Hadisin önemi ve geçerlilik şartları (7)
.
DÜNDEN DEVAM
Biri, Peygamber’in söylemediği bir sözü söyleyerek kendisini haklı çıkarmak istemiştir ki, bunu duyan Peygamber “Kim benim üzerime yalan söz söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın” demiştir. Peygamber, hayattayken uydurulan sözleri duyunca kendisi bunları düzeltirdi. Ama vefatından sonra hadis uydurmak kolaylaştı. Bu durum sahabileri rahatsız edecek hale gelmişti. Mescitte halkın hadislere daldığını gören Haris, Hz. Ali’nin yanına gitmiş ve “Bu insanların hadislere daldığına baksana” demiş. “Demek öyle yaptılar” diyen Hz. Ali, Kur’ân okumaya teşvik eden sözler söylemiştir (Ebu Davud, Fedailul-Kur’ân: 14). Bundan dolayı Abdullah ibn Abbas, “Biz Peygamber’e yalan atılmayan zamanda ondan hadis anlatırdık. Fakat insanlar uysal olsun, olmasın her deveye binmeye başlayınca ondan hadis rivayet etmeyi bıraktık” demiştir.
Leys ibn Sad’ın şöyle dediği rivayet edilir: “İskenderiye’de bize Nafi’den rivayet eden bir şeyh geldi. Nafi henüz sağdı. Biz ondan, Nafi’den rivayet ettiği hadisleri yazdık. İki defter doldurduk. Şeyh ayrıldıktan sonra bu iki defteri Nafi’ye götürdük. Nafi iki defter dolusu hadisten sadece bir hadisi tanıdı (diğerlerinin kendisine ati olmadığını söyledi).” Süfyan, “Cabir’den otuz bin civarında hadis dinledim. Bunlardan hiçbirini anlatmayı helal görmüyorum” demiştir (Aynı eser, s. 21). Süfyan-ı Sevri’nin rivayetine göre Abdullah ibn Abbas’a Hz. Ali’nin kazasını (verdiği hükümleri) anlatan bir kitap (tomar) getirilmişti. Dikdörtgen biçimindeki sandıkta bulunan sözlerin hepsi Hz. Ali’ye iftira, yalnız bir arşın kadarı doğruydu. İbn Abbas yalanları yırttı, sağlam olan bir arşın uzunluğundaki yaprağı bıraktı.
Kurtubi, “Camiu beyanil-ilmi ve fadlihi” adlı kitabının “İlmi (hadisi yazıp) kitaplarda kalıcı yapmanın mekruh olduğu” başlığını taşıyan babında özetle şöyle diyor: “Zeyd ibn Sabit, Muaviye’nin huzuruna girdi. Muaviye, kendisinden bir hadis sordu ve birine de Zeyd’in anlattığı hadisi yazmasını emretti. Zeyd, ‘Allah’ın Elçisi bize, hadislerini yazmamamızı emretti dedi ve yazılanı sildi’ dedi.” Hz. Ali, bir konuşmasında şöyle demiştir: “Kimin yanında (Kur’ân’dan başka) bir kitap (yazılı metin) varsa, mutlaka onu yok etsin. Çünkü insanlar Rablarının kitabını bırakıp bilginlerinin hadis(rivayet)lerine uydukları için helak oldular.” DEVAM EDECEK