Enkaz kaldırma çalışmaları
Hayır, yazımın konusu Taksim Meydanı’nda karşıma çıkan, bile bile bir enkaza dönüştürülen AKM binası değil. Size enkazın enkazından bahsedeceğim bugün. Hangi vinç onu yerden kaldıracakmış şaşarım cümlesi ise olsa olsa zihnimdeki gelgitten derdest edilmiş bir cümledir. Kısaca, karamsar olarak başlayacağım bir yazı!
Gelelim enkazın enkazına. Adalet Bakanlığı’nın resmi verilerine göre Türkiye’de cinsel istismar vakalarında son 10 yılda yüzde 125 oranında artış var… ‘Yeni Türkiye’, çocuk cinsel istismarında dünya sıralamasında üçüncü sırada. Dahası da var. TBMM’nin gündemine oturan cinsel istismar olaylarının hukuk önünde sonuçsuz kaldığı belirlendi. Bu ne demek? Binlerce istismar suçu havaya karışıp buhar oluyor, yapan yaptığıyla kalıyor... Bir toplum için sıkı enkaz! Dediğim gibi hangi vinç bunu kaldırabilir, orası muamma.
23 Nisan’a doğru yaklaştığımız şu günlerde hatırlamakta yarar var. Çocuk Haklarına Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ni 1990 yılında imzalamış olan ülkemiz, ülkemizdeki çocukların hak ve özgürlükleri konusunda ne yazık ki yetersiz kalmıştır. Hatta yetersiz değil, bal gibi sınıfta kalmıştır. Bu yüzden etrafımdaki bina enkazlarına, o bina enkazlarının üstüne yapılan (yoksa bir kez daha yıkılan mı desem) beton yapılaşmaya baktığım zaman ilk başta hatırladıklarım bunlar oluyor. Kadınını, çocuğunu, gencini heder eden bir ülkenin, binalar konusundaki hevesi karşısında yutkunmaktan başka çare bulamıyorum. O enkazlar üzerinde yükselen gıcır daireler için kime, hangi gelecek, hangi mutlu yaşamlar için davetiye çıkarılıyor merak ediyorum.
Yine de karamsar başladığım bu yazıyı karamsar bitirme niyetinde değilim. Geçen günlerde elime ulaşan turuncu kurdeleli bir belge bu duruma karşı yapılabilecekler anlamında bir umut sundu. Aile Hukuku Derneği, çocukların maruz kaldığı cinsel istismar suçlarına karşı ‘Susma! Korkma! Konuş! Ve Çocuk İstismarına Geçit Verme’ sloganı ile ‘Koruyan Kurdele’ adıyla toplumsal bir seferberlik çağrısı başlatmış durumda. Bu seferberlikte, nitelikli bir eğitimden bahsediliyor. Bu eğitimin sonucunda ise eğitim alan çocuklara törenle ‘Koruyan Kurdele’nin takılması öneriliyor. Buna destek verilmesi konusunda da topluma açık bir çağrı yapılıyor. Farkındalığın artırılması konusunda bu kurdelenin yetişkinler tarafından takılması ve destek verilmesi isteniyor.
Bu çağrının maddelerinden bazıları şöyle sıralanmış:
1- Toplum olarak görevimiz çocuklarımızı cinsel istismara uğramadan korumak, istismara karşı konuşmayı öğretmektir.
2- Öğretmenler ve çocuğa yakın olup da ona hizmet eden bütün görevliler cinsel istismar konusunda eğitilmelidir.
3- Bu suçu önlemenin en önemli yollarından biri çocuklarımızı cinsel istismar suçlarına karşı eğitmektir.
4- Bu eğitim, aile içinde ve okul öncesi kurumlarında uzman rehber öğretmen ve pedagoglarca verilmelidir.
5- İlköğretim 1. sınıfta ilk dört hafta çocuklara cinsel istismara karşı durma ve kendini koruma eğitimi rehber öğretmen ve pedagoglarca verilmelidir.
Önemli ve hayata geçirilmesi gereken bir adım. Bu hafta bu kurdeleyi takacağım.