Hacı Bektaş-ı Veli ve Bektaşilik (1)
.
Hacı Bektaş-ı Veli üzerinde doktora tezi yapmış olan merhum arkadaşım PProf. Dr. Esad Coşan’a göre Hz. Peygamber’in
torunlarındandır. Nişapur’da doğmuştur. Doğum ve ölüm tarihleri kesin olmamakla birlikte genellikle kaynaklarda 1209-1270 yılları verilmektedir. 61 yıl yaşamıştır. Hacı Muharrem Efendi ve M. Zeki Pakalın’a göre H. 645’te doğmuş,
738’de vefat etmiş, 93 yıl yaşamıştır (Makamat-i Ezkâr-ı İlahiyye, s. 62). Hacı Bektaş-ı Veli’nin annesi Şeyh Ahmed-i Nişaburi’nin kızı Hatem Hatun’dur. Nesebi Hz. Peygamber’e kadar sıralanır. Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü’nün yazarı bu sıralamayı vermiş ise de
bize göre karıştırmıştır. Hacı Bektaş-ı Veli, kimine göre doğrudan doğruya, kimine göre de Lokman-ı Perende vasıtasıyla Ahmed Yesevi’nin mürididir. Ya Ahmed Yesevi’nin veya Lokman-ı Perende’nin emriyle Anadolu’ya geldi. Amasya,
Kayseri, Sivas gibi şehirleri dolaştıktan sonra Kırşehir
yakınında bulunan Karahöyük’e yerleşti.
Kendisinin Yeniçeri Ocağı’nı kurduğu yaygın ise de bu doğru değildir. Çünkü o, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan 29 yıl önce ölmüştür. Hacı Bektaş-ı Veli’nin, Ahmed Yesevi ile kesin ilgisi vardır. Ahmed Yesevi de Abdul-Halik Gucduvani
gibi Yusuf Hemedani Hazretleri’nin halifelerindendir.
Bilindiği üzere Bahauddin Nakşibend Hazretleri de Seyyid Emir Külal’in halifesi olmakla beraber Abdul-Halik Gucduvani’nin ruhaniyetinden feyz almış, Emir Külal’in tersine, tarikatta Gucduvani gibi hafi (gizli) zikri usul
edinmiştir. Bu bakımdan Bektaşiliğin, Nakşibendi tarikatıyla akrabalığı vardır. “Tiryakul-Mecid”de Hacı Bektaş’ın, Ahmed Yesevi’ye bağlı olduğu söyleniyor ama Yesevi’nin vefat tarihiyle Hacı Bektaş’ın vefat tarihi arasında bir isim eksiktir. Bunun, hakkında kesin bilgi bulunmayan Lokman-ı Perende olduğu söyleniyor. Yunus Emre, Hacı Bektaş’ın (Taptuk Emre vasıtasıyla) talebesidir. Ancak Türk tarihinde iki büyük Yunus Emre vardır. Birisi Bursalı
Yunus Emre, diğeri asıl büyük Yunus Emre. Meşhur, “Şol cennetin ırmakları akar Allah deyu deyu” ilahisi Bursalı Yunus Emre’ye aittir. Asıl büyük Yunus Emre bu değildir. Asıl Yunus Emre, Hacı Bektaş’ın çağında Niğde’ye bağlı Sivrihisar’da yaşamış, Hacı Bektaş’a gidip gelmiştir. Hacı Bektaş’ın Yunus Emre üzerindeki etkisi çok açıktır. Sanki Yunus, Hacı Bektaş’ın “Makalat”ını nazm etmiş(şiire dökmüş), aynı temaları işlemiştir. Yunus Emre dört kapıdan, kırk makamdan, üçyüz altmış menzilden, vücut şehrinden söz eder. Bunlar Makalat’ın konularıdır. Esad Coşan bu
yargısını, ikimiz de Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde asistanken bana da bizzat söylemişti:
“Yunus ne ise Hacı Bektaş da odur, Hacı Bektaş ne ise Yunus da odur, Mevlânâ ne ise Yunus da odur, Yunus ne ise Mevlânâ da odur, Hacı Bektaş ne ise Mevlânâ da odur. Hepsi aynı ekolün insanlarıdır” (Prof. Dr. Esad Coşan, Hacı Bektaş-ı Veli, s. 37-42, İstanbul, 1995).