Hadisin önemi ve geçerlilik şartları (3)
.
DÜNDEN DEVAM
Abdullah ibn Zübeyr, babası Zübeyr’e, “Neden sen de falan ve falanın, Allah’ın Elçisi’nden hadis anlattığı gibi hadis anlatmıyorsun?” diye sormuş. Zübeyr, “Çünkü ben, onun ‘Kim benim üstüme yalan atarsa ateşten yerine hazırlansın’ dediğini duydum” demiştir. (Buhari, İlm: 38). Dikkat edilirse Zübeyr’in rivayetinde, “kasten” sözcüğü yoktur. Demek ki bu “kasten” kaydı sonradan sokuşturulmuştur ki, iyi niyetle hareket edenler rahatça dillerini kullanma imkânını bulsunlar. Onlara göre yaptıkları, kötü niyetle Peygamber’e yalan atmak değildir. İnsanları onun dinine teşvik için iyi niyetle böyle yapmaktadırlar. İyi niyetle olunca da kendilerine göre Peygamber’in sözlerine, bazı sözler karıştırmakta bir sakınca yoktur. Bunu özellikle hikâyeciler ve vaizler yapmışlardır. Aynı şey, bugünkü vaizler arasında da çok sık görülür. Halka güya Peygamber’in sözlerini anlatan kürsüdeki adamlar, ne ayette ne de hadiste olmayan bir sürü batıl şeyler söyler. Böylece hem Peygamber’in üstüne yalanın daniskasını atarlar, hem de bu konuşmalarından büyük sevap kazanacaklarını sanırlar.
Bilerek veya bilmeyerek olsun, Peygamber’in söylemediği bir sözü onun üstüne atmak büyük vebaldir. İşte bundan dolayıdır ki büyük sahabiler, hadis rivayet etmekten çekinmişler, bunu yasaklamışlar, Peygamber’den bir söz anlatandan, sözünü tanıkla kanıtlamasını istemişlerdir. Yine bundan dolayıdır ki İmam Ebu Hanife, sadece 17 kadar hadisi sahih görmüştür (İbn Haldun, Mukaddime: s. 409-410) ki bunlar da mütevatir hadislerdir. Buhari’nin rivayetine göre Peygamber’in hastalığı artınca, “Bana bir defter getirin, size bir yazı yazdırayım da onun dışına çıkmayasınız” demiş. Hz. Ömer, “Peygamber iyice hastadır, yanınızda Allah’ın kitabı var, o bize yeter” demiştir. (Buhari, İlm: 38). Bu hadisten iki şey açıkça anlaşılmaktadır. Peygamber, gerekli gördüğü talimatı yazdırırdı. Burada kendisinden sonra uygulanmak üzere bir vasiyet yazmak istiyor. Aslında vasiyet yazmak Kur’ân’ın kesin buyruğudur (Yasin: 41/50; Bakara: 92/130, 240; Nisa: 98/11, 12; Maide: 110/106). Peygamber’in, Kur’ân’ın bu buyruğunu yerine getirmek için vasiyet yazdırmak istediği anlaşılmaktadır.
DEVAM EDECEK