Hadisle ilgili önemli bir eser (3)
.
* DÜNDEN DEVAM
Kur’ân, Peygamber’in gaybı bilmediğini sadece kendisine vahyolunana tabi olduğunu vurgulamaktadır. “Ben size ‘Allah’ın hazineleri benim yanımdadır’ demiyorum. Gaybı da bilmem. ‘Ben meleğim’ de demiyorum” (Hud: 52/31). Enam 5/50’nci ayet de aynı anlamı pekiştirmiştir. Gaybı bilmeyen Peygamber’in, kıyametin ne zaman kopacağını bilmediğini de ısrarla vurgulamıştır. “Göklerde ve yerde, Allah’tan başka hiç kimse gaybı (gizliyi, geleceği) bilmez. Ne zaman dirileceklerini (yani kıyameti) de bilmezler” (Neml: 48/65), “Gaybı bilmek Allah’a mahsustur” (Yunus: 51/20) ayetleri, Allah’tan başka kimsenin gaybı bilmediğini vurgulamaktadır. Hz. Ayşe de “Kim Muhammed, yarını bilirdi derse Allah’a iftirât etmiştir” demiştir. (Buhari, Tefsir, sure: 53; Müslim, İman: 287).
Uydurulmuş rivayetler
Kur’ân bu kadar açıklıkla geleceği kimsenin bilmediğini, kıyametin ansızın geleceğini, o konuda kimseye bilgi verilmediğini vurgulayadursun rivayetçilerimiz, kıyametin alametlerine dair birbiriyle çelişkili yüzlerce rivayet üretme başarısını (!) göstermişlerdir. Bizde de İslâm dünyasının çeşitli yerlerinde hâlâ “Kıyamet Alametleri” diye kitaplar çıkarılmakta ve bunlar maalesef halktan da büyük rağbet görmektedir. Kur’ân’a rağmen Peygamber’in ağzına konulan bu uydurmalar, yazarlarına ve yayanlarına çıkar sağlamaktadır. Peki ansızın gelecek olan şeyin belirtisi olur mu?
Belirtisi olmayan olay
Deprem olayını düşünelim. Gecenin veya gündüzün herhangi bir anında birden, ansızın başlar. Sallar, yıkar. Eğer bunun vukuundan önce belirtileri olsa, insanlar depreme karşı tedbir alırlar, tehlikeli noktalardan kaçarlar. Ama belirtisi olmayan olay insanları gaflet içinde yakalar. İşte kıyamet de böyle ansızın, hiçbir belirti vermeden başlayacak bir olaydır. Buna birtakım alametler üretmek Kur’ân’a aykırı olduğu gibi Peygamber’in gaybı bilmediği gerçeğine de aykırıdır. * DEVAM EDECEK