Dünyaca ünlü sanatçıların yapıtlarını İstanbul’a taşıyarak müzecilik sektöründe çığır açan, halka sanatı sevdiren, müzelerin önünde uzayan kuyrukları ülkemizde de görmemizi sağlayan özel müzeler şimdi de yurtdışına açılma çabaları içinde... İstanbul Modern Sanat Müzesi’nin Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, yurtdışı için kolları sıvadıklarını söylüyor.
İstanbul Modern’in açılışından bugüne 1.5 yıl geçti. Kuruluşu çok sancılı olmuştu. Bu deneyimler size ne öğretti?
Modern Sanat Müzesi çalışmalarına 1989 yılında başlamıştık. 1989 doğumlu kızım da bu maceranın içinde büyüdü. Bu sürecin 15 yıl sürmesi bence en büyük zorluktu. Sonuçta güzel bir yer oldu. Burayı herkes sahiplendi. Bir buçuk yıl içinde sinema salonumuz, kütüphanemiz, fotoğraf bölümümüz oldu. Müze oluşturduğu yaşam alanıyla hayal ettiğimiz şekilde ziyaretçileriyle kucaklaşıyor.
Turistlerin modern sanata ilgisi nasıl?
İlk dönemlerde İstanbullular ilgi gösteriyordu. Bu yaz sezonu turistler de çoğaldı. Doğrusu Türkiye’de modern sanat müzesi beklenen bir şeymiş. Özellikle gençlerden çok ilgi görüyor müze. İnteraktif medya bölümümüz gençlerin en verimli zaman geçirdikleri yer oldu.
Turistlerin ilgisini çekmek için acentalarla çalışmalarınız oldu mu?
Acentalarla çalışmıyoruz ama onların temsilcilerini müzemizi gezmeleri için davet ettik.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle ortak çalışmalarınız var...
Biz burada şunu gördük. Müzenin iyi şekilde yaşaması için özel sektör, kamu ve yerel yönetimin işbirliği olması gerekiyor. Halka ulaşmak, müzeyi geliştirmek, sürekli etkinliklerin olduğu bir yer olarak yaşatmak için bu şart.
Çocuklar için özel etkinlikleriniz var. Kaç çocuk gezdi müzeyi?
200 bin çocuk gezdi. Gezmek demek aslında tam yapılanları anlatmıyor.
300 OKUL GEZDİK
Neler yapıyor çocuklar burada?
Eğitim programlarımız var, geçici sergilere yönelik çalışmalarımız oluyor. Çocuklar gezdikten sonra eserlerle ilgili akıllarında kalanları, düşündüklerini farklı materyallerle yansıtıyor. Bu yaratıcılıkları için çok güzel çalışmalar. Farklı bölümlerde sanatçıların eserlerini gezip sonra başka ortamda sanatçılarla eserleri eşliyorlar. Ayrıca okulları gezen bir aracımız var.
Kaç okulu gezdiniz?
İstanbul’da yaklaşık 300 okul gezildi. Sergileri taşıyoruz okullara. Yaz okulumuz da ücretsizdi. İstanbul Modern’de farklı etkinlikler, farklı sponsorlar tarafından destekleniyor. Her etkinliğe sponsorların ilgi göstermesi de bizi mutlu ediyor.
Özel sektör Türkiye’de müzelere ilgi gösterene kadar, müzelerde sergilerin açılmasına alışık değildik. Müzeciliğin gelişmesi için olmazsa olmazlardan biri bu mudur?
Kesinlikle çok önemli. Müzenin tanınması, sürekli ilgi görmesi için bu da gerekiyor. Biz yeni sergi açtığımızda ziyaretçi sayımız artıyor. Müze gezme alışkanlığı oluşturuyor, sürekli hangi sergi olduğunu takip eden kitleler oluşuyor.
YURT DIŞINDA İLGİ GÖRDÜ
Modern Sanat müzesi, olarak yurtdışından sergi getirmek Türkiye’nin tanınırlığı için de çok önemli...
Müze yurt dışında beklentilerimizin çok ötesinde ilgi gördü. Türkiye’nin modern yüzü olarak dış basına haber oldu.
51. Venedik Bienali’nden eserler 18 Ekim’de İstanbul Modern’e geliyor. Nasıl başladı bu süreç?
Venedik Bienali, 110 yıllık tarihinde ilk kez ülkemize taşınıyor. 51. Uluslararası Venedik Bienali’nde ilk kez iki kadın küratöre görev verildi. Çağdaş sanatta kadının yeri konusunu işleyen bienalin eş küratörü ve İstanbul Modern’in baş küratörü Rosa Martinez’in seçimiyle ve onların da isteğiyle “Venedik-İstanbul” sergisi ile, bienalin öne çıkan, en etkileyici yapıtlarını İstanbul’a getirdik.
Sergiye gelecek kadın sanatçılar, Türkiye’deki kadınlardan etkilendi mi?
Bu çalışmalar sürerken geldiler. Öncelikle şunu söylemek gerek; dünyanın her yerinde kadın sanatçı az. 1985 yılında New York’ta MoMA’da düzenlenen bir sanat etkinliğinde 169 sanatçının içinde yalnızca 13 kadın bulunması gerçeğinden yola çıkan, bir grup kadın sanatçı ve eleştirmenden oluşan Gerilla Kızlar (Guerilla Girls) sanat dünyasındaki ayrımcılığı eleştiriyor. 21’inci yüzyıldaki misyonları; feminizmi yeniden icat etmek. Gerçek kimlikleri ve sayıları bir sır. Gerilla Kızlar’ın kim olduğunun önemi yok, önemli olan ne yaptıkları. İstanbul’a da Frida Kahlo adlı temsilcileri geldi. Gerilla Kızlar, “Venedik-İstanbul” sergisine sanat ve popüler kültürdeki ayırımcılığı eleştiren ve müzemizin bahçesinde yer alan 6 adet büyük boy posterin yanısıra bu sergi için özel olarak yapılan “Türkiye’de kadın sanatçıların yer ve rolünü irdeleyen” yeni, büyük boy kahve falı posteriyle katılıyor.
Ne tür eserler gelecek?
Özellikle çağdaş kadının toplumsal, kültürel konumu ve sorunlarını, sanat dünyasındaki yerini, zorunlu göç, yersizlik ve yurtsuzluk, direniş, savaş, sürgün, tüketim toplumu, kentleşme ve modern yaşam biçimleri; politik kararlara başkaldırı; cinsel kimlik baskılarına karşı direniş, gelenekler ve küreselleşme eleştirisi gibi çok çeşitli temaları irdeleyen eserler gelecek. İstanbul Modern’in tüm alt katını kapsayacak. Müzenin dış mekânında, Gerilla Kızlar’ın sanat ve popüler kültürdeki cinsiyet ayrımcılığını protesto eden büyük boy afişleri, Rem Koolhaas’ın mimari metaforlar üretmeye çağıran projesi, heykel bahçesinde yer alan Juan Munoz’un 13 tane gülen adamı ve Pascale Marthine Tayou’nun tel örgüler üzerinde rüzgârla uçuşan rengârenk plastik torbaları, eşsiz İstanbul görüntüsüyle bütünleşecek. Çağdaş kadının sorunlarını yansıtan Vasconcelos’un tamponlardan oluşan dev avizesi, Regina Jose Galindo’nun politik kararlara başkaldıran çarpıcı performansından oluşan video çalışması, Mona Hatoum ve Emily Jacir’in mültecilik, zorunlu göç temalarını içeren yapıtları sanırım ki sanatseverlerin oldukça ilgisini çekecek.
“Bu tatsız olaydan sonra ne olur bilemiyorum”
Yurtdışına Türkiye’den modern sanat sergileri gidebilecek mi?
Yurtdışında sergiler açan sanatçılarımız var. Bizim amacımız da yurtdışında bu tür çalışmalar yapmak. Biliyorsunuz 2009 yılında Fransa’da Türk Yılı ilan edildi. Bu son tatsız olaylardan sonra ne olur bilemiyorum ama biz 2009 için çalışma yaparken hep şunla karşılaştık. Ne yazık ki, Fransızlar’ın büyük bir çoğunluğu Ermeni sanatını biliyor ama Türk sanatını bilmiyorlar. Ermeniler yıllardır kendilerini anlatmayı başarmış ama biz anlatamamışız. Sanatla tanıtımın çok önemli bir propoganda olduğunu düşünüyorum. Biz yıllardır modern Türkiye’yi anlatma olanaklarını kullanamamışız. Ama biz tüm bu anlayışı değiştirmeyi planlıyoruz.
Tokyo Müzesi’nin kurucusu İstanbul Modern’e müdür geliyor
Ocak 2007’den itibaren İstanbul Modern Sanat Müzesi’ni sanat tarihçisi, küratör David Elliott yönetecek. Oya Eczacıbaşı “Elliot’ın İstanbul Modern’in önünde yeni ufuklar açacağından hiç şüphem yok” diyor. “Kendisi öncü bir sanat araştırmacısı, çağdaş sanat eserlerini toplayan başlıca kurum haline geleceğiz” diye de ekliyor. Elliott, Tokyo’daki Mori Sanat Müzesi’nin kurucu üyelerinden.