Hükümet Alevi açılımı için nihayet düğmeye bastı
Bakanlar Kurulu’nda kabul edilen önerilere göre Alevi dedelerine maaş bağlanacak, cemevlerinden su ve elektrik parası alınmayacak, din dersi seçmeli hale gelecek. MHP ve CHP’nin de destek vereceği Aleviler daha birçok hakka kavuşabilir
Sonunda beklenen oldu ve hükümet Alevi açılımı için resmen düğmeye bastı. Başbakan Erdoğan’ın bilgi ve onayı dahilinde, Devlet Bakanı Said Yazıcıoğlu ile Alevi kökenli AKP İstanbul Milletvekili Reha Çamuroğlu’nun koordinasyonunda yürütülecek süreçte öncelikle siyasi partiler ve Alevi kuruluşlarının tümünün dahil olacağı bir diyalog ve tartışma zemini yaratılmak isteniyor.
İktidar partisi daha önce de Alevilere yönelik açılıma kalkışmış ama kısa sürede bunlardan vazgeçmişti. Ancak bu sefer Alevilerin taleplerinin belli ölçülerde karşılanacağı anlaşılıyor çünkü iktidar partisi üç önemli eşiği aşmış durumda:
1 Alevilerin, Diyanet İşleri Başkanlığı dışında, muhtemelen Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde bir birim çatısı altında temsil edilmesi
2 Cemevlerine resmi statü verilmesi, yani buraların ibadethane olarak tanınması
3 Cemevlerinde görev yapan personele maaş bağlanması.
Bu noktaya nasıl gelindi?
AKP’nin Alevilik konusunda tereddütlerinden sıyrılmasında birçok gelişme etkili oldu. Sırayla gidecek olursak:
1 Reha Çamuroğlu, partisinin Alevi açılımını gerçekleştirmemesi üzerine Başbakan danışmanlığı görevini bıraktı. Onun istifası epey yankı uyandırdı. AKP’nin “merkez parti” olma iddiasına gölge düşürdü. AKP destek veren bazı liberal ve muhafazakâr aydınlar da Çamuroğlu’ndan yana tavır alıp hükümeti eleştirdiler.
2 Aleviler taleplerini dile getirmek için ilk kez 9 Kasım günü Ankara’da bir araya geldiler. Hükümet ve ona yakın çevreler başlangıçta bu mitingi önemsemediler. Katılımın az olacağını, aşırı sol ve Kürt gruplarının hakim olacağını ve hatta olaylar çıkacağını düşündüler. Tam tersine en az 50 bin kişi, olaysız ve coşkulu bir biçimde bir araya geldi.
3 Mitingin gerçekleşmesinde ön ayak olan “sol” Alevi kuruluşlar, ABF Genel Başkanı Ali Balkız’ın deyimiyle “bağcı dövmek değil üzüm yemek” istediklerini söyleyip uzlaşmacı ve yapıcı bir dil benimsediler. Buna bağlı olarak, belki de ilk kez Alevi sorunu kavga değil de çözüm aramak için tartışılır oldu.
4 MHP Lideri Bahçeli Salı günü TBMM’de Alevi sorununun çözümü için kapsamlı ve inandırıcı bir çerçeve çizdi ve parti olarak her türlü katkıya hazır olduklarını ilan etti.
Bugün “muhafazakâr Sünni” seçmenin oyu sırasıyla AKP, MHP ve SP’ye gidiyor. Bahçeli’nin son çıkışından sonra iktidar partisi “Alevilere açılırsak tabanımızı MHP’ye kaptırırız” endişesinden büyük ölçüde sıyrılmış oldu SP’yiyse, en azından şu aşamada fazla ödert edinmediklerini söyleyebiliriz. Öte yandan CHP Lideri Baykal çarşaflı kadınları partisine üye kabul ederek, “kendisine mesafeli olduğu düşünülen kesimlere açılım” ın pekala mümkün ve şu ana kadarki tartışmalara bakacak olursak, fazlasıyla isabetli olduğunu göstermiş oldu.
Bundan sonra ne olur?
Hükümet Alevi açılımı için resmen düğmeye bastı ama kimse kolay bir süreç hayal etmesin. AKP yetkilileri üç temel sorunla uğraşacağa benziyorlar:
1 Muhafazakâr Sünni kesimlerden gelebilecek itirazlar
2 Tek bir Alevilik yorumu olmaması. Alevilerin, sorunlarını ve bunlara çözüm önerileri konusunda aralarında anlaşamamaları ve buna bağlı olarak Alevileri kimin temsil ettiği tartışmaları
3 Siyasi partilerden, özellikle CHP’den gelebilecek engellemeler.
Özellikle cemevlerinin ibadethane olarak kabulünü içlerine sindiremeyen çok muhafazakâr Sünni olacaktır. Fakat uzun zamandır süren tartışmalar nedeniyle Alevilere yönelik önyargılar büyük ölçüde azaldı. Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Alevilerin taleplerinin bambaşka bir yapı bünyesinde çözülmesini öngören bu sürece yeşil ışık yaktığını biliyoruz. MHP’nin de destek vereceğini düşünürsek bu sorunun üstesinden gelinebilir.
Aleviler içi tartışmaların bugüne kadar çok sert ve verimsiz olmasının nedeni, ufukta hiçbir şekilde “çözüm ışığı” nın gözükmemesiydi. Ama artık durum değişti. Yeni süreci bilerek yokuşa sürmek isteyecekler muhakkak olacaktır, fakat Alevi çoğunluğun bu tür kişi ve kurumları dışlayacağını öngörebiliriz.
MHP dışında DTP, BBP ve ÖDP’nin, büyük ihtimalle DSP’nin de bu sürece aktif olarak katılacağını varsayabiliriz. CHP’ye gelince tabii ki kafalar karışıyor. Alevi seçmenlerin çoğunlukla tercih ettiği parti olan CHP’nin önünde iki seçenek var:
1 Politik mülahazaları öne çıkarıp bu sürecin dışında kalmak, hatta onu engellemeye çalışmak
2 Alevilerin talep ve beklentilerini derleyip bu süreçte bunların sözcülüğünü yapmak.
Alevi sorununu çok iyi bildiğini bildiğimiz Deniz Baykal’ın ikinci şıkkı tercih edeceğini düşünüyorum. Eğer böyle olursa yerel seçimler öncesinde Alevilerin birçok hakka kavuşacağını öngörebiliriz.