Doğruluk ve içtenlik (3)
.
* DÜNDEN DEVAM
Haris-i Muhasibi şöyle demiştir: “Sadık o kimsedir ki, kalbinin huzuru ve düzelmesi uğrunda halk arasındaki bütün itibarını kaybetse dahi aldırmaz. Güzel amelinin zerresini dahi halkın bilmesini istemez. Çirkin amelini de halka göstermekten çekinmez. Çünkü çirkin amelini halka göstermekten çekinen kimse, onlar yanında itibar görmek ister. Bu, sıddîklerin alametlerinden değildir.” Haris-i Muhasibi’nin amacı, halk nezdinde itibarını korumak için halka güzel eylemler gösterip Hak ile baş başa kaldığında rezaletlerden çekinmeyen menfaatçi, egoist, riyakâr kimselerin davranışını kınamaktır. “Kendilerine dini yalnız Allah’a halis kılarak O’na ibadet etmeleri emredildi” (Beyyine: 5) ayeti, ibadetlerin ancak Allah için yapılacağını, başka bir gaye için yapılan ibadetin makbul olmayacağını vurgular.
Halk nezdinde itibar korumak, kendisini sünnete uyan salih bir kişi, bir din adamı gibi gösteren menfaatçi insanlar önder olamaz. Öyle kimselere uyulmaz. Çünkü onlar ihlaslı, merhametli, iyi ahlaklı, olgun değil şekilci, yobaz, saldırgan, bencil insanlar yetiştirirler. Mutasavvıflardan biri, “Sürekli olan farzı yerine getirmeyen kimseden muvakkat farz kabul edilmez” demiş. “Sürekli farz nedir?” sorusuna da “Sıdk” yani “Doğruluktur” cevabını vermiştir. İhlas; eylem ve ibadeti yalnız Allah’a özgü kılmak, başka düşüncelerden temizlemek demektir. Seçmek anlamına da gelir. Türkçesi içtenliktir.
İhlas, tevhit inancının özüdür. Bundan dolayı Allah’ın birliğini en güzel, en özlü biçimde anlatan “Kul huvallahu ehad: De ki Allah birdir” suresine İhlas adı verilmiştir. İmam-ı Kuşeyri “İhlas, ibadeti başka bir amaçla değil, sırf Allah’a yaklaşmak, halkın övgü ve takdirini kazanma gibi herhangi bir amaçla değil yalnız Allah için ibadet etmektir” şeklinde tanımlar. İhlas; eylemleri, yaratıkları düşünmekten temizlemektir. İhlas, sahibini gerçek takvaya götürür. Peygamber’e, kendisini göstermek, kahramanlık ve yiğitlik için savaşan adamın durumu sorulmuş, “Bu adamın çarpışması Allah yolunda sayılır mı?” denilmiş. “Kim Allah’ın kelimesi yüce olsun diye çarpışırsa o, Allah yolundadır” buyurmuştur (Buhari, İlm: 45, Cihad: 15).
* DEVAM EDECEK