Allah'a yönelip ruhunuzu yüceltin
.
Duasıyla dileğinin yerine gelmediğine üzülen, bunun sebebini bir türlü çözemediğini belirten okurum ayrıca duada bir hata mı yaptığını soruyor. Cevabım şudur: İbadet ve dua, çıkar için yapılmaz. Kulun Allah’a kulluğunu sunmak için yapılır. Kulluğun gereği budur. Kul efendi değil, efendinin buyruğunca gitmek zorunda olan yaratıktır. Hepimiz kuluz. Hayatımızın görünen yönünü biliriz ama görünmeyen yönü daha çok. Bir de kader var, insanın Allah tarafından belirlenen hayat çizgisi. İşlerin daha iyi olması için elinden geleni yap ama olmadıysa üzülme, kadere havale et. Belki olmaması sizin için daha iyidir, bilemezsiniz ki... Tarihte nice insan hak ettiği yeri bulamamıştır ama o kendi düşüncesidir. Kaderde olsaydı hak ettiğini bulurdu. Peygamberler dahi nice sıkıntılar çekti. “Allah niye benim durumumu görmedi, çalışmamı görmedi” demeyin. Allah’ın görmemesi söz konusu değil. Şu geçici dünyada falan noktaya gelsen ne olur, gelmesen ne olur. Padişah da olsan bir gün o mevkiyi bırakıp gidersin, elde hiçbir şey kalmaz. Çıplak doğan insan, yine aynen doğduğu gibi yalnız ve çıplak olarak Rabbine gider. Öbür hayatta dünya mevkileri para etmez. Ama hiçbir yere gelmesen de bulunduğun halde Allah’a yönelip ruhunu yüceltebilirsin. Senin ruhsal değerini kimse engelleyemez, manevi mevkiini kimse elinden alamaz. İşte asıl önemli olan odur kardeşim. Dünyanın süsüne, mevkiine aldanma. Allah’a dayan, O’ndan başka her şeyi unut. Mutluluk budur işte.
Sakıncalı durum yok
SORU: Birlikte yaşadığım annem devletten yetim aylığı alıyor. Ayrıca boşandığı babamdan aldığı nafaka var. Annemin parasıyla benim paramı birleştirip geçiniyoruz. Ben bugüne kadar “yetim” kelimesini hep küçük çocuklar olarak bildiğim için annemi hiç yetim olarak düşünmemiştim. Nisa Suresi 2’nci ayette, “yetimlerin mallarını kendi malınıza katarak yemeyin” diyor. Böyle bir durumda nasıl davranmalıyım? (Cüneyt Özdemir)
CEVAP: Yetim, olgunluk çağına ermemiş, babası olmayan çocuktur. Kız olur, erkek olur fark etmez. Kocası ölmüş kadına yetim denmesi, gerçek anlamda değil, koruyucusu olmayan anlamında mecazi bir söylemdir. Siz yetim değilken sizi doğuran kadın nasıl yetim olur? Yetimlerin mallarını kendi mallarına karıştırmamayı emreden ayetin amacı, yetimin veli veya vasisi olan kişilerin, himayeleri altındaki yetim çocukların mallarını kendi mallarına katarak yemeleri, onların mallarından çıkar sağlamalarıdır. Bir kere anneniz yetim değil, sizin paranızı annenizin parasına katarak yani masrafları ortak yaparak yaşamak ikinizin rızasına bağlı bir şeydir. Aynı evde yaşadığınıza göre elbette imkânı olan, kendi geçimini sağlar. Annenin parası var, sizin de kazancınız var. Öyle ise masraflar, giderler ortak karşılanır. Bunda sakıncalı olan bir durum yok.