Hac seferlerini Diyanet düzenler
.
Emekli öğretmen ve araştırmacı yazar Orhan Suat, Diyanet İşleri Başkanlığı’nca düzenlenen hac seferlerinin pahalılığından ve bedellerin euro üzerinden saptanmasından yakınarak özetle şöyle diyor: “Bu sene hacca gitmek için başvuruda bulundum. Ama ücretlerin inanılmaz derecede pahalı olduğunu gördüm. Hac bedelleri tipine göre 2.350-5.500 euro arasında değişiyor. Bu, 4.700-11.000 liraya karşılık geliyor. Devletin resmi organı olan Diyanet İşleri Başkanlığı neden daha düşük olan dolar kuruyla ücret ilan etmiyor? Bunun gerekçesi nedir? Bu paralar nereye, kimlere gidiyor? Siyasi amaçla mı kullanılıyor? ”
CEVAP: Hac seferlerini Diyanet İşleri Başkanlığı düzenler. Bu uygulama 1977 yılında başlamış daha sonra kanunlaştırılıp düzenli ve örgütlü hale getirilmiştir. 1977 yılından önceki özel hac seferlerinde yolcuların nasıl perişan durumda kaldıklarını bilenler bu uygulamanın ne kadar hayırlı olduğunu daha çok takdir ederler. Daha önce hac seferlerin finansı Türkiye Diyanet Vakfı tarafından sağlanır, Diyanet İşleri Başkanlığı personelini temin ederdi. Çıkarılan kanunla Diyanet İşleri Başkanlığı’na buna özgü bütçe ayrıldı. Şimdi hac seferlerinin gelir ve gideri bu özel bütçeye aittir. Başkanlık bu geliri düzenlenecek hac seferleri için harcadığı gibi yine bununla din hizmetlerini desteklemekte, çeşitli ülkelerde camiler yapmakta, din eğitimine katkı sağlamakta, aynı zamanda gelirin bir kısmını da Türkiye Diyanet Vakfı’na vermektedir.
Bu vakfın başkanı, Diyanet İşleri Başkanı olmakla beraber vakıf, Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan bağımsız bir kuruluştur. Geniş ve çok güzel organize bir kuruluş olan Türkiye Diyanet Vakfı, Bakanlar Kurulu kararıyla vergiden muaftır. Gerek yurt içinde gerek yurt dışında cami, okul ve fakülte binaları yaptırmış, din öğretimine destek olmuştur. Çeşitli dini ve kültürel yayınlar da yapmaktadır. Hali hazırda bir üniversite açma yolundadır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın amacı kişileri veya siyasi kuruluşları desteklemek değil, din hizmetlerine katkı sağlamaktır. Elbette bu da parayla olur. Şairin dediği gibi: “Paresiz ancak bu âlemde günah almak olur.” Sağlanan kârın birilerine transfer edilmesi yahut siyasi amaçlara harcanması söz konusu değildir ve olamaz. Ama niçin fiyatlar dolar kuru üzerinden yapılmıyor? Herhalde daha iyi din hizmeti verebilmek için Diyanet bu konuda kârlı olanı tercih ediyor. Takdir onlarındır. Bana kalırsa, hac konusunda kârdan çok, şartlarını haiz olan Müslüman’a farz olan hac görevini vatandaş için en ucuza çıkarmayı yeğlemek gerekir. Eğer başkanlığın bu konuda bir açıklaması varsa sütunumuz kendilerine açıktır.