Şampiy10
Magazin
Gündem

Aşk Laftan Anlamaz derdini anlatamadı

Bi Yapım-Burak Sağyaşar’ın yapımcılığını, Bahadır İnce’nin yönetmenliğini, Nuran Uslu ve Aylin Eren’in senaristliğini, Ercan Özkan’ın görüntü yönetmenliğini, Emrah Erdemir’in müziklerini, Kıvılcım Ural’ın jenerik vokalini seslendirdiği Aşk Laftan Anlamaz, Çarşamba akşamı ilk bölümüyle Show TV’de görücüye çıktı. Hande Erçel, Burak Deniz, Özcan Tekdemir, Merve Çağıran, Oğuzhan Karbi, Tuğçe Karabacak, Demet Gül, Süleyman Felek, Betül Çobanoğlu, Cem Emüler, Sultan Köroğlu Kılıç, Evren Duyal, Elif Doğan, Metehan Kuru, Gözde Kocaoğlu Yağmur, Oğuzhan Okul ve Nazan Diper’in rol aldığı dizi; maalesef tanıtımlarında yarattığı beklentiyi karşılayamadı. Dizi, Tüm Kişiler’de 2.07 reytingle 23’üncü, AB’de 1.39’la 32’nci, ABC1’de 2.11’le 22’nci oldu.

Hayat atar yapıyor

Dizinin en büyük sorunu ne anlatacağını ilk bölümde verememesiydi. Zira, ilk bölümü izlemiş biri olarak Aşk Laftan Anlamaz’ın meselesi nedir hâlâ bilmiyorum. İkinci en önemli hatası Hayat karakterinin motivasyonuydu. Zira; gereksiz bir atar patlaması yaşıyordu. Başka birisinin bineceği taksiye binen, onu kılığına kıyafetine ve beden diline bakmadan eleştiren, sürekli adama bağıran bir Hayat izledik. Oysa Murat, son derece kibarca taksiyi paylaşmayı teklif etmişti. Ama Hayat ona sanki ahlaksız teklif etmiş gibi karşı çıktı. Buradan izleyeceğimiz Hayat’ın net bir karakter olduğunu, tanımadığı bir kişiyle asla aynı ortamda bulunmayacağını anlıyoruz.

Neden bu kadar sinirli?

Ancak aynı Hayat, çok değil birkaç sahne sonra Murat’la asansörde kalıyor! Aralarında neden bir nefret olduğunu hâlâ anlamamışken, asansör bozuluyor ve kalıyorlar. Hayat, panik atak geçirdiğini söylüyor. Hiç inandırıcı olmayan ve kısacık süren bir zamanda! Murat, çözümün kendisine sarılmak olduğunu söylüyor ve ona sarılıp saçlarını okşuyor! Hayat, hiç itiraz etmeden, zorlanmadan o kollara kendini atıyor ve rahatlıyor. 3 dakika önce kibarca aynı taksiyle gidebileceklerini söyleyen Murat’a “Sen beni ne zannettin, tanımadığım adamlarla taksiye binmem” diyerek posta koyan Hayat, 3 dakika sonra ona sarılıp kendisini teslim ediyor. İşte bu da karaktere olan inancımızı sıfıra indiriyor. Sonra yine saldırıya geçiyor. Hayat bu adama neden sinirli? Murat ona ne yaptı? Bir geçmişleri var mı? Bunlardan emin değilim. Dizinin beni rahatsız eden bir diğer karakter tasarımı Emine’ydi, yani Hayat’ın annesi! Sıradan bir ev hanımı kızı işe girdiği zaman maaşını ve sigortasını sorar. Kasabadan gelen Emine gibi 40 yıllık bir şirketin borsadaki faaliyetlerini, gelecek yılın vizyon parametresini değil! Bu sözler o karakterin doğasına aykırı! Hayat’ın arkadaşları ise styling’le Tatlı Küçük Yalancılar dizisindeki kızlara benzetilmişti. Her komik sahnede komedi hatırlatan müzik kullanmak ne yazık ki, sahneleri komik yapmamıştı. Bahadır İnce, dramada beğendiğim bir yönetmendir. Ancak romantik komedi için tercihleri ritmi düşürmüştü.

Burak Deniz doğru oynamıştı

Dizinin tartışmasız en doğru oynayan oyuncusu Burak Deniz’di. O Murat olmuş ve bu rolün altından kalkmış. Hande Erçel, Güneşin Kızları dizisinin üstüne çok şey koymuş. Ama o karakteri daha az atarlı oynamalı veya giderli olacaksa sağlam gerekçeleri olmalı! Aksi takdirde ortalıkta bağıran bir kızdan öteye gidemez. Reyting sonuçları çok kötü ama çok zor bir günde yarışa çıktı dizi. Hem Poyraz Karayel’in, hem Kara Sevda’nın sezon finali vardı. No:309 reytinglerini yükseltmeye başlamıştı. Atv’de Seviyor Sevmiyor ilk bölümüyle görücüye çıktı. Survivor heyecanlıydı. Fransa-Arnavutluk Euro 2016 maçı vardı. Başka bir günde sonuç bu kadar düşük olmazdı. Gelecek hafta Aşk Laftan Anlamaz, eğer bize ne anlattığını, dizinin konusunun ne olduğunu ikinci bölümde anlatabilirse şansı artar. Ay sonunda Survivor’ın da bitmesiyle izleyicisini çoğaltır. Ancak sorunlar aynı kalırsa dizinin yaz sonunu görmesi çok zor! Herkesin emeğine sağlık...

Yazının devamı...

Seviyor Sevmiyor, Şeytan Marka Giyer’e benzer

MF Yapım-Faruk Bayhan’ın yapımcılığını, Hakan Bonomo ve Aksel Bonfil’in senaryo uyarlamasını, İlker Erdoğan’ın görüntü yönetmenliğini, Barış Aryay ve Mehmet Andiçen’in müziklerini, Yusuf Pirhasan’ın yönetmenliğini üstlendiği Seviyor Sevmiyor, çarşamba akşamı ilk bölümüyle atv’de ekrana geldi. Yayın hayatına başlamak için daha zor bir gün seçemezdi. Zira, Kara Sevda ve Poyraz Karayel o gün sezon finali yaptı. Show TV’de Aşk Laftan Anlamaz ilk bölümüyle görücüye çıktı. TV8’de Survivor, TRT 1’de Euro 2016, Fox TV’de No: 309 vardı. Sonuç; Zeynep Çamcı, Gökhan Alkan, Gonca Sarıyıldız, Yiğit Kirazcı, İpek Tenolcay, Gerçek Alnıaçık, Zeynep Tuğçe Bayat, Mehmet Emin İnci, Berk Yaygın, Aydan Koptur, Ceren Sarp, Esra Kılıç, Begüm Tosun, Mehmet Usta, Elvan Boran, Cüneyt Yalaz, Gökçe Çiçek Özülkü, Nesrin Yılmaz, Erol Eraslan, Ali Yağcı, Helin Melike Çal, Baran Can Kablan’ın rol aldığı dizi; Tüm Kişiler’de 3.67 reytingle 4’üncü, AB’de 2.66’yla 10’uncu, ABC1’de 3.09’la 7’nci oldu. Böyle zor bir günde aldığı sonuç hiç fena değil! Bu seyircinin “Gelecek hafta sana şans vereceğim” dediği anlamına geliyor.

Diziyi detaylarla örmüş

Gelelim, dizinin içeriğine... Öncelikle jenerik müziğini yapan Jingle TV’nin emeğine sağlık! Çünkü o müzik beni tam ayağa kalkmış içeri giderken oturtup diziyi izlememe sebep oldu. Dizinin New York’taki açılış sahnesi ve İstanbul’a geçişine de bayıldım. Dizide İrem ve Deniz arasındaki arkadaşlığa da bayıldım. Öyle uzun zaman oldu ki, birbiri için dünyayı yakan arkadaşlar izlemeyeli... Özellikle İrem uyuduğunda Deniz’in makyajını temizlemesi unutulmaz detaylar arasına adını yazdırdı bile. Gök gürlemesiyle geçmişe gidip Deniz ve Yiğit’in geçmişini anlatmasını çok beğendim. Şemsiye ve puzzle detayı da diziyi zenginleştirmişti. Kısacası süre sebebiyle var olan sorunlara rağmen, reji üstüne düşeni fazlasıyla yapmıştı. Yusuf Pirhasan diziyi detaylarla oya gibi işlemişti.

Çirkinlik sebebi inandırmadı

Senaristler Hakan Bonomo ve Aksel Bonfil’in uyarlama yaptığının farkındayım ama kimse beni Zeynep Çamcı gibi bir kızın çirkin olduğuna inandıramaz. Çamcı’nın oynayacağı belli olunca keşke “Ben bir ucubeyim, çok çirkinim” gibi diyalogları değiştirselerdi. Bir de kızın ergenlik sivilceleriyle bir anda çirkinleşmesi gerekçesine inanmadım. Zira, Deniz çirkin değil bakımsız! Neredeyse saçını bile taramıyor. Ama kendisinin bir tarzı var. Keşke oyuncular belli olduktan sonra bazı şeylere müdahale edilseymiş. Zeynep Çamcı, Gonca Sarıyıldız ve Yiğit Kiracı ilk bölümden işe adapte olmuştu. Ancak Gökhan Alkan için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.

Yiğit öyle giyinmemeli

Yiğit’i sıradan, geçmişten gelen ve aşkla bakan bir adam olarak canlandırdı. Oysa malzemesi çok geniş biri olmuş. Ayrıca Yiğit Balcı öyle mi giyinmeli? Bir moda dergisinin yöneticisinin kendisine bol gelen ve önden tamamen iliklediği ceketler giymesi karakterin inandırıcılığını azaltıyor. Bir de İpek Tenolcay’ın sahneye girer girmez manken yürüyüşü yok mu? Bunun için ya ders almalı ya da bıraksın o yürüyüşü derim. Kısacası, ilk bölümde özenilmiş bir Seviyor Sevmiyor izledik. Sorunları vardı ama ekibin işe inandığı belliydi ve ekrana yansımıştı. Detaylar dikkat çekiciydi. Ancak dizinin ritminde sorunlar vardı. Bazı sahneler çok sarkmış, işin ritmini bozmuştu.

Streep, Alkan oldu

Seviyor Sevmiyor, Cho Sung-Hee’nin orijinal eserinden uyarlanan ama tartışmasız özünde Şeytan Marka Giyer’den esinlenilen bir iş! Bundan sonra Yiğit ve Deniz arasında yaşanacak ilişki, motivasyonunu Şeytan Marka Giyer filminden alacak. Yani, Meryl Streep yerine Gökhan Alkan geldi, haliyle oraya bir aşk geldi. Seviyor Sevmiyor önümüzdeki hafta, aynı özeni sağlayıp, sorunlarını hallederse bu yaz en çok izlenen işlerden biri olacaktır.

Yazının devamı...

Güle güle Aşk Yeniden!

Tarih 10 Şubat 2015. Hava buz gibi, hatta kar yağmaya başlamış bile. Evde oturmaktan başka hiçbir seçenek yok. Canımız da yine sıkkın! Şöyle ekranda yüzümüzü gülümseten, iyi çekilmiş bir iş olsa da izlesek derken başladı Fox TV’de Aşk Yeniden... Umuttan, aşktan vazgeçtiğimiz bir dönemde! İddia ediyorum, bugüne kadar romantik komedi türünde, Türkiye’de çekilmiş en iyi birinci bölümdü. Hatta ilk bölüm bu türde çekilmiş filmlerden bile iyiydi. Bir anda içimizi ısıttı Fatih ve Zeynep’in hikâyesi. 17 Şubat’a geldiğimizde İstanbul’da kar nedeniyle evlere hapsolmuştuk ve sıcacık bir hikâyeyle içimiz ısınırken, “Derune, en derune” diyen Şevket Reis hepimizi donduruyordu. Ondan sonra da hepimiz Şekercizade ve Taşkın Ailesi’nin takipçisi olduk. Ortada güzel sırlar vardı. Zeynep ve Fatih evli miydi? Selim kimin çocuğuydu? Zeynep’in annesi kimdi? Selim’in babası kimdi? Hikaye sırlarla öyle bir örülmüştü ki, en az üç sezon devam edecek malzeme vardı.

Muhteşem adamlık: Yaaa Fatihhh

Ancak dizi ikinci sezonuna başlarken, daha 20’nci bölüme bile gelmeden bütün sırlar açıklandı. Ondan sonra da Aşk Yeniden kan kaybetmeye başladı. Ama hem yapımcısı Süreç Film, hem de kanalı Fox TV dizinin arkasında durdu. Aşk Yeniden, salı akşamı yayınlanan 59’uncu bölümle ekrana veda etti. Ailenin bir mucize olduğunu hatırlatarak... Peki, Aşk Yeniden dizisiyle ne kazandık? Buğra Gülsoy, drama dizilerinde izlediğimiz bir jöndü. Aşk Yeniden, kendisini dramada kanıtlamış jönler için riskti. Çünkü komedi jönlük duruşunu bozuyordu. Buğra Gülsoy, Aşk Yeniden’le skalası geniş bir oyuncu olduğunu kanıtladı. Fatih rolüyle de muhteşem adamlığın kitabını yazdı. Yaaa Fatihhh! Özge Özpirinçci hayatımıza Melekler Korusun’la girmişti. Daha sonra onlarca drama dizisinde oynadı. İç enerjisi o kadar komediye yakındı ki, ben hep yine bir komedide oynamasını istemiştim. Aşk Yeniden’le bunu bir kez daha kanıtladı. Yaaa Zeynep!

En zor rol Ayfer’di

Tamer Levent, Sema Keçik, Tülin Oral, Lale Başar, Orkan Alkaya, Nazlı Tosunoğlu tartışmasız çok iyi oyunculardı. Ancak bu dizide öyle bir uyum yakaladılar ki, canlandırdıkları rollerle dizi tarihine isimlerini yazdırdılar. Nilay Deniz ve Can Sipahi birbirilerine o kadar yakıştılar ki, önümüzdeki süreçte birlikte reklam kampanyalarının, sinema filmlerinin yüzü olabilirler. İlkem Ulugün ve Emre Erkan, dizinin önemli çiftlerindendi. Ekran iki yeni isim kazandı. Mert Öner, sinemada, tiyatroda, dizide izlemeye doyamadığım isimlerden biri. Bu dizide keşke daha fazla onu izleme şansımız olsaydı! Esin Gündoğdu, dizinin Ayfer’i... En zor rol onundu. Çünkü sadece oyunculuğuyla değil, bedeniyle de komedi çıkarmalıydı. Altından da kalktı. Helal olsun! Barış Yalçın, çok beğendiğim isimlerden biri! Keşke onu da daha fazla izleme şansımız olsaydı. Bize elindeki 10 malzemenin sadece ikisini gösterebildi. Su Burcu Yazgı Coşkun, adını yaz yaz bitmiyor. Her adı başka bir karakterini yansıttı dizide... Elif Su olarak çocuk oyuncu kategorisini bir adım yukarı çıkarttı.

İki yönetmen çıktı

Dizinin diğer bir farkı, müzikleriydi. Jingle Tv ve Batuhan Fırat’ın ellerine sağlık! Genel yönetmen Ersoy Güler ve yapımcılar İnci-İsmail Gündoğdu bu işe inancını, yaratıcılığını koydu. Yapımcıların çoğu bölüme iyi prodüksiyon bütçesi çıkardığında ekran kalitesini ne kadar yükselttiğine şahit olduk. Senaryoda Ersoy Güler, Ramazan Demirli, Selin Arapkirli ve Feraye Şahin imzası vardı. Demirli, Arapkirli ve Şahin şimdi başka bir maceraya yelken açtılar. Yolları açık olsun! Bu diziden iki yeni yönetmen daha çıktı. Tülay Kocatürk ve Celil Murat Sarı! Aşk Yeniden, 59 haftalık yolculuğunda düştü, kalktı, ağlattı, güldürdü ve ömrünü tamamlayıp veda etti. Herkesin emeğine sağlık!

Yazının devamı...

Yolun açık olsun Poyraz Karayel!

İki sezon boyunca ekranın en sevdiğim işlerinden biri oldu Poyraz Karayel. Defalarca hem senaristi Ethem Özışık’a, hem yönetmeni Çağrı Vila Lostuvalı’ya, hem de oyuncularına “Helal olsun” yazısı yazdım. Dizi Doktoru televizyon programını yaptığım dönemde Poyraz Karayel setine konuk olmuş, setteki arkadaşlığa ve ekip olmanın gücüne şahit olmuştum. Müthişlerdi. Ama her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi, bu ekibe de bir şey oldu. Ekran çok şeffaftır. Samimiyeti de, sevgiyi de, mutsuzluğu da yansıtır. Son birkaç aydır dizide problemler olduğu çok açıktı. Diziyi izlerken hissediyordum. Dedikodu yazmadığım için olan biten her neyse ilgilenmedim. Ama ekranda sevdiğim bu işin de kötüye gitmesini istemedim.

Diziye veda etti

Ne yazık ki, ilk belirti dizinin en önemli karakterlerinden biri olan Sefer’in diziden ayrılmasıyla ortaya çıktı. Öyle bir anda, ortada hiçbir şey yokken ve dizi başka bir yere gidiyorken gitti Kanbolat Görkem Arslan. Ondan sonra da hikâye toparlayamadı bir türlü kendini. En güzeli dizinin bugün final yapması olacaktı. Ancak kanal devam kararı aldı. Önümüzdeki sene Poyraz Karayel sürüyor. Ama nasıl? Senarist Ethem Özışık, senaryoyu yazmaya devam edecek. Ancak bildiğim kadarıyla başka bir yapım şirketiyle farklı bir dizide çalışıyor. Oyuncu kadrosunda mutlaka değişiklikler olacaktır. Ancak izinin en büyük kaybı yönetmen Çağrı Vila Lostuvalı’nın vedası oldu.

“Güzel seviyoruz”

Lostuvalı; dizinin son sahnesini çektikten sonra instagram hesabından “Yolun açık olsun, Poyraz’ım Karayel. Bunu hak ediyorsun, paydos!” yazdı. Ardından da “Deli kadınlar güzel severler!” yazan bir resim paylaştı. Erkek arkadaşı Kanbolat Görkem Arslan’ın diziden ayrılışı ve kendisinin son bölüme kadar çalışmasına bir açıklama getirdi, uygulayıcı yapımcının her şeye sebep olduğunu söyleyerek... “Elbet bir gün, (umarım) bir an durup düşünecektir, ben ne ettim bu güzelim projeye diye? Güzel güzel çalışıyorduk en nihayetinde... Sonuç; projenin son gününe gelmeden bu bilgiyi paylaşmam doğru olmadı, sorumlu olduğum ekibim ve işim adına. Ben de kendime ve Görkem’e yanlış yapmayı tercih edip bu sezonu bitirene kadar suskun kalmayı seçtim. Ondan da, kendimden de özür dilerim! Zira, çok kırıldık ve yorulduk bir ‘ego’ uğruna. Üç ay önce öğrendiğim bu entrikalı, uzun soluklu mesainin doğruluğuna yanlış diyemem! Bir de sevdik mi gerçekten güzel seviyoruz, sevdiğimizden sebep...”

Hep takip edeceğim!

Kim haklı, kim haksız bilemem! Ancak bu projenin en büyük kayıplarından biri yönetmen Çağrı Vila Lostuvalı oldu. Poyraz Karayel’i oya gibi işlemişti. Bazen öyle sahneler çekiyordu ki, kendisini hiç tanımama rağmen numarasını bulup telefon ediyordum ona. “Emeğine, gözüne, duyguna sağlık!” diyordum. Herkesin özel hayatı kendisini ilgilendirir. Ama bir ‘ego’ veya her ne ise güzelim projeye yazık etti! Herkesin yolu açık olsun, her projeni takip edeceğim Çağrı Vila Lostuvalı! Çünkü sen bir iş çekerken ona kalbini koyan yönetmenlerdensin...

Yazının devamı...

Euro 2016 dizileri vurdu

Euro 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası cuma günü başladı. Bir ay sürecek bir futbol serüveni için şimdiden özellikle erkekler ekran başına geçti bile. Zira, reytingler de bunu gösteriyor. Cuma akşamı Fransa-Romanya maçı hem TRT 1’de, hem de Digitürk’te ekrana geldi. O nedenle aslında reytingler bölünüyor. Evinde dijital platformu olanlar yayını Lig TV’den izliyor. Meraklısına not; Digitürk bu yıl Avrupa Şampiyonası final maçlarını 4K teknolojisiyle yayınlayacak. İlk uydu alıcılarını ulaştırdığı izleyiciler; Euro 2016’nın 4 çeyrek final, 2 yarı final ve final maçlarını 399 no’lu kanaldan 4K farkıyla izleyecek. Gelelim, iki farklı kanalda eş zamanlı yayınlanmasına rağmen maçların cuma akşamının dengesini nasıl bozduğuna... Arka Sokaklar Tüm Kişiler’de zirveye oturmasına rağmen, maç Tüm Kişiler’de 4.65 reyting alarak Kiralık Aşk’ı ilk 5 sıralamasından düşürdü. AB ve ABC1 kategorilerinde ise 6 reytingin üzerine çıkarak zirveye oturdu maç. Cuma akşamı dizileri Türkiye maçı olmamasına rağmen vurdu.

3 reytingde kaldılar

Cumartesi akşamı ise İngiltere-Rusya maçı dizilere büyük darbe vurdu. Zira, maç Tüm Kişiler’de 4.48 reytingle Survivor’dan sonra ikinci, AB’de 6.74’le birinci, ABC1’de ise 5.83’le ikinci oldu. Cumartesi akşamı ekrana gelen Hanım Köylü, Tatlı İntikam, Kertenkele dizilerini ise ciddi anlamda vurdu. Hepsi Tüm Kişiler’de 3 reyting bareminde kaldı. Bu da sıralamalarını etkiledi. AB ve ABC1 kategorisinde Hanım Köylü ve Kertenkele büyük darbe yerken, Tatlı İntikam ABC1’de 4 reytingin üzerine çıkabildi. Önümüzdeki hafta cuma akşamı Türkiye-İspanya maçı var. O nedenle haftaya cuma akşamı reytinglerde büyük bir değişim olacaktır.

Yaz dizileri ne yapacak?

Şu ana kadar başlayan yaz dizileri henüz karşılığını bulamadı. Ramazan ayının içerisinde olmamız, Euro 2016’nın başlaması ve Survivor’ın henüz final yapmaması bu durumu etkiledi ama çıkan hiçbir iş gelecek de vaat etmedi. Şu ana kadar yazın devam etmesi öngörülen Tatlı İntikam, Hanım Köylü, Hayatımın Aşkı, No: 309, Hayat Sevince Güzel dizileri başladı. Ancak hiçbirisi geçen sezonun Kiralık Aşk’ı, bir önceki sezonun Güzel Köylü’sü gibi bir reyting alamadı. Büyük ihtimalle yazı tamamlayıp sona erecekler. Önümüzde bu ay ve gelecek ay başlayacak onlarca dizi var. Bu akşam Show TV’de Aşk Laftan Anlamaz, perşembe Star TV’de Yüksek Sosyete başlıyor. Atv’de Seviyor Sevmiyor dizisiyle yarışa katılıyor. Tanıtımları yaz için eğlenceli görünüyor. Ancak izledikten sonra gelecek vaat edip etmeyeceğini göreceğiz. Temmuz ayında TRT 1’de Hangimiz Sevmedik başlayacak. Kanal D’de ise Bodrum Masalı. Şansları açık olsun ama ekran bunca romantik komediyle dolmuşken farklı bir iş yapan kazanacaktır.

Yazının devamı...

Karagül neden izlendi?

Eylem Canpolat-Sema Ergenekon’un öyküsünü ve ilk bölümünü kaleme aldığı, Pınar Uysal, Funda Çetin, Erkan Birgören, Betül Yağsağan, Beril Köse, Özlem Taşağal Yakıcı, Özlem Yücel, Mert Meriçli, Hale Çalap’ın 124 bölüm kaleme aldığı, Murat Saraçoğlu’nun yönetmenliğini, Şükrü Avşar’ın yapımcılığını üstlendiği Karagül, cuma akşamı ekrana gelen 125’inci bölümüyle Fox TV’de ekrana veda etti. Bu devirde 13 bölüm ekranda kalabilmek başarı iken, Karagül’ün 125 bölüm temposunu kaybetmeden devam edebilmesi, hikâyesinin hepimizin içine dokunabilmesi ve sonunda da yapımcının “Buraya kadar” diyerek diziyi bitirme kararı alması alkışlanacak bir başarı. 29 Mart 2013’te başlamıştı Karagül. Mayıs ayından itibaren reytinglerini ciddi anlamda yükseltmişti. O dönemde anlamakta çok zorlanmıştım. Çünkü bu dizi alıştığımız kalıba uymuyordu. Ortada imkansız bir aşk yoktu. Ekranın bize pompaladığı güzel kız, yakışıklı erkek kombinasyonu da yer almıyordu. Ama bir kadın vardı. Yüksekten düşmüş ve tüm hayatının yalan olduğunu öğrenmiş. Bir çocuk vardı, tüm hayatı çalınmış. Annesini tanıyamamış. Bir adam vardı, kötülüğü seçmiş ama içindeki çocuğu hiç kaybetmemiş. Bir yalan vardı, içine aldığı herkesi kirletmiş.

“Kendal hayatımızdı”

Ama buna rağmen neden izlendiğini anlamıyordum Karagül’ün. Çevremde asla bu diziyi izlemeyecek kadınların bile Karagül sevdalısı olduğunu görünce araştırma yapmak farz oldu. 2013 yılının sonunda 8 şehir gezdim. O 8 şehirde Karagül izledim kadınlarla. Dizilerde izledikleri ve asla yaşayamayacakları aşklara sevdalı kadınlara “Kendal’ı neden izliyorsunuz?” diye sordum. “Çünkü Kendal bizim hayatımız, babamız, kocamız, abimiz” cevabını verdiler. Televizyon izleyiciye hayal satar. Ama kadınların her gün karşı karşıya kaldıkları bu gerçekle neden yüzleşmek istediklerini düşünürken, Ebru demişti bir kadın. “Ebru’da kendimi görüyorum. Daha doğrusu Ebru gibi olmak istiyorum. Ben onun kadar cesur değilim. Kendal’a susuyorum. Ama o kafa tutuyor, hakkını arıyor.” İşte o anda kafamdaki puzzle’ın tüm parçaları tamamlanmıştı. Bu ülkenin kadınları mutsuzdu. Gerçek ve masalı aynı anda görmek istiyordu. Kendal’la hayat gerçekti ama kendisini Ebru’nun yerine koyuyordu. Kafa tutup, hesap sorduğunu hissediyordu. Kendi mutsuzluğuna bir nefes aldırıyordu Ebru. Üstelik ortada Baran vardı. Evlat bu ülkede her şeyden kutsaldır. Bir annenin çocuğuna ulaşma hikâyesi koyarsanız ekrana aşka gerek kalmaz. İşte o nedenle Karagül’ü izlerken bir imkânsız aşk aramadık, ihtiyaç duymadık. Çünkü Karagül’ün gerçeklik ve masal algısı bizi yeterince doyurdu. Karagül’ün en büyük sorgusu aslında iyi insan olmaktı. Çeşit çeşit anne izledik, iyiliği ve kötülüğü seçen insanlara şahit olduk.

Mesut Akusta devleşti

Ece Uslu, Mesut Akusta, Şerif Sezer, Özcan Deniz, Yavuz Bingöl, Saruhan Hünel, Özlem Conker, Ogün Kaptanoğlu, Hülya Duyar, Hilal Altınbilek, Mert Yazıcıoğlu, Ayça Ayşin Turan, Sevda Erginci, Can Tak, İlayda Çevik, Sebahat Kumaş, Burak Çelik, Eser Karabil, Arda Erkuran, Ebru Ojen Şahin, Su Olgaç, Açelya Elmas, Turan Selçuk Yerlikaya, Feyzan Soykan, Deniz Durmaz, Mahmut Gökgöz, Gonca Cilasun, Murat Baykan, Özlem Maden, Leyla Üner Ermaya, Özlem Akınözü’nün rol aldığı dizide her karakter, aslında bir duyguyu temsil ediyordu. Oyuncuları da alkışlamak lazım. Zira, Mesut Akusta her hafta devleşti ekranda. Bize dış görünüşün değil, yeteneğin izleyiciyi ekrana çektiğini gösterdi. Öyle bir hayat verdi ki Kendal’a ondan nefret ederken, saçını okşayıp “Sakin ol, geçecek” demek isterken bulduk kendimizi. Hülya Duyar, fedakar anneliğin resmiydi. Kötülüğü kalbinden hiç geçirmemeye çalışan ve oğlu Asım’ı öyle yetiştiren bir kadındı Emine. Duyar, Emine sevdalısı olmamızı sağladı. Hilal Altınbilek, Özlem’le hırsın, meraklı olmanın ve yükselme sevdalısı olmanın sevgiyle eşdeğer olamayacağını öğretti. Bundan sonra ekranın vazgeçilmez isimlerinden biri olacaktır.

Can Atak alkışı hak ediyor

Can Atak, en çok alkışı hak edenlerden. 124 bölüm tekerlekli sandalyede, engelli Asım’ı oynadı. Sadece son bölüm yürüdüğünü gördük. Üstelik onu engelli olduğu için kabul etmeyen babası Kendal’a “Ben seni anlıyorum ve seviyorum” dedi. Tabii o sahnede gözyaşı musluğunu açmak farz olmuştu. Şerif Sezer, iyi kalpli ama kötü seçimli Kadriye Ana. Kendi günahlarının bedelini çocukları ödedi. Her hafta bize annelik dersi verdi. Ece Uslu, 3 çocuk annesi olarak geldiği Halfeti’de başına gelmeyen kalmayan Ebru’nun peşinden gitmemizi sağladı 4 sezon. Ayça Ayşin Turan ve İlayda Çevik, Ada ve Maya. Asilik ve sakinliği temsil ettiler. Ada’ya çoğu zaman kızsak da, ekranın yeni oyuncu kazançları oldular. Özlem Conker, kalbi adı gibi Narin ama seçimleri hırçın bir karakterdi. Doğuran mı yoksa büyüten mi annedir sorgusunu yaptırdı bize. Sebahat Kumaş, hepimizin içindeki zindanlara hapsettiğimiz, kırılgan Melek’ti.

Ekranın kazancı Mert oldu

Ancak hiç şüphe yok ki, Karagül’ün sektöre en büyük kazançlarından biri Baran yani Mert Yazıcıoğlu oldu. Daha ilk bölümünü izlediğimde “Mert Yazıcıoğlu adını bir kenara not edin. Önümüzde yıllar bu ismi konuşacağız” diye yazmıştım. Yanılmamışım, zira şu anda neredeyse tüm yapım şirketleri Mert Yazıcıoğlu’yla anlaşma yapmaya çalışıyor. Çünkü yüzünde masumiyeti taşıyor. Bugün en çok eksik kalan yanımız. Yolu açık olsun, umarım doğru tercihler yapar. Herkesi tek tek yazamıyorum ama Karagül’de emeği geçen herkesin ellerine sağlık! Zaman zaman kızdım Karagül’e, çok eleştirdim ama kocasının eline bakan kadınların isterlerse kendi ayaklarının üzerinde durabileceklerini bize aşıladıkları 125 bölüm için hepsine teşekkürler!

Yazının devamı...

Kösem Polat’ı geçti

Muhteşem Yüzyıl-Kösem 30’uncu bölümüyle perşembe akşamı sezon finali yaptı. Ama bu öyle bir final oldu ki, Kurtlar Vadisi’nin pabucunu dama attı. Zira, dizide neredeyse ölmeyen kimse kalmadı. Nefesimi tutarak izledim bölümü, aksiyon hiç bitmedi. Cennet’in asilerin önüne atılmasıyla başlayan ölümler Zülfikar Ağa, Dilruba Sultan, Davut Paşa, Genç Osman, Halime Sultan, asilerle devam etti. Böylece diziye Esra Dermancıoğlu, Öykü Karayel, Taner Ölmez, Aslıhan Gürbüz, Mete Horozoğlu, Mustafa Üstündağ veda etti. Vildan Atasever’in canlandırdığı Hümaşah Sultan sarayı terk etti. O da diziden ayrılmış oldu. Beste Kökdemir’in hayat verdiği Melek Sima Osman ölünce diziye veda etmiş oldu. Kösem bu hafta öldürttüğü kişi sayısıyla Polat Alemdar’ı geçti.

4. Murat başlayacak

Dizide Genç Osman’ın ölüme giden yolculuğu geleceğe çok şey anlatıyordu. Dizinin finalinde Kösem, Murat’ı meşhur balkona çıkardı. “Şehzade Murat çok yaşa” sloganlarıyla dizi sezon finalini yaptı. Gelecek sezon dizinin adı yüksek ihtimalle Muhteşem Yüzyıl-4.Murat olarak değişecek ve biz Murat dönemini izleyeceğiz. Oyuncu arayışı devam ediyor. Bence 4. Murat, Kösem dizisinden daha çok izlenecektir ama bakalım 4. Murat izleyici de Muhteşem Yüzyıl etkisi yaratabilecek mi?

Filmden diziye dönüştü

Fox Tv’de yeni bir dizi başlıyor. Adı N’olur Ayrılalım. Yapımcılığını Osman Sınav’ın, yönetmenliğini ise oğlu Yusuf Ömer Sınav’ın üstlendiği dizide; Gürgen Öz, Nilay Duru, Aras Aydın, Nilperi Şahinkaya rol alıyor. Birlikte olup ayrıldığı her kızın, hayatının aşkıyla evlendiğine inanılan modern bir Telli Baba (Aras Aydın) ve onu televizyon şovuna dönüştürmeye çalışan Turgay’ın (Gürgen Öz) hikayesinin anlatıldığı dizide, Nilay Duru’nun canlandırdığı Azize, iki erkek arasında hayatının aşkını bulmaya çalışıyor. Büyük ihtimalle Ulaş, Azize’yle sevgili olmamaya çalışacak, sevgili olduğunda da ondan ayrılmamak için her şeyi yapacak. Çünkü ayrıldıktan sonra başkasıyla evleneceği aşikar. Dizinin konusu Dane Cook ve Jessica Alba’nın başrollerini paylaştığı, 2007 yapımı İyi Şanslar Chuck (Good Luck Chuck) filmiyle aynı. O eğlenceli filmden nasıl bir dizi çıkacağını da izleyip göreceğiz.

Yazının devamı...

Gerçek hesap bu!

Nejat İşler, sanat dünyasının asi ismi olarak tanınır. Yakinen tanışmamamıza rağmen çok hassas bir insan olduğunu düşünürdüm. Asilik düzene karşı çıkıp hak, hukuk aradığında sana takılan en ünlü etikettir çünkü! Özellikle hastalandığı dönemde buna daha çok inandım. Geçtiğimiz gün yeni çıkan kitaplara bakarken kitabını gördüm ve kendimi 15 dakika sonra okumaya başlamış halde buldum. Benim için Nejat İşler; gizemliydi, derdini içine atardı. Bir şeyle derdi vardı ama onun ne olduğunu anlayamıyordum. Öyle samimi bir dille anlatmış ki derdini Nejat İşler. Onun kim olduğunu, neyi özlediğini, neye karşı çıktığını ve değerlerini çok net anlıyorsunuz. Gizemini korumuş ve kendisi ne kadar istiyorsa onu o kadar tanımamıza izin vermiş. Yazdığını söylüyor kitabında... Kitabı bu kadar akıcı olan birinin senaryolarını da merakla bekleyeceğim. Nejat İşler’in her şeyden vazgeçip neden bir köye yerleştiğine, Gümüşlükspor tutkusuna, neden muhalif olduğuna bir de kendi cümleleriyle tanık olmak istiyorsanız Can Yayınları’ndan çıkan Gerçek Hesap Bu kitabını okumanızı mutlaka tavsiye ediyorum. Ben aradığım cevabı buldum. Nejat İşler’i bu piyasada arayıp da bulamadığı şey samimiyetmiş.

Sziget Festivali kaçmaz!

Bu yıl 10-16 Ağustos tarihleri arasında düzenlenecek olan Avrupa’nın en büyük müzik festivali Sziget, muhteşem bir program açıkladı. Budapeşte’nin kalbinde yer alan Obudai adasında 72 hektar ormanlık bir adaya kurulmuş olan Sziget Festivali’nde; 4 yüz 60 bin festivalsever yer alacak. 50’den fazla isim sahne alacak. Aynı zamanda sokak tiyatroları, enstalasyonlar, Sziget sirki, Sziget plajı, Luminarium, barlar sokağı ve evlenme/boşanma çadırı, poker turnuvası, tarot labirenti, masaj salonu gibi onlarca etkinlik mevcut. Festivalde bu yıl; Rihanna, Muse, David Guetta, Sia, Manu Chao La Ventura, Hardwell, The Chemical Brothers, Noel Gallagher’s High Flying Birds, Bastille, Sigur Ros, The Last Shadow Puppets, John Newman, Roisin Murphy gibi onlarca isim yer alıyor.

Yüksek Sosyete başlıyor

Bi Yapım’ın yapımcılığını üstlendiği, Hazar Ergüçlü ve Engin Öztürk’ün başrollerini paylaştığı Yüksek Sosyete’nin ikinci tanıtımı da yayınlandı. Ailesinin kendisine sunduğu tüm zenginliği reddeden Cansu’nun ve emektar bir ailenin zor koşullarda büyüttüğü oğlu Kerem’in sınıf farklarına karşı verdiği savaşı anlatacak olan dizi haftaya perşembe başlıyor. Zengin kız fakir oğlan durumunu tersine çevirmeyi amaçlayan dizide bakalım yer değiştirmek aşkı başlatacak mı?

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.