Bu saçmalığa son verilmez! ÇÜNKÜ...
.
SORU: Mirac gecelerinde hep acı ve üzüntü içinde oldum. Çünkü nerede olsam hep o malum hikâye anlatılır. Bu hikâyenin Kur’ân-ı Kerim’e dolayısıyla da İslâm’a aykırı olduğu gün gibi ortadadır.
Şöyle ki:
1- Allah âlimdir, bilgisi sonsuzdur, esasen evrendeki tüm ilimlerin kaynağıdır. Dolayısıyla Allah insanların kaç vakit namaz kılması gerektiğini ve kılabileceğini bilir.
2- Allah, kullarına hiçbir zaman zorluk istemez, altından kalkamayacakları bir şeyi de emretmez.
3- Elli vakit namaz farz olsa ve insan hiç uyumasa bile her yarım saat başında bir namaza durmak gerekirdi. Eğer sekiz saat uyku olsa o zaman her yirmi dakikada bir namaza durmak gerekirdi.
İnsanların bırakın çalışıp bir şeyler üretmesini seyahat etmelerini, yemek-içmek ihtiyaçlarını bile doğru dürüst gideremezlerdi. Ne üretip, ne yiyip içecekler?
4- Hâşâ, böyle olunca şu anlam çıkıyor: İnsanların, ne yapıp yapamayacakları, neye dayanıp dayanamayacakları, Allah’ın bilgisi, ilmi dışındadır.
5- Allah, peygamber de olsa insanlarla pazarlık etmez, zaten peygamberler de Allah’ın o yüceliğine, o kudretine vakıf olunca böyle bir şeye cesaret edemezler. Sina’da dağ parçalanmadı mı, dağ insanların üzerine kalkmadı mı? Allah ile pazarlık etmek kimin haddine? Allah’ın evleri olan camiler Allah’ın adının yüceltildiği yerler olmalıdır, Allah’a hakaret edilen (istemeyerek ya da cehaletle olsa da) yerler olmamalıdır.
Aşikâr olan bir şey vardır ki, bu hikâye şeytanın uydurduğu bir saçmalıktır. Umarım bu seneden başlayarak, sizlerin aydınlatmasıyla camilerimizde bu saçmalığa son verilir. (Yüksel Kıyık)
CEVAP: Camilerdeki bu saçmalığa son verilmez. Ben bunları 30 yıldan beri söylüyorum, bunun aslı olmadığını anlatıyorum. Bu yazılarım, din görevlilerinde hiçbir etki yapmadı, yapmaz da. Çünkü onlar benim yazılarımı okumazlar.
Okusalar da kabullenmezler. İşlerine, geleneği sürdürmek gelir. Öyle olacak ki halkta heyecan uyandırsınlar. Bunun için şükrane olarak mevlit okutsunlar, Kur’ân okutsunlar.
Tabii mevlidi kim okuyacak, kendileri. Bunun hem maddi hem kendileri açısından manevi katma değeri var. Hiç bu ballı böreği bırakırlar mı? Hiç hurafeyi bırakır da gerçeğe gelirler mi? Sadece bu mu? Daha nice hurafeleri var bu adamların! Cenaze başlarındaki şovlar, nutuk atmalar, hak helal ettirmeler, Münker Nekir hikâyeleri, hele o, 3 veya 9 veya 15 bin yıllık kıldan ince kılıçtan keskin köprü masalı. Daha neler de neler! Onlara göre bunlar dinin ruhudur. Hiç bu masalları bırakırlar mı? Bırakmazlar. Ben değil, şimdi görevdeki Diyanet İşleri Başkanı da söylese bırakmazlar. Onun için ben size moralinizi bozmamanızı, anlatılan masalları sineye çekmenizi tavsiye ederim.
Güle dert anlatamaz beyhude bülbül inler
Varak-ı mihr-i vefayı kim okur, kim dinler!