Dinimiz bize barışı emreder
.
İsrail hükümetinin insani yardım gemisine saldırarak masum insanları katletmesini kınarken bütün Yahudi ırkını ve Musa dini mensuplarını suçlamak doğru değildir. Bizzat İsrail devleti içinde yaşayan bir kesim Yahudi de bu zulme ve baskıya karşıdır. Kendi devletlerinin yaptıklarını protesto etmişlerdir. Kur’ân, yanlış yapan insanları kınarken hiçbir milleti toptan kötülükle damgalamaz. Yanlış işler yapan, bozgunculuğa sapan, fitne fesat karıştıran Yahudileri ayıplarken hepsinin bir olmadığını, onlar içinde de iyilerin, adaleti seven barışçı insanların bulunduğunu vurgular: “Musa kavmi içinde Hakk’a uyup hakla adalet yapan bir topluluk vardır. Yarattıklarımız arasında Hakk’a uyup hakla adalet yapan bir topluluk vardır” (Araf: 159, 181). “Sonra kitabı kullarımız arasından seçtiklerimize miras verdik. Onlardan kimi nefsine zulmedendir, kimi orta gidendir, kimi de Allah’ın izniyle hayırlarda öne geçendir. İşte büyük lütuf budur” (Fatır: 43/32). Al-i İmran Suresi’nin 112-115’inci ayetlerinde, İsrailoğulları’nın içinde aşırı, ılımlı ve iyi insan gruplarına işaret edilmektedir. Onların içinde Allah’ın ayetlerini inkâr edip peygamberleri öldürenler, masum insanlara saldıranlar olduğu gibi Allah’a ve ahiret gününe inanan, geceleri ibadet eden, iyiliği emir ve kötülükten meneden kişilerin bulunduğu da bildirilmektedir.
Ayetlerden, her kavim içinde iyiler, kötüler ve ılımlılar bulunduğunu anlıyoruz. İşte her kavimden Allah’a ve ahirete inanan, güzel işler yapan kimseler, cennete girer, huzur ve esenlik içinde, gam ve tasadan uzak kalarak Allah’a hamdederler. Son zamanlarda gerilen İsrail-Türkiye sorunlarının duygusallıkla değil, akıl ve hikmetle çözülmesi, çözüm için de yalnız başına değil, uluslararası bir konsensüsle hareket edilmesi gerektiği kanaatindeyim. Çünkü dinimiz bize savaşı değil barışı emretmektedir. “Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de ona yanaş ve Allah’a dayan, çünkü O işitendir, bilendir” Enfal: 93/61). Bu münasebetle Kur’ân’ın gayrimüslim toplumlarla ilişki hakkındaki esaslarını özetlemek isterim: Enfal Suresi 61’inci ayette düşman barışa yanaştığı takdirde barış yapılması buyurulmaktadır. İslâm’ın amacı barıştır. Savaşmak, Müslümanlara saldıran düşmanlara karşı olur. İnsanları zorla dinlerinden döndürüp Müslüman yapmak için savaş emredilmemiştir. Zira dinde zorlama yoktur. Nisa: 88-91’inci ayetlerde, antlaşmalı toplumlara mensup olanlarla tarafsız kalanlara dokunulmayacağı belirtilmekte fakat fırsat buldukça Müslümanlara saldıranların yakalanıp etkisiz hale getirilmeleri emredilmektedir.