Şampiy10
Magazin
Gündem

18 yaş altı sigortalılık emekliliğe sayılır mı?

18 yaşın altında başlayan sigortalılık süreleriyle ilgili sizlerden sürekli soru alıyoruz. En çok merak edilen ise bu sürelerin emeklilik hesabında dikkate alınıp alınmayacağı yönündedir. Stajyerler, genç yaşında sigortalı olanlar, anne veya babasının erken davranmasıyla sigorta numaralarını 18 yaş öncesi alanlar için konuyu ayrıntılarıyla ele alalım.

18 YAŞ ÖNCESİ SİGORTALILIK SÜRESİNİ BAŞLATMAZ

5510 ve mülga 506 sayılı Kanunlara göre 18 yaşının altındaki işe giriş sigorta süresinin başlangıcı olarak sayılmaz. Ancak 18 yaşın altındaki çalışmalar, kişilerin SSK kapsamındaki sigortalılıkları hesaplanırken prim ödeme gün sayısına eklenir. Sigortalılık süresini belirleyen “ilk defa sigortalı olunan tarih” 18 yaşının doldurulduğu tarih olarak kabul edilecektir.

EMEKLİLİK HESABI İŞE GİRİLEN TARİHTE BAŞLAR

Öte yandan sigortalılık süresi 18 yaşının ikmal edildiği tarihte başlasa da 4447 ve 4759 sayılı Kanunlara ve SSK’nın 12-99 Ek Genelgesi gereğince işe giriş koşulları ilk işe girilen tarihe göre hesaplanır. Yani 18 yaşından önce işe girişi bulunanların sosyal güvenlik reformları ile getirilen kademeli sisteme göre emekli olacakları tarih ilk işe girdikleri tarihe göre hesaplanacaktır.Başka bir deyişle 18 yaş altı sigortalılık süresinin başlangıcına sayılmasa da daha önceki kademelere tabi olunmayı sağladığı için yine de avantaj sağlamaktadır.

08.09.1999 ÖNCESİNİN HESABI FARKLIDIR

4447 sayılı Yasa yürürlüğe girmeden önce (yani 08.09.1999 tarihi öncesinde) sigortalı olanlar için 4759 sayılı Yasa ile getirilmiş olan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 81 inci maddesi geçerlidir.Bu maddenin Türkçe meali işe girişin 18 yaş öncesinde ya da sonrasında olmasına bakılmadan işe giriş tarihine göre o dönemki reform sisteminin getirdiği kademeli sisteme tabi olmaktır.

01.04.1981 VE 08.09.1976 ÖNCESİ İŞE GİRENLER ŞANSLI

18 yaşın altındaki çalışmaların sigorta başlangıcı olarak kabul edilmesinin bir başka istisnası ise 01.04.1981 öncesinde işe girenlerdir. Bunlar için her halükarda çalışmaya başladıkları tarih yaşları 18’in altında olsa da “ilk defa sigortalı olunan tarih” olarak kabul edilir, sigortalılık süresinin başlangıcı kabul edilir ve emeklilik koşullarını etkiler. Bunlar örneğin 12 yaşında ilk defa sigortalı olmuşsalar dahi bu tarih sigortalılık başlangıç tarihi olarak sayılır ve emeklilik koşulları bu tarihte başlayan sigortalılık süresine göre belirlenir.

Ancak belirtmek gerekir ki bu konumda olanlardan yalnızca kadınlar yaşa takılmaz. Bu kategorideki kadın sigortalılardan 01.4.1980 öncesinde işe girenler, erkek sigortalılardan ise 08.09.1976 tarihinden önce işe girenler yaşa takılmadan emekli olabilmektedir.

Yazının devamı...

Çalışma hayatında 1 Temmuz bilinmeyenleri!

Türkiye'de iki gündür Cumhurbaskanımızın açıklamış olduğu kararları tartışıyoruz ancak;

defalarca yapılan ertelemelerle yürürlük tarihi 01.07.2020 olarak belirlenen ve bu tarihin takvim yapraklarına gelmesiyle yeniden çalışma hayatı gündemine devreye alınacak mı yoksa bir erteleme daha gelir mi sorusuyla gelen iki önemli konu var.

1- Az Tehlikeli iş kolunda olup 50 kişiden az işçi bulunduran işletmelerin iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı bulundurma zorunluluğu.

2- Pilot iller hariç 1 Temmuz 2020 tarihine ertelenen Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesine geçiş süreci.

Peki her iki konuda gelinen son durum ne?

Erteleme olacak mı?

İlgili Bakanlıklar açıklamaları ne zaman yapacak?

Gelin bu sorulara beraber cevap arayalım…

İSG’DE YENİ DÖNEM SENDROMU

Eski çalışma bakanlarımızdan birinin en acı cümlelerinden biriydi;

“Bir kanun çıkardık bize birkaç beden büyük geldi…”

30/06/2012 tarihinde 6331 Kanun numarası ile yayımlanan, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunuydu bahsedilen.

6331 sayılı kanun gerek piyasaların hazırlıksızlığından gerek yaşanan ekonomik darboğazlar nedeniyle bir türlü tam kapsamıyla uygulamaya alınamadı. Birçok madde zaman içinde değiştirildi, taleplere göre düzenlendi, maliyet unsuru olacaklar hep ertelendi.

01.07.2020 tarihine kadar ertelenen bu maddelerden en önemlisi ise Az Tehlikeli iş kolunda olup 50 kişiden az işçi bulunduran işletmelerin iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı bulundurma zorunluluğuydu.

Tarih geldi gelmesine ama Bakanlık sessiz, işverenler kararsız,OSGB’ler beklemede.

Yeniden bir uzatılma kararı söz konusu olmaz ise Az Tehlikeli iş kolunda olup 10 kişiden fazla işçi çalıştıran tüm işletmeler aylık İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı hizmetini almak zorunda kalacaklar.

Peki bu hizmeti alırken nelere dikkat edilmesi gerekiyor?

Bu soruyu piyasanın önde gelen OSGB’lerinden biri olan Baran OSGB genel müdürü Mustafa Baran’a sordum, verdiği bilgileri suya sabuna dokunmadan size aktarıyorum;

Hizmeti yönetmeliklerde belirtilen standartlarla gerçekleştiriyor olmalısınız yani ya kendi bünyenizde (sigortalı olarak) işletmede bulunan işçi sayışana göre bir işyeri hekimi ve bir iş güvenliği uzmanı bulundurmalısınız ya da bu hizmeti dışarıdan Ortak Sağlık Güvenlik Birimi yetki belgesi olan kuruluşlardan almalısınız.

Her şart altında bu hizmeti aldığınıza dair bakanlığa bildirim yapmalısınız.Bu bildirimin tek yolu ise İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğünün açmış olduğu İş Sağlığı ve Güvenliği Kayıt ve Takip programına (İSG-Katip) kayıt olmanız gerekmektedir.

Hizmet alımına başlanıldığı taktirde yıllık çalışma ve yıllık eğitim planları oluşturulup bu eğitim ve çalışma planlarına sadık kalınmalı ve kayıt altına alarak ilerlemek gerekmektedir.

Hizmet veren İSG profesyonelleri işletmede analiz çalışmasını başlatmaları ve bu analizlerde iş sağlığı ve güvenliğini tehlikeye düşürecek tüm maddeleri sıralayarak giderme çalışmalarına başlamaları ve bu çalışmalarda işvereni bilgilendirerek sürekliliğinin takibini yapmaları gerekmektedir.

İşletmelerde bulunan işçilerin eğitimleri organize edilip eğitimlere maksimum katılımla verimli bir eğitim planı çıkarılarak hem temel iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin hem de çalışma koşulları ve yapılan işlere özel eğitimler düzenlenmelidir.

Çalışan işçilerin hızlıca sağlık dosyaları incelenmeli gerekli test ve tahlillerin yapılarak işyeri hekimi tarafından fiziki muayeneleri yapılarak işe uygunluğu belirlenmelidir.

Yapılan tüm bu koordineli çalışmalar kayıt altına alınmalı ve yönetmeliklerde belirtilen sürelerde tekrarlanıp saklanmalıdır.

Olası bir erteleme kararı gelmez ise,bu kapsamda olan işletmelerde 01 Temmuz 2020 den sonra çoğu alışkanlıklarda değişim söz konusu olacak ve bu değişime katılmayan ve eksiklikleri bulunanlara idari ve cezai yaptırımlar da ayrıca uygulanacaktır.

AZ TEHLİKELİ SINIFIN KAZA KARNESİ KÖTÜ

Sosyal Güvenlik Kurumunun her yıl yayınladığı iş cinayetleri tablosu olarak adlandırdığımız iş kazalarının 2012 yılından 2018 yılına tablosuna baktıgımızda;

İş kazalarının yaklaşık %30’nun 1 ila 49 çalışan sayısı bulunan işletmelerde meydana geldiğini ve gerçekleşen ölümlü kazaların yine sürekli erteleme kapsamında olan bu sınıfın %57 sini oluşturduğunu görmekteyiz.

Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre 1-49 çalışanı bulunan işletmeler ölüm vakasında ÇOK TEHLİKELİ sınıfta yer almaktadır.

Toplam İş Kazası : 1.805,879 Kişi Toplam Vefat : 8.817

Maruz Kalan Erkek : 1.536,041 Vefat Eden Erkek : 8.612

Maruz Kalan Kadın : 269,838 Vefat Eden Kadın : 205

Pandemi sürecinden ekonomik bir darboğazla çıkan piyasa ise yeni bir maliyet kalemi olarak gördüğü işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı çalıştırma zorunluluğunun 1 Ocak 2021 tarihine ertelenmesi bekliyor.

Bu ertelemenin yapılması halinde beklenen konulardan biri de;

Çok tehlikeli sınıfta, 01.01.2021 tarihine kadar (B) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanlarının görevlendirilebilmesi ve tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde ise 01.01.2021 tarihine kadar (C) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirilebilmesi.

MUHSGK BU SEFER 81 İLDE DEVREYE ALINACAK MI?

Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi (MPHB) uygulaması;

Kırşehir ilindeki mükellefler / işverenler için 01.06.2017,

Amasya, Bartın ve Çankırı illerindeki mükellefler /işverenler için 01.01.2018,

Bursa, Eskişehir ve Konya illerindeki mükellefler /işverenler için 01.01.2020,

Tarihlerinde başlamış, diğer tüm illerde uygulanması ise 01.03.2020 tarihine ertelenmişti.

Ancak pandemi süreci dikkate alınarak 04.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan genel tebliğ maddesi uyarınca uygulama başlangıç tarihi değiştirilerek MPHB uygulamasının diğer illerde devreye alınması 01.07.2020 tarihine ertelendi.

Temmuz ayı itibarı ile devreye alınmasına zaten soru işaretiyle bakılırken bir de 29.06.2020 tarihinde kısa çalışma ödeneği, ücretsiz izin ödemesi ve iş akdi fesih yasağı sınırlamasının 1 ay daha uzatılması muhtasar&sgk birleşimi olarak bildiğimiz Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi (MPHB) uygulamasının 2021 Ocak ayını görme ihtimalinin yüksek olduğunu şimdiden söylemek mümkün.

Bakalım bu temmuz ayında çalışma hayatında neler olacak…

Yazının devamı...

Borçlar yapılandırılıyor, özel güvenlik ve orman muhafaza memurlarına fiili hizmet zammı, sağlıkçılara kadro, emeklilere tatil…

2020’nin ikinci yarısına büyük umutlarla başladık…Öncelikle derinden etkilenen ülke ekonomimizin iyileşmesine yönelik atılacak adımları şekillenmesini ve uygulamaya alınması takip ediyoruz. Öyle ki hükümetten muhalefete siyasetin tüm kurmayları ekonominin kalkınması ve refah seviyesinin arttırılması için çalışıyorlar.

Hal böyleyken pandeminin yaşantımızın her alanında sebep olduğu yaraların sarılmaya başlandığı Haziran başı itibarı ile TBMM komisyonuna sunulan onlarca kanun teklifi var.

Bunların hangileri kanunlaşır, hangileri tozlu raflarda kalır bilemeyiz ama milyonların gözü kulağı gelecek güzel haberlerde.

İşte detaylar;

Emeklilere Tatil, Emekli Sandığı Emeklisi Yetim Kız Çocuklarına Aylık Teklifi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından emeklilerin refah seviyesinin yükseltilmesi için kanun teklifi verilmiş ve komisyona alınmıştır. Sunulan kanun teklifi doğrultusunda birçok Avrupa ülkesinde devlet destekli emekli tatil paketleri örnek gösterilerek Türkiye’de de bu yönde bir uygulamaya gidilmesi ve devlet destekli emeklilere tatil fırsatı sunulması amaçlanmaktadır. Teklif metni: https://www2.tbmm.gov.tr/d27/2/2-2969.pdf

Yine CHP, Emekli Sandığı emeklisi yetim kız çocuklarına yetim aylığı bağlanması yönünde de kanun teklifi sunmuştur. 4/a ve 4/b Emeklisi kız çocukları yetim aylığından faydalanırken 4/c emeklisi yetim kız çocuklarına bu hak tanınmamaktadır. Sunulan kanun teklifi ile bunun önlenmesi amaçlanmaktadır.

Teklif metni: https://www2.tbmm.gov.tr/d27/2/2-2953.pdf

Orman Muhafız ve Özel Güvenlik Görevlilerine Fiili Hizmet Süresi Zammı

Orman muhafaza memurlarının harcamış olduğu yoğun mesai saatleri harici elimizde kalan bir avuç doğanın korunmasında gösterdikleri gayreti de takdir etmeden geçmeyelim isterim. Şüphesiz ki küresel ısınmanın önüne geçmede ve orman yangınlarında en etkili rolü onlar üstlenmektedir. İlgili kanun maddesi ile orman muhafaza memurlarına her bir yılda 90 gün fiili hizmet süresi zammı verilmesi amaçlanmaktadır.

Teklif metni: https://www2.tbmm.gov.tr/d27/2/2-2962.pdf

Orman muhafaza memurları kadar genelde tüm şehirlerimizde özel ve kamu alanlarında koruma ve güvenliği sağlayan özel güvenlik görevlilerinin de hakkını teslim etmemiz gerekiyor. Çalışma saatleri, gece gündüz demeden çalışılan vardiya sistemine düzenleme talep ediliyor. Sunulan kanun teklifinde özel güvenlik görevlileri için de 90 günlük fiili hizmet süresi zammı verilmesi öngörülmektedir.

Kanun metni: https://www2.tbmm.gov.tr/d27/2/2-2967.pdf

Ayrıca Polislerimizin uzun zamandır beklediği ek gösterge için de teklif metni sunulmuştur. Sunulan teklifte Polislerimizin ek göstergelerinin 3600 olması amaçlanmaktadır.

Teklif metni: https://www2.tbmm.gov.tr/d27/2/2-2960.pdf

Yapılandırma Teklifi Komisyona Sunuldu!

Milliyetçi Harekat Partisi (MHP) tüm kamu kurum ve kuruluşlarına olan borç ve alacakların yapılandırılmasına ilişkin detaylı bir kanun metni sunmuştur. Sunulan metinde borçluların borçlarını yapılandırma kapsamına almasının yanında haciz ve rehinlerin de kaldırılarak satışının yapılabilmesine olanak sağlanmasını düzenlemiştir.

Teklif metni: https://www2.tbmm.gov.tr/d27/2/2-2971.pdf

İstihdam Kalkanı Paketi Beklemede!

Hükümetin titizlikle üzerinde çalıştığı ve Cumhurbaşkanımızın satır başlıklarını açıkladığı istihdam kalkanı paketi henüz Meclis'e sunulmadı.

Meclis kapanmadan, beklenen destekler ve müjdeler verilecek mi diye sabırsızlıkla bekliyoruz…

Yazının devamı...

Kıdem tazminatı fonu yeniden gündemde!

Önümüzde ki haftalar çalışma hayatı açısından çok hareketli olacak onu zaten biliyoruz görüyoruz ama asıl tartışma konumuz hepimize yeniden hayırlı uğurlu olsun. İşveren desteklerinin yanında 2012 yılından bu yana yürürlüğe konulamayan Kıdem Tazminatı Fonu konusu yine raflardan iniyor.

Kıdem Tazminatı Fonu Nedir?

Kıdem tazminatı fonu, işçinin 1 gün çalışsa dahi kıdem tazminatı hakkedişinin toplanacağı ve belirli şart ve yaşa bağlı olarak devlet güvencesinde bu ödeneği alacağı sistemdir.

Kıdem tazminatı fonunun kuruluşu 4857 sayılı İş Kanunun Geçici 6.Maddesinde 2012 yılında belirtilmiştir.

Burada kurulacak olan fon oluşturulana kadar eski usulde devam edileceği belirtilmektedir. İş dünyasında ise bu durum bazı kesimleri ikiye bölmüş halde. İşçiler ‘Kıdem tazminatımdan vazgeçmem’ diyor, işverenler ‘bize ek maliyet oluşturmadan kurulabilir’ diyor, devlet tarafı ise her iki taraf arasında uzlaşı arıyor.

Bakan Ne Diyor?

Aile ve Çalışma Bakanı Zehra Selçuk, kıdem tazminatı çalışmalarıyla ilgili olarak;

“Kazanılmış haklar korunacak. 30 güne karşı gelen yüzde 8.33 oranımız var, bu korunacak. Konuştuğumuz modelde korunacak şekilde müzakereler yapıyoruz fakat birden çok model var. Bu, karma bir emeklilik sistemi. Bunun bir gönüllü ve ihtiyari seçilecek olan kısmı da olacak” dedi.

Peki Yeni Sistem Ne Olacak?

1 Ocak 2022 tarihinde hayata geçirilmesi planlanan kıdem tazminatı fonuyla ilgili iki formül üzerinde duruluyor.

Birinci formülde, çalışılan her yıla karşılık verilen 30 günlük ücret tutarındaki kıdem tazminatının 19 gününün mevcut sistemdeki gibi devam etmesi, 11 gününün ise kıdem tazminatı fonuna devredilmesi öngörülüyor.

İkinci formülde ise kıdem tazminatı fonu için yüzde 6 oranında prim kesilecek. Bunun 4 puanı işveren, 0.5 puanı işçi priminden oluşacak. Devlet 1 puan katkıda bulunacak. Vergi indirimi yoluyla da 0.5 puanlık ilave prim katkısı yapılacak. Böylece toplam prim tutarı yüzde 6 olacak.

Alternatifli Sistem!

Birinci formülün kabul görmesi halinde tüm çalışanlar 1 Ocak 2022 tarihinden sonra yeni sisteme geçecekler.

İkinci formülün devreye alınması halinde ise mevcut çalışanlardan isteyen yeni sisteme girecek, isteyen eski sistemde devam edecek.

Cevap Bekleyen Binlerce Soru Var!

10 yıldan fazladır pazarlık masasına çözüm kelimesinin hiç uğramadığı kıdem tazminatı fonu konusunda taraflar bu sefer uzlaşabilecekler mi?

İşçi işveren sendikaları orta noktada buluşabilecekler mi?

Sendikaların kırmızı çizgisi aşılabilecek mi?

Yaptık oldu mu denilecek?

İşçinin kıdem hakkından eksilme olacak mı yoksa çok bilinmeyenli denklemler ve formüller ortaya konup hayır olmayacak mı denilecek?

Kayıp olmayacaksa bu işçiye nasıl anlatılacak?

Fonu takip etme imkânı sağlanacak mı?

Yıllardır incelenen ülke modelleri çare olacak mı?

En son Avusturya sistemi denmişti bu sefer hangi ülkeye ayak uydurulacak?

Bir taraftan istihdam derken gelecek bu ek yükü işveren nasıl karşılayacak?

Mevcutta yürürlükte olan mevzuata göre kıdem tazminatı alabilme şartları değişecek mi?

Fondan para nasıl ve hangi şartlarda çekilecek?

Devlet güvencesi nasıl sağlanacak?

Emekli maaşına entegrasyon nasıl olacak?

Çok soru oldu biliyorum tamam daha yazıp başınızı ağrıtmayacağım,

Maluma tarife gerek yok, önümüzde ki 1.5 sene daha çok konuşacağız…

Yazının devamı...

İstihdam Kalkanı Paketi coronaya panzehir olacak!

Yeni yıl hediyemizdi bu 6 aydır bir numaralı gündem maddemiz; Covid-19…Dünyayı etkisi altına alan ve varlığıyla pandemi ilanına sebep olup gücünü kanıtlayan virüs, mart ayının ikinci yarısı itibarı ile ülkemizde de ekonomiden istihdama, sosyal yaşamdan çalışma hayatına hatta yediğimize içtiğimize kadar her bilineni değiştirdi.Hal böyle olunca devletin tüm bakanlıkları, tüm yetkilileri sınırlarımızı izinsiz aşan bu hastalıkla mücadele edebilmek için yoğun bir mesai harcadı,harcamaya da devam ediyor.

Ben ve benim gibi kanunları, uygulamaları, yeni kararları sizlere aktarmaya çalışan uzmanlarda bu yoğun mesaiden nasibimizi aldık. Neyse kazasız belasız en az zararla atlatalım da bu süreci, okumaktan gözlerimiz yazmaktan parmaklarımız sizlere gelişmeleri aktarabilmek için varsın yorulsun.

Normalleşme sürecinin başladığı 11 mayıs tarihinden sonra gözler özellikle kısa çalışma ödeneklerinin 3 aylık sürecinin sonlanacağı haziran ayına çevrilmişti. Dünya genelinde izlenen normalleşme adımları da kademeli olduğundan piyasaların hemen normal seyrine girmesi imkânsız gözükürken, özellikle işçi ve işveren tarafında işsizlik ve istihdam maliyet yükü konularında endişeli bir bekleyiş vardı.

Bu endişeleri giderebilecek tek kişi; sürecin en başından beri alınan ve alınacak olan tüm kararları vatandaşına önce kendi aktarmayı seçen Cumhurbaşkanımızdı.

Kendisi de yine gecikmeden dün gece önümüzde ki günlerde uygulamaya alınacak tüm önlem, tedbir ve uygulamaları açıkladı.

YÜZ YÜZE KABİNE TOPLANTISI

Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında uzun bir aradan sonra yüz yüze toplanan kabine toplantısı saat 16.00'da başladı ve yaklaşık 3 saat sürdü sürdü.

ÇALIŞMA HAYATINA DESTEK DEVLETİN VAR GÜCÜYLE DEVAM EDECEK

Cumhurbaşkanımızın açıklamalarından önemli satır başları;

Çalışanlarını, kısa çalışmaya geçiren veya ücretsiz izne ayıran işverenlerimize normalleşme desteği vereceğiz.

25 yaşın altındaki gençlerin istihdamını destekleyerek beceri ve deneyim kazanmalarını temin edeceğiz.

Çalışanlarımız, emeklilikte daha da rahat edecekler. Bunun için devlet elini taşın altına koyacak.

Türkiye'nin istihdam kalkanını hızlıca devreye aldıktan sonra tamamlayıcı emeklik sistemini 2022'de yürürlüğe sokacağız.

Üretim, ticaret ve lojistik avantajlarımızla salgın sonrasında dünya ekonomisindeki yerimizi daha da güçlendireceğiz.

İstihdam Kalkanı Paketi'ni dönem projesi olarak görmüyor, istihdamı destekleyecek kalıcı atılımın ateşleyicisine dönüştürmek istiyoruz.

Gelin kısa satır başlarını, bildiklerimiz ve Ankara’dan gelen bilgilerle ele alalım.

İŞTEN ÇIKARMA YASAĞI 30 EYLÜL’E KADAR UZATILACAK

17 Nisan tarihi itibarı ile yürürlüğe giren ve 17 temmuza kadar sürecek olan 3 aylık işten çıkarma yasağı 3 ay daha uzatılacak.

Ancak yasada yapılacak bu 3 aylık süre uzatımının yürürlük süresi 30 Eylül olacak.

PANDEMİ NEDENİYLE ÜCRETSİZ İZİN ÖDEMESİ DEVAM EDECEK

Ücretsiz izne çıkarılan işçilere nakit desteği 3 ay daha sürecek. İşten çıkarma yasağı süresince ücretsiz izne çıkarılanlara günlük 39 lira 24 kuruş, aylık bin 177 lira ödeme yapılmaya devam edilecek.

KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİNDE MODEL DEĞİŞECEK

Mart ayı itibarı ile başvuruları başlayan kısa çalışma ödeneğine talep sayısının İŞKUR tarihinin rekor seviyesine ulaşması nedeniyle hem işverenlerin hem işçilerin mağdur olmaması adına yapılan beyanlara göre inceleme olmaksızın ödeme yapıldı.

Yeni dönemde belirli sektörlere uygulanması ve belirli şartlara bağlanması beklenen kısa çalışma ödeneği talepleri müfettiş incelemesinden sonra işleme alınacak.

YENİ İSTİHDAMA DESTEK GELİYOR

Düzenlemeyle yeni istihdama ücret desteği verilecek. 2019 başından 17 Nisan 2020'ye kadar hesaplanacak ortalama istihdam sayılarına ek olarak işe alınan her işçi için 30 Eylül'e kadar 1.732 TL destek verilecek.

İşsizlik Sigortası Fonu'ndan sağlanacak bu desteği, Cumhurbaşkanı 30 Haziran 2021'e kadar üçer aylık dönemler halinde uzatabilecek.

İŞSİZ KALANA, KAYITDIŞI ÇALIŞANA TEŞVİK

1 Ocak 2019 ile 17 Nisan 2020 arasında sigortalı ya da kayıt dışı olarak çalışırken işten çıkarılmış olanlarla halen kayıtdışı çalışanların istihdam edilmesi halinde ücret desteği verilecek.

İşsizlik Sigortası Fonu'ndan sağlanacak olan destek, günlük 57 lira 63 kuruş, aylık 1.752 lira olarak öngörülüyor.

İŞVERENE İSTİHDAMI KORUMA TEŞVİKİ SAĞLANACAK

Özellikle yüksek sayıda personel istihdam eden işverenlerin 17 Temmuz tarihine kadar olan süreç ve sonrasına ilişkin işçi maliyetlerini karşılayamama endişesini bir nebze olsun hafifletmesi için yürürlüğe alınması bekleniyor.

İşyerinde ki kısa çalışma ödeneği süresinin sona ermesinden sonra tam zamanlı olarak tüm işçilerini geri döndüren işverenlere üç ay süreyle prim desteği sağlanacak.

Böylece işverenlerin prim yükü azaltılarak işçi maliyetleri de aşağı çekilecek.

25 YAŞ ALTINA 50 YAŞ ÜSTÜNE ÇALIŞMA ESNEKLİĞİ

50 yaş üstünün iş hayatına katılabilmesi için süreli sözleşme şartları esnetilecek. 25 yaşın altındaki gençlerle 50 yaş üzerinde olan ve çalışma hayatına dahil olmak isteyen kişiler için 3 yılı geçmemek üzere belirli süreli iş sözleşmesi yapılabilme imkanı sağlanacak.

TAMAMLAYICI EMEKLİLİK SİSTEMİNE 2022'DE GEÇİLECEK

İşsiz kalan, kısa çalışma dönemiyle ücretsiz izinde gösterildikleri sürelerde sigorta primleri yatmayan, ücretleri gerçek ücretleri üzerinden gösterilmeyen ve kayıtdışı istihdamda çalışan vatandaşlarımızın emeklilik dönemlerinde çift maaş alabilmelerini sağlayacak bu model 2022 yılı itibarı ile hayata geçirilecek.

Mevcutta yürürlükte olan Zorunlu Bireysel Emeklilik sistemi gibi işletilecek “TES” düzenlemesinde, devlet katkısı devam ederken çalışandan olduğu gibi işverenden de kesinti yapılacak.

İşçinin sistemden çıkmaması için cazip hale getirilecek bu düzenleme ile çalışanlar emekli olduklarında çift maaş imkanına sahip olacak.

Cumhurbaşkanımız satır başlarını verince bana da detaylarını yazmak düştü.

Önümüzde ki günlerde çalışma hayatını Resmi Gazete’nin şekillendireceği şimdiden görünen köy.

Milyonlarca vatandaş beklemede…

Yazının devamı...

Uyanık işletmelerin corona ile mücadelesi! Parayı geri isteyen de var, ceza keseceğini söyleyen de...

Ülkemizde gün geçmiyor ki ‘Bu kadarı da fazla artık’ demeyelim. Korona virüsünün etkileri ülkemizde iyi yönetilen bir sürecin sonunda azalmaya başladı ve artık bugün itibarı ile tümüyle normalleşmeye adım atmaya başladığımız gün olacak. Ancak bu sürecin tamamında işlerinin başında olan, 11 mayıs itibarı ile kepenklerini açıp işletmelerine geri dönen işçilerimize yapılan bildirimler, sözde koruma tedbirleri yok artık dedirtecek cinsten!

Kanunsuz taahhütnameler imzalatılıyor!

Covid-19 Sürecinde faaliyetlerine devam eden işletmelerde çalışan işçilerden değişik şikayetler geliyor.Uyanık işletme sahipleri veya yöneticilerinin bazıları ödenen yardım tutarlarını ‘Biz size maaş ödedik’ diyerek geri istiyor.Pandemi sürecinde sosyal destekten işsiz kalanların dışında çalışıp da muhtaç olan kişiler de aldı. İşyerleri bu kişilerden aldıkları yardımları getirmeleri talep ediyorlar.

Diğer bir yandan ise tarafımıza ulaşan bazı taahhütname örnekleri akıl tutulmasına neden oldu desem az kalır. Öyle ki Covid-19’a yakalanan personele para cezası uygulayacağını bildiren işletmeler bile mevcut.Merak ediyorum da hangi kanuna göre keseceklermiş işçiye bu cezayı? Adam canıyla mı uğraşsın yoksa işverenin keseceği cezayı mı düşünsün?

Ödenek alıp almadığına dair döküm değil şifre isteyenler var!

Daha önce bazı işletmelerin personellerinin e-Devlet şifrelerini aldığını yazmıştım. Bu işlem kişisel verilerin korunması kanununa suç teşkil etmektedir ve 2 ila 4 yıl arası hapis cezası mevcuttur. E-Devlet şifreleri kişiye aittir ve 3.kişilere verilemez. İşletmeniz bu yönde bir bilgi talep etmesi halinde reddedin, bu nedenle sizin iş akdinizi sonlandıramaz.

Covid-19 dönemine ilişkin personelin ödeme alıp almadığına bakarak ücret ödemesi yapmak isteyen işletmeler mevcut. Bu işletmeler de personellerden ödeme ekranlarının dökümlerini talep etmektedir. İŞKUR sisteminin bu talebi karşılamaması nedeniyle iyi niyetle personellerinin eksik kalan ödemelerini tamamlamak isteyen işverenlerin bu döküme ihtiyacı doğdu.

Ancak döküm istemek veya yatan ücret bilgisini istemek eyvallahta e-devlet şifresini istemek suçtur suç!!!

Herkes hizmet dökümlerini kontrol etmeli!

Covid-19 sürecinde suiistimale en açık konu devlet yardım ödemelerinin haksız bir şekilde kötü niyetli işverenler tarafından talep edilmesiydi.

İşyerleri, faaliyetlerine devam ettiği halde personellerini ‘Pandemi Nedeniyle Ücretsiz İzin’ koduyla izinli göstermektedir. Bu süreler için personellere sigorta primi ödenmez, ayrıca ücret ödemelerinde de kesintiye gidilir. İşyerleri sigorta ve vergi primi ödememek için bu yollara başvuruyor. Ayrıca personellerin maaş ödemelerini de elden veriyor.

Bu yönde bir işlem yapıldıysa adınıza hizmet dökümünüzde görebilirsiniz. Bu süreler sizin emeklilik günlerinizi kaybetmenize neden olacaktır. Önce işvereninize düzeltmesi konusunda bildirimde bulunmanızı, düzeltilmez ise Alo170 hattını arayarak şikâyette bulunmanızı öneririz. Unutulmamalıdır ki bu kötü zihniyet dolayısı ile işten çıkarmalar yasaklanmış, önlem olarak alınmıştır.

İşveren ceza yer, faiziyle geri öder bu yıl tekrar destek alamaz

Hileli yollara başvurarak hem işçisini hem devleti mağdur eden işverenlerin tespiti halinde;

• İşçilerine bu süreç boyunca ödemedikleri ücretlerini faiziyle ödemek durumunda kalacaklar.

• Ödenen kısa çalışma ödeneğini İŞKUR’a faiziyle ödemek zorunda olacaklar.

• İşçinin ücretindeki sigorta primlerini gecikme zammı ve cezasıyla SGK’ya ödemeleri gerekir, söz konusu primler için sigorta prim teşviklerinden faydalanamayacaklar.

• İlgili dönemdeki asgari ücret desteğini iade etmeleri gerekecek ve bu yıl bir daha asgari ücret desteğinden yararlanamayacaklar.

• Çalışanlarını bu uygulamalar nedeniyle kaybetmeleri ve kıdem tazminatı yüküyle karşılaşmaları da söz konusu olur.

Yazının devamı...

1999 sonrasında sigorta başlangıcı olanlar da kıdem tazminatını alabilecek!

Hepimizin bildiği üzere 08.09.1999 ve öncesinde sigorta başlangıcı bulunan ve 3600 prim gününü tamamlayan kişilere SGK merkezlerince talep etmeleri halinde ‘Kıdeme Esas Yazı’ verilir. Çalışan kişiler bu yazıyla birlikte işyerlerine müracaat ederek, ‘artık emeklilik için istenilen asgari hizmet süresi ve prim gününü tamamladım, yaşımı bekleyeceğim. Tüm alacaklarımın tarafıma ödenerek iş akdimin sonlandırılmasını istiyorum.’ Şeklinde dilekçe vererek tazminatlarını alabilirler.

15 Yıl sigortalılık süresi ile 3600 prim günü şartı sadece 08.09.1999 öncesinde işe girişleri bulunanlar için geçerliydi. Peki ya bu tarihten sonra işe girenler, buyurun birlikte bakalım;

99 sonrası girişlerde şartlar değişti!

15 yıl 3600 gün şartı yukarıda belirtilen tarihten önce sigorta girişi bulunanlar için geçerliydi. Peki 08.09.1999 tarihinden sonraki işe girenlerden ne istenecek? Burada da yine iki tarih ve iki ayrı şart sunulmaktadır.

Birinci şart 09.09.1999 ve 01.10.2008 tarihleri arasında sigortalı olmaktır. İkinci şart ise ya 4500 prim günü ve 25 yıl sigortalılık süresini dolduracaksınız ya da 7000 prim gününü.

01.01.2000 Tarihinden itibaren kesintisiz çalışan bir kişi 25 yıl sigortalılık süresinden dolayı 4500 prim günü şartından faydalanamaz ancak 7000 prim gününü tamamlarsa ‘Kıdeme Esas Yazıyı’ alabilir.

Örnek: 01.01.2000 Tarihinde ilk defa sigortalı olmuş bir kişi 25 yıl sigortalılık süresi ve 4500 prim günü şartları tabidir kıdem yazısını alabilmek için. Bu anlamda sigortalılık süresi 01.01.2025 yılında dolacaktır. Ancak bu kişi 7000 prim gününe sahip ise 01.01.2020 tarihi itibariyle kıdem yazısı alarak iş akdini sonlandırabilir.

01.10.2008 Yılından sonra ilk defa sigortalı olan kişilerde ise yukarıda belirtilen şartlar biraz daha uzatılmaktadır. Bu tarih sonrasında girişi olan bir kişiden 5400 prim günü ve yine 25 yıl sigortalılık süresi istenilmektedir veya hizmet süresi aranmaksızın 7200 prim günü şartı talep edilmektedir.

01.01.2010 Tarihinde işe girmiş bir kişi 25 yıl sigortalılık süresini 2035 yılında tamamlayacaktır, ancak 20 yıl kesintisiz çalışırsa 7200 prim günü ile kıdeme esas yazıyı 2030 tarihinde alabilir.

Emekli olur yazısı alana kıdeme esas yazı verilmez!

Günümüzde 15 yıl 3600 prim gününü ya da emekliliğini kazanarak iş akdini sonlandırmak isteyen her personelden bazı şirketler ‘Emekli Olur’ yazısının yanında bir de ‘Kıdeme Esas Yazı’ istemektedir.

‘Emekli Olur’ yazısı ‘Kıdeme Esas Yazısı’ndan daha da önceliklidir. Emekli olur yazısı almış bir personelden ayrıca kıdem yazısı talep edilemez. Sosyal Güvenlik Kurumu ‘Emekli Olur’ yazısı vermiş olduğu bir kişiye ayrıca

Yazının devamı...

Bakan devreye girdi! 2 gün içinde ödenecek...

Tarihi günler yaşıyor İŞKUR…350 binden fazla işverenin çalışanları için yaptığı kısa çalışma ödeneği başvuru sayısı 4 milyona yaklaştı.17 Nisan tarihinden sonra devreye alınan pandemi nedeniyle ücretsiz izin ödeneğine başvuru sayısı 750 bini aşmış durumda.Haliyle İŞKUR sistemi, alt yapısı ve memurlarımızın gecesi gündüzü birbirine girmiş durumda.

15 YILIN TOPLAMINI 7.5 KAT AŞTI

Kısa çalışma ödeneği uygulamasının başladığı 2005 yılının eylül ayından 31 Mart 2020 tarihine kadar kısa çalışma ödeneğinden 351 bin kişi yararlanmış ve bu kişilere 450 milyon lira ödeme yapılmıştı.

Koronavirüs salgınında kısa çalışma ödeneği başvurusu kabul edilen işçi sayısı ise 2 milyon 638 bin kişiye ulaştı.

Pandemi döneminde ödenek alanların sayısı, 15 yıllık dönemde kısa çalışma ödeneğinden yararlanan kişi sayısının 7.5 katına ulaştı. Bugüne kadar yapılan ödeme 4 milyar 560 milyon liraya ulaşmış durumda.

Şubat ayında 118 bin 793 kişi olan işsizlik maaşı başvuruları mart ayında 220 bin 865 kişiye, nisan ayında da 311 bin 791 kişiye ulaştı. Sistemi hazırlıksız yakalanan İŞKUR’un kısa süre içerisinde bu yoğun başvuru sayısını sorunsuz atlatabilmesi zor gözüküyordu. Neredeyse tüm İŞKUR personelinin 7/24 çalışmasına hatta denetmenlerin bile destek olmasına rağmen 1 milyondan fazla işçimiz halen ödeme bekliyor.

BAKAN SON TALİMATI VERDİ!

İŞKUR Genel Müdürü’nün geçtiğimiz cuma günü tüm personellerine gönderdiği talimat Bakanın tüm başvuruları takip ettiğinin ve bir an önce bitirilmesini istediğini apaçık gösteriyor.

İşte o talimat;“Halen mart ve nisan aylarından açılmamış çokça maillerin olduğu yönünde şikayetler almaktayız. Bilhassa bakanlığımıza ve genel müdürlüğümüze ulaşan bu konuda şikayetler bugünlerde zirve noktasına ulaşmıştır. Bu anlamda geriye doğru maillerin kontrol edilerek mart ayından kalmış gözden kaçmış maillerin olması asla kabul edilebilir bir durum değildir. Şubelerde birkaç kişiden oluşan ekip kurmak suretiyle geriye dönük maillerin taranması ve hemen yapılması noktasında aksiyon alınması gerekmektedir. Bu anlamda 19 Mayıs tarihine kadar geriye dönük hiçbir mailin kalmaması (mart ve nisan ayına ait) önem arz etmekte olup Sayın Bakanımızın talimatı bu yöndedir. Bu hususun gereğini ve önemini bilgilerinize rica ederim.”

Bu 4 günlük karantina sonrası tüm ödemelerin tamamlanması bekleniyor. 2 gün daha sabır…

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.