Çürük rivayetlere dayanan yargılar
.
SORU: Bir televizyon programında, kadınların âdet halleri nedeniyle 6 gün oruç tutamadıkları, bunun kazasını şevval ayında yerine getirdikleri takdirde bir yıl oruç tutmuş gibi sevap kazanacakları ifade edildi. Acaba bu, Allah’ın kadınlara bir ödülü mü? Bir takvim yaprağında şunu okudum: “Şihabüddin-i Sühreverdi hazretleri buyuruyor ki: Her kim bu duayı aşure günü 3 kez okursa ölümden emin kılınır. Zira o sene ölüm mukadder olan kimseye, bu duayı bir vesileyle okumak nasip olmaz.” Bu mümkün mü?
CEVAP: Kur’ân’da kadınların âdet halinde oruç tutamayacakları hakkında bir hüküm yok. O maalesef bazı din uzmanlarının çürük ve çelişkili rivayetlere dayandırdıkları yargılarıdır. Kadın âdet halinde namazını kılmakla yükümlüdür. Oruca dayanabiliyorsa tutar, dayanamıyorsa hasta hükmünde olduğu için tutmaz, sonra kaza eder. Nafile orucun kazası yoktur. Ancak başlayıp da bozduğu orucun kazası olur. Bu konuda “Soru ve Cevaplarla İslâm” adlı eserimi okuyun. Kaldı ki, şevval ayında 6 gün oruç tutmak sağlam bir dayanaktan yoksundur.
Bu uygulamanın bidat olduğuna işaret eden İmam Malik, bilgi sahiplerinden hiçbirinin şevval ayında Ramazan’a ek olarak 6 gün oruç tuttuklarını bilmediğini, bu konuda kendisine hiçbir rivayet ulaşmadığını belirtiyor ve “Bilgi sahipleri, cahillerin ve kuru sofuların uydurması olan bu uygulamanın bidat olduğundan korktukları için mekruh olduğunu söylemişlerdir. Eğer bu konuda bir izin olsaydı onlar bunu yaparlardı” diyor (Bkz. Muvatta: Camiu’s-sıyam: 1/228). Ne Söhreverdi, ne de herhangi bir kimse Allah’ın kaderini bilir. Allah’ın verdiği ömür artmaz, eksilmez. Öyle oruç tutmakla, dua etmekle kişinin ömrü değişmez. Bunlar Kur’ân’a ters şeylerdir.
Peygamberin sözü
SORU: Kız isterken neden “Allahın emri, Peygamberin kavliyle” diyoruz? (O. Kasman)
CEVAP: Bu sadece konuşmaya bir başlangıçtır; ne farzdır, ne sünnettir. Zaten nikâh Allah’ın emriyle olacaktır. Çünkü ayette “İçinizden bekârları, köle ve cariyelerinizden iyileri evlendirin. Eğer yoksul iseler, Allah, lütfuyla onları zengin eder. Allah(ın mülkü) geniştir, O, (her şeyi) bilendir” (Nur: 32) Peygamber’in kavli, Peygamberin sözü, onun sözü ve uygulaması anlamındadır. Nikâh Allah’ın emri olduğu gibi Peygamberimizin de sünneti, uygulamasıdır. Peygamberimiz “Dünya bir geçimden ibarettir. Dünya varlıkları içinde iyi huylu bir kadından daha güzel bir şey yoktur” (Kenz, 16, h. 44405), “Nikâh (evlenmek) benim sünnetimdir, benim sünnetimi (kasten) uygulamayan benden değildir. Evleniniz çünkü ben sizin çokluğunuzla öteki ümmetlere övünürüm. Malca gücü yeten evlensin. Evlenmeye gücü yetmeyen de oruç tutsun. Çünkü oruç korur” (Knz. 16, h. 44407) gibi hadisleriyle ümmetini evlenmeye teşvik etmiştir.