‘Hz. Peygamber Ali’yi veliaht tayin etti mi?’ (2)
.
* DÜNDEN DEVAM
Dünkü yazımda belittiğim gibi uydurma rivayetlerle Ali taraftarlarının, Ali karşıtlarını Peygamber bedduasına uğramış Allah düşmanı gösterme çabaları gayet açıktır. Her şeye rağmen rivayet eğer gerçekten doğru ise Hz. Ali’yi taltif (okşama, onurlandırma) makamından söylenmiştir. Burada Hz. Ali’nin, imam tayin edildiği hakkında bir açıklama yoktur. Benzeri okşayıcı, övücü sözler öteki halifeler ve bazı büyük sahabiler hakkında da vardır. Hz. Ebubekir hakkında da “Allah’tan başka gönül dostu edinmek caiz olsaydı Ebubekir’i kendime gönül dostu yapardım. Ama biz kardeşiz” buyurmuştur.
Bu tür rivayetlerin içine taraftarların leh ve aleyhteki sözleri karışmıştır. Kimi Hz. Ali’yi yüceltirken kimi Ebubekir’i yüceltmiştir. Hz. Ali’nin şöyle dediği de rivayet edilir: “Allah’ın Elçisi beni çağırdı: Ali, senin İsa’ya benzer tarafın var. Yahudiler ona buğzedip anasına hakaret ettiler. Hıristiyanlar da onu çok sevip olmadığı yere çıkardılar.” Ali devamla demiş ki: “Beni aşırı sevgiyle olmadığım yere yükselten helak olduğu gibi bana buğzederek hakaret eden de helak olmuştur. İyi bilin ki ben peygamber değilim. Bana vahiy gelmiyor. Ben Allah’ın kitabını ve Peygamberinin sünnetini uygulamaya çalışıyorum. Size Allah’a itaat hakkında emrettiğim şeylere uymanız boynunuzun borcudur. Gerek ben, gerek başkası size, Allah’a isyan olan şeyleri emrederse ona itaat edilmez. Çünkü itaat ancak maruf (güzel, helal) şeylerde olur.” (Hakim, Müstedrek: 3/123)
Günümüzde pratik yararı kalmamış
Zamanla Peygamber’in, kimi sahabiler hakkında söylediği okşayıcı sözlerine, lider sahabilerin taraftarlarınca eklemeler, abartılar katılmış, karşıtları tarafından da gözden düşürmek amacıyla yerici rivayetler üretilmiştir. Bunlar sonuçta rivayettir. Zan taşıyan, gerçek bilgi ifade etmeyen bu tür rivayetler müminleri bağlamaz. Çünkü bunların yanında akıl ve mantığın kabul etmediği rivayetler de vardır. Nitekim yine Hz. Ali’yi övücü bu rivayet yanında Peygamber’in şöyle dediği de rivayet edilir:
“Bir gün odamda bir hareket hissettim. ‘Kim o’ diye seslendim. ‘Cebrail’im’ dedi. ‘Gir’ dedim. ‘Hayır. Sen gel, ben o odaya girmem’ dedi. Ve devam etti: Çünkü odada köpek eniği var. Melekler köpek bulunan eve girmez, onun için sen gel, ben odaya girmem.” Şu lafa bakın. Melek Cebrail geldiği zaman Peygamber kendisinden geçerdi. Meleğin, tıpkı bir insan gibi adım sesi vermesi, Hz. Hasan’ın oynadığı köpek eniğinden dolayı odaya girmemesi söz konusu olabilir mi? Zavallı köpek yavrusunun günahı ne ki melek girmesin? Böyle akıl mantık dışı rivayetlere takılıp 14 asır önce geçmiş artık günümüzde hiçbir pratik yararı kalmamış şeylerle uğraşmanın, bu yüzden kimi sahabilere buğzetmenin, kimini de tanrılaştırmanın yararı yok, sadece zararı vardır.