Bu gece Miraç Kandili
.
Bazı İslâm ülkelerinde, özellikle de Türkiye’de recep ayının 27’nci gecesi Miraç Kandili olarak kutlanır. İsra Suresi’nin 1’inci ayetinde yüce Allah’ın, ayetlerini göstermek üzere kulunu, gecenin bir vaktinde Mescid-i Haram’dan, çevresi bereketli kılınan Mescid-i Aksa’ya isra ettiği (yürüttüğü) bildirilmektedir. Peygamber’in, geceleyin Mekke’den Mescid-i Aksa’ya götürülmesine isra, göklere çıkarılmasına da miraç denilir. Sağlamlık derecesi hayli kuşkulu çeşitli rivayetlere göre miraç olayında yüce Allah, yücelere çıkardığı Hz. Muhammed’e, doğrudan doğruya vahiyetmiş ve kendisine üç hediye vermiştir: Birincisi önce 50 vakit olarak farz kılınan, dönüşte Hz. Peygamber’in yolda rastladığı Hz. Musa‘ya danışması ve Musa’nın yönlendirmesiyle birkaç kez Allah’a arz-u niyaz ederek ümmetinin bu kadar namazı yapamayacağını söylemesi sonunda 5 vakte indirilen namaz; ikincisi Bakara Suresi’nin son üç ayetinin direkt olarak vahyedilmesi, üçüncüsü ümmet içinde şirk koşmayanların affedileceği müjdesi. Ayrıntılarla örülmüş rivayetlerin esası budur. Bu rivayette olay, Hz. Muhammed’in henüz peygamberlikle görevlendirilmeden once Kabe yanında uyurken gördüğü bir rüyadan ibarettir. Bir rüya biçiminde anlatılan olay, gerçeklere ters düşen şeylerle doludur:
Henüz peygamber olmayan Hz. Muhammed’in ümmetine namazın farz kılınması tuhaftır. Allah namazı farz ettikten sonra Hz. Muhammed’in, Musa’nın önerisini Cebrail’e danışması ve onun önerisiyle beş kez Allah’a dönüp “Ya Rabbi bunu bizden hafiflet” demesi, aklın alacağı bir şey değildir. Allah’ın, verdiği emri henüz tebliğ edilmeden geri alıp değiştirmesi mantıklı değildir. Peygamber, miraç gibi insanın aklını başından alan ruhani bir müşahede olayında Musa’nın yanına gidip, hâşâ Allah’ın emrini ona danışacak durumda olamaz.
Allah’ın tecellisine mazhar olan dağ, pamuk gibi atılırken (Araf: 143, Haşr: 21) O’nun huzuruna çıkan insanda beşeri düşünceden eser kalır mı? “Gözler O’nu görmez, O gözleri görür; O latif (gözle görülmez), habir (her şeyi bilen)dir” (Enam: 103) ayetinin açık söylemiyle yüce Allah, baş gözüyle görülemez. Nitekim Peygamber’in Allah’ı görmediği, “Nurdur, O’nu nasıl göreyim?” dediği anlatılır (Müslim, İman: 29). Necm: 1-15’inci ayetlerde Cebrail’in, Hz. Muhammed’e iki yay arası, hatta daha da az yaklaşıp ona vahyetmesi olayı, miraçla karıştırılmış ve Allah’ın sarktığı, yaklaştığı ifade edilmiştir. Kanaatime göre isra ve miraç, uyanıkken vuku bulmuş ruhsal olaylardır. Tasavvuf diliyle Allah sevgisinde kendisini yitiren Peygamber Aleyhisselam, çıkarıldığı ruhsal seyahatte manevi makamları dolaşmıştır. Bu ruhsal seyahatinde onun bedensel seyahatine yani hicretine de işaret vardır. Kendileri önce ruhsal bir seyahate çıkarılarak fiziksel seyahate de hazırlanmıştır. Miraç gecesinin tüm insanlığa aydın ufuklar doğurmasını dilerim.