İslâm’dan önce de sünnet vardı
SORU: 1- Bir yazıda, “Yaşar Nuri Öztürk ve Süleyman Ateş, Turan Dursun hayattayken onunla tartışamadılar” diye okumuştum. Bunun doğruluk payı nedir?
2- Kıble, önceleri Kabe’yken hicretten sonra Yahudileri çekebilmek için Kudüs’e çevrildiği ancak Yahudilerin bu değişiklik nedeniyle alay etmesinden dolayı kıblenin tekrar Kabe’ye çevrildiği doğru mu? 3- Hz. Muhammed’in sünnet olduğuna dair sağlam İslâmi kaynaklar var mı? (Yaşar Şan Hınıs)
CEVAP: 1- Turan Dursun hayattayken onun tutarsız bir yazısına cevap vermiştim. Onun olayları nasıl istediği gibi çarpıtıp sunduğunu Gerçek Din Bu adlı iki ciltlik kitabımda açıkladım. Bu kitabım onun ölümünden sonra çıktı. 2- Kıble meselesi kısmen doğrudur ama bu Yahudileri İslâm’a çekmek amacıyla değil, ilahi dinlerin özde birliğini belirtmek amacıyla yapılmıştır. Fakat sonra namazda Kabe’ye dönülmesi emri gelmiştir. Bundan önce herhangi bir yöne dönülmesi hususunda bir emir veya hüküm yoktu. Peygamberimiz de diğer Araplar gibi geleneksel olarak Kabe’ye dönüp namaz kılardı. 3- Sünnet Hz. İbrahim dininden kalmadır. İbrahim’den bu yana bütün Kureyş kabilesi mensupları sünnet olurdu. Çünkü onlar kendilerini İbrahim dinine bağlı kabul ederlerdi. İbrahim’i kendi ataları bilirlerdi. Zira ataları İsmail, Hz. İbrahim’in oğluydu. Kureyş kabilesi de İsmail’den türemiştir. Hz. Peygamber de bir Kureyşli olarak sünnet olmuştur. Sünnet, İslâm’ın getirdiği bir uygulama değildir. İslâm’dan önce de vardı. İslâm’ın da onaylayıp devam ettirdiği bu gelenek, İslâm âleminde Müslümanlığın ayırıcı vasfı haline gelmiştir.
Cuma namazı 2 rekâttır
OKURUM Ahmet Işıldak cuma namazının kaç rekât olduğunu soruyor. Kendisine cevabım şudur: Cuma namazı sadece iki rekâttan ibarettir. Peygamberimiz, cuma namazını kılan için öğle namazı olmadığını buyurmuştur. Dileyen hutbeden önce iki rekât kılar. Bu, sünnettir. Yine dileyen cumanın farzından sonra da iki rekât kılar. Bu da sünnettir. Zuhr-i âhar diye bir namaz olmadığı gibi vaktin son sünneti, ilk sünneti diye bir şey de yoktur. Bu tabirler uydurmadır. Dileyen istediği kadar namaz kılabilir ama öyle uydurma niyetlerle değil. Sadece Allah rızası için namaz kılar. Farz, sünnet demeye de gerek yok.