Duisburg Camii
.
Almanya’nın Kuzey Rhein Westfalen bölgesinde bulunan Duisburg’ta yeni yapılıp bir ay kadar önce ibadete açılmış olan camiyi ziyaret ettim. Cemaatin isteği üzerine bu güzelim camide bir konuşma yaptım. 35 yıl önce Almanya’da kulübemsi mescit manzaralarıyla şimdiki muhteşem manzarayı karşılaştırınca takriben yarım asır içinde İslâm’ın Avrupa’daki olumlu gelişmesi insanı gerçekten çok sevindiriyor. Yöredeki işçilerimizin kurduğu dernek, 19 kubbeli bu camiyi 3 yıl gibi kısa bir sürede bitirmiş. Caminin yapımında Avrupa’da çalışan insanlarımızın katkılarının yanında Avrupa Birliği’nin ve Duisburg yerel yönetiminin büyük katkısı olmuş. Caminin hemen karşısında büyük bir kilise var. Kiliseyle cami arasında bulunan eski binalar bu iki din mabedinin birbirlerine bakmalarına engel oluyormuş. Yerel yönetim bu binaları yıktırarak iki mabedin birbirini görmesini hatta birbiriyle selamlaşmasını sağlamış. Bu durumu görünce Hac Suresi’nde dinlerin birliğini vurgulayan ayeti anımsadım:
“Eğer Allah’ın bazı insanları diğer bazılarıyla savunması olmasaydı, içlerinde Allah’ın ismi çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler yıkılırdı. Allah, kendi(dini)ne yardım edene elbette yardım eder” (Hac: 40).
Hoşgörü, barış ve huzur
Allah’ın, kendisine inananlarla isminin anıldığı mabetleri koruduğunu bildiren bu ayette, bütün ilahi din mabetlerinin, Allah’ın adının anıldığı, korunması gereken mabetler olarak tanıtılması, vahiy dinlerinin özde birliğine ve mensuplarının kardeşliğine işaret etmektedir. Duisburg Camii’nde eğitim odaları, dershaneler, spor salonu, konferans salonu bulunuyor. Almanya’da yetişmiş, sosyal bilimlerde mastır yapmış bir hanımefendi, Hristiyan bilim adamlarıyla diyalog kuruyor.
Zaman zaman camiyi ziyarete gelen kilise adamları, hoşgörülü sohbet sonunda memnun ayrılıyorlarmış. Bir seferinde ortaöğretim öğrencileri gelmiş. Müslümanların toplu namazlarından etkilenen bu öğrenciler, “Biz de namaz kılmak istiyoruz. Katılabilir miyiz?” demişler. Rehber hoca hanımın olumlu yanıtı üzerine onlar da Müslümanlara uyup namaz kılmış. Öğrendikleri dua niteliğindeki bazı sözleri yinelemişler. Ne güzel bir şey. Hoşgörü, barış, huzur ve hep beraber Allah’a yöneliş.