Dilencilik (1)
.
Zorunlu bir durum olmadıkça dilenmek utançtır, ardır. Bakara Suresi’nde ihtiyaçları olduğu halde kimseye yüzsuyu dökemeyen, ihtiyacı yokmuş gibi davranan onurlu insanlar övülmektedir: “Yeryüzünde gezip dolaşamazlar. Bilmeyen, utangaçlıklarından dolayı onları zengin sanır. Onları simalarından tanırsın. Yüzsüzlük edip insanlardan istemezler, dilenmezler” (Bakara: 92/273). İhtiyaç içinde oldukları halde iman ve insanlık onuru taşıyan insanlar, yüz kızartıp kimseden bir şey isteyemezler. Utandıklarından kimseye durumlarını belli etmezler. Bilmeyen onları zengin sanır. İşte öyle yoksulları bulup sadaka vermek, onların ihtiyaçlarını karşılamak gerekir. Peygamber, “Asıl fakir, ortalıklarda dolaşıp dilenen, kendisine bir iki hurma veya lokma veya bir ekmek parçası verilen kimse değil, kendisine yetecek kadar rızık bulamayan, hali bilinmediği için sadaka da verilmeyen, kimseden de bir şey istemeyen yoksuldur” (Müslim, Zekât: b. 34, h. 101; Nesai, Zekât: 76) buyurmuştur.
Toplumda hoş görülmez
İslâm’da zorunlu bir durum olmadıkça dilenmek hoş görülmez. Peygamber, “Yanında kendisine yetecek kadar geçimi bulunan kimse dilenirse,dilenmesi kıyamet gününde gelip yüzünü tırmalar” buyurmuştur. “Ya Resuallah, kendisine yetecek geçim nedir?” diye sorulmuş, “Beş dirhem veya bunun karşılığı altın” demiştir (Ebu Davud; Tirmizi). Başka bir hadiste, “İhtiyacı yokken malını çoğaltmak için halktan mal isteyen kimse, malını azaltsa da çoğaltsa da bir ateş koru tutmuş olur” (Müslim) buyurulmuştur. Diğer bir hadis ise şöyledir: “Kişi, dilene dilene kıyamet gününe öyle bir halde gelir ki, yüzünde tek bir et parçası kalmamıştır. Yüzü tamamen kemik kesilmiş(yüzünde utanma, ar kalmamış, yüzü bakılacak yüz olmaktan çıkmış)tır” (Buhari; İbn Mace). Bir başka rivayette, “Muhtaç olmadığı halde halktan bir şey isteyen, dilenen kimsenin o eylemi, yüzünde utanç olur” (Darimi) buyurulmuştur. Allah’ın Elçisi, yanında bir okıyyesi (kırk dirhemi) ya da bunun dengi bir malı varken dilenen kimsenin yüz kızartıcı bir iş yapmış olacağını bildirmiştir (Kurtubi, Tefsir: 3/343).
* DEVAM EDECEK