunlar Kur’ân’a aykırıdır ve zaten bu rivayetler irdelendiğinde tarihen böyle bir şeyin mümkün olmadığı görülür.
Kur’ân, Allah’ın halis kullarını şeytanın etkileyemeyeceğini vurgular. Allah’ın en halis ve seçkin kulu olan Hz. Peygamber’i kötü cin olan şeytanlar nasıl etkiler? Bu konudaki rivayetlerde büyünün etkisiyle Peygamber’in altı ay şaşkınlık içine düştüğü, hanımlarına varıp varmadığını bilemediği söylenmektedir ki bu durumda altı ay gibi uzun süre gelen vahiylerin korunması tehlikeye girmiş olur. Ayrıca Allah’ın onu koruyacağını vurgulayan (Maide: 67) ayete aykırıdır. Kur’ân, Allah’ın onu koruduğunu, şeytanın ona gelen vahiylere söz katıp bozamayacağını belirtir. Ayrıca bu rivayetlerde Peygamber’in evinde hizmet eden bir Yahudi çocuğunun, Peygamber’in tarağına çıkan telleri alıp büyücüye götürdüğü ve bu tellere düğüm bağlanıp üflenerek büyü yapılıp kuyuya atıldığı anlatılır. Bu kamilen yalan ve uydurmadır. Çünkü Peygamber’in evinde hizmet eden bir Yahudi çocuğu olmamıştır. Ona canı gönülden hizmete hazır onca sahabi çocuğu varken Yahudi çocuğunun, Peygamber’in evinde işi ne? Son derece zeki ve ihtiyatlı, tedbirli olan Hz. Peygamber, Yahudi çocuğunu harim-i ismetine alır mı?