Emlağın zekâtı verilen vergidir
.
SORU: Zekât vermek için senenin hangi zamanlarını tercih etmeliyiz? Zekâtı insanların yararına çalışan vakıf ve derneklere verebilir miyiz? Kredi kartıyla zekât verilebilir mi? Zekât hesaplarken neye dikkat etmeliyiz? Nisap miktarı deniyor. Bu nedir? Ev, araba, altın ve nakit para için zekât ayrı ayrı mı hesaplanıyor?
CEVAP: İhtiyaç fazlası para üzerinden yıl geçince zekâtını vermek gerekir. Yıl ne zaman dolarsa zekât o zaman verilir. Özellikle fakirin en muhtaç olduğu zamanlarda verilse daha iyi olur. Zekâtın farz olması için ihtiyaç fazlası malın belli bir miktara ulaşması gerekir. Bugünkü rayiçle bu miktar en az 3.000 TL ve üzeridir. Bunun kırkta biri yani % 2.5’u zekât olarak verilir. İçinde oturulan eve ve kullanılan arabaya sayısı kaç olursa olsun zekât gerekmez. Ancak ticaret mallarına ve ticari arabalara zekât gerekir. Kiralık evlerin de kendisine değil gelirine zekât düşer. Kira gelirleri, diğer para varlığına katılarak toplam meblağ nisap miktarına ulaştığı takdirde birikimin kırkta biri zekât olarak verilir. Aslında emlağın zekâtı, devlete verilen emlak vergisidir. Vakıf ve derneklere zekât verilmez, bizzat fakire verilmelidir. Eğer vakıf ve dernekler, verdiğiniz zekâtı kesin olarak sizin adınıza yoksul kişilere ulaştıracaklarsa o zaman güvendiğiniz o kuruluşlara, sizin adınıza zekâtınızı ödemeleri kaydıyla zekât verebilirsiniz.
Bilgi yoksunları...
SORU: Bir gün camide abdest almak için hazırlanırken bir bayan, “Benim abdest almamda bir sakınca var mı” dedi. Orada bulunan bir kişi, “Hayır, olmaz. Aşağıda tuvalet var. Orada alabilirsin” diye cevap verdi. Bayan da aşağıya indi. O kişiye bunun sebebini sordum. “Çoraplarını çıkaracak. Biz de onu göreceğiz” dedi. Biz görmezden gelsek bu bayan abdest alabilir miydi? (Murat Saatçi)
CEVAP: Bayanı tersleyen ve abdest için tuvalete gönderen adam bilgi yoksuludur. Kadının yüzü, elleri, İmam-ı Azam’a göre kolları ve ayakları avret değildir. Erkeklerin yanında abdest almasında sakınca yoktur. Ancak saçlarını açmaz, eşarbının üstünden mesh eder. Din böyle kolaydır ama bilgisizler onu zorlaştırma çabası içindedirler. Siz ister görün ister görmeyin, bayan Kur’ân’ın anlattığı biçimde abdestini alırsa yani yüzünü, el-kollarını yıkar, başını ve ayaklarını mesh ederse abdesti geçerlidir. Abdestin birinin görmesiyle veya görmemesiyle ilgisi yoktur. Bunun için Maide Suresi’nin 6’ncı ayetini çarpıtılmamış bir mealden okuyun.