Cannes’da baş döndüren trafik
OSCAR, Grammy ve daha nice ödül töreni gecelerinde kırmızı halı kritiği yapmaya alışığız; ancak, yüzlerce yıldıza ev sahipliği yapan ve bir ‘kırmızı halılar zinciri’ olarak adlandırabileceğimiz Cannes Film Festivali boyunca olup biteni takip edebilmek başka bir yetenek gerektiriyor. Filmlerin prömiyerleri için düzenlenen davetlerde, festivalin resmi kutlamalarında ve farklı markaların çok özel partilerinde defalarca karşımıza çıkan yıldızların görünümleri o kadar sık değişiyor ki, Cannes Film Festivali’nin stil raporunu oluşturmak bir hayli güçleşiyor. Her ne olursa olsun, senenin en çok merak edilen festivalinden bazı görünümler akılda kalacağa benziyor.
Henüz festivalin ilk günlerinde olsak da aktris Blake Lively üç ayrı görünümü eskitti bile. Lively’nin kırmızı halı yarışında öne çıkmasını sağlayansa Versace imzalı elbisesi oldu. Spagetti askıları ve işlemelerini asimetrik şekillerde kesen transparan bölümleriyle dikkat çeken elbise, en çok konuşulan gece görünümlerinin başına çoktan yerleşti.
Cannes Film Festivali’nde gündüz kuşağının -şimdilik- hakimiyse Victoria Beckham. Aylardan Mayıs, mekan da Fransa’nın güneyindeki günlük güneşlik sahilleri olunca ilk aklımıza gelen uçuşan etekler veya kolsuz elbiseler oluyor. Victoria Beckham ise yere kadar uzanan paçalarıyla dikkat çeken siyah pantolonu, kollarını kıvırdığı beyaz gömleği ve geometrik formlu çanta, gözlük ikilisiyle New York sokaklarını aratmıyor.
Kayıp köpeğin peşinde
Bir telefon direğinde veya bir arkadaşımızın Facebook iletisinde sıkça karşımıza çıkan ‘kayıp köpek’ ilanlarına bir yenisi daha eklendi. Bu defa bir farkla; ilanın sahibi, Fransız mücevher markası Van Cleef & Arpels.
1966 yılında üretilen ‘La Boutique’ koleksiyonunda yer alan köpek figürlü mücevherin yaklaşık 20 senedir kayıp olduğunu duyuran marka, sosyal medya üzerinde başlattığı kampanyayla bu kayıp köpeği arıyor. Zamanında bu sevimli köpeği satın alan kullanıcıyı bulmayı amaçlayan kampanyaya destek olmak isteyenlerse kendi dillerinde hazırlanmış kayıp köpek ilanlarını sosyal medya kanallarında paylaşabiliyor.
Bu tür ilanların, özellikle de sosyal medya sayesinde, kolay sonuç aldığını biliyoruz. Bakalım bu ‘fazlasıyla değerli’ köpek de çabucak bulunabilecek mi?
Bir alametifarika hikayesi
Moda dünyasında kırmızı tabanlı ayakkabılar tutkuyu ve arzuyu simgeler. Zaman içerisinde pek çok marka bu rengi kendi tasarımlarında kullanmış olsa bile kırmızı tabanlar Christian Louboutin ile özdeşleşmiştir. Ancak mahkemeler, aksini iddia etmeye devam ediyor.
Daha önce Avrupa’nın farklı ülkelerinde açılan davalarda kırmızı tabanlı ayakkabıları kendi alametifarikası olarak kabul ettirmeyi başaran marka, İsviçre mahkelerini ikna edememişe benziyor. Geçtiğimiz hafta açıklanan bir mahkeme kararı, kırmızı tabanların bir marka değeri taşımadığını, sadece bir dekorasyon elementi olduğunu belirterek herhangi başka bir markanın bu şekilde tasarım ve üretim yapabileceğine kanaat getiriyor.
Ben şimdiden açıklayayım; bu mahkeme kararını tanımıyorum. Burberry’nin trençkotu, Ray-Ban’in ‘wayfarer’ modeli veya kırmızı tabanlar fark etmez; alametifarika haline gelmiş tasarımlar kağıt üzerinde sahipsiz olsa da gönlümüzde en özel yere sahipler.