Şampiy10
Magazin
Gündem

Düzenli bir sindirim sistemi için

Probiyotikler aslında bağırsaklarımızda da doğal olarak bulunan faydalı canlılar.
Probiyotikler, zararlı canlıların bağırsak duvarlarına tutunmasını engelleyerek sağlığımız üzerinde olumlu faydalar sağlıyorlar. Günlük tempomuz değişince vücudumuzdaki probiyotiklerin de sayısı azalabilir, bu da sindirim sistemimizi olumsuz yönde etkileyebilir. Oysa azalan probiyotik miktarını dışarıdan alınan probiyotik besinlerle desteklemek oldukça kolay.
Probiyotikleri nereden
nasıl alabilirim?
Probiyotikler bazı özel yoğurtlarda, bazı bebek besinlerinde, bazı dondurmalarda ve bazı kapsül şeklinde ilaçlarda bulunuyor. Ülkemizde probiyotik besinler hayatımıza probiyotik yoğurtlarla girdi. Probiyotik besinler bugün tüm dünyada güvenle tüketiliyor. Yeni araştırmalarla probiyotiklerin yeni faydaları da ortaya çıkıyor.
Bu yoğurtları birçok kişi denemiş olmasına rağmen çoğumuz bu ürünlerin sindirim sistemini düzenlemeye nasıl yardımcı olduğunu bilmiyoruz.
Çok basit... Mayasındaki probiyotikler sayesinde. Günlük temponuz değişince vücudunuzdaki probiyotiklerin de miktarı azalabiliyor, bu sindirim düzenini bozabiliyor. Halbuki vücudunuzdaki probiyotik miktarını, probiyotik yoğurtlarla kolayca destekleyerek sindirim sistemi şikayetlerini azaltmak mümkün.
Probiyotik yoğurtlar sağlık faydası sunan özel yoğurtlar. İçerisinde vücudunuza zarar verebilecek maddeler yok. Ayrıca ilaç ya da koruyucu katkı maddesi de içermiyorlar.
Alışkanlık yapıyor mu?
Probiyotik yoğurtları kullanmaya başlayan birçok kişi alışkanlık yapar mı endişesi taşıdığından kullanmayı bırakıyor. Bazıları başka başka çarelere başvuruyor, çünkü aradaki farkı tam olarak bilmiyorlar.
Siz probiyotik yoğurtları kullandıkça, gün be gün, mayalarındaki probiyotikler ile vücudunuzdaki probiyotik seviyesini desteklemiş olursunuz. Bu zaman alan, ama vücudunuzu zorlamadan, zarar vermeden işleyen doğal bir süreç. Probiyotik yoğurtlar etkilerini birden değil zamanla gösterdiği için sindirim sisteminizin görevini onun yerine yapmıyor, bu nedenle tembellik ya da alışkanlık yaratmıyor.
Probiyotik yoğurtların normal yoğurttan farkı ne?
Adından da anlaşılacağı gibi Probiyotikler! Probiyotik yoğurtlar da bildiğimiz yoğurt gibi süt ve mayadan yapılıyor, ancak, probiyotik yoğurtların içerisinde normal yoğurdu mayalarken kullandığımız mayaya ek olarak probiyotikler bulunuyor.
Probiyotik yoğurtlar, yoğurdun sağladığı faydalara ek olarak probiyotiklerin faydalarını da sunuyor.
Bu besinlerle sindirim
sistemi düzene girer mi?
Düzenli bir sindirim sistemi için probiyotik besinleri tüketmenin yanı sıra dengeli ve yeterli beslenmeye, düzenli spor yapmaya da özen göstermelisiniz.
Kalorisi yoğurttan daha mı fazla?
Hayır. Sade probiyotik yoğurt, sade yoğurttan; meyveli probiyotik yoğurt ise meyveli yoğurttan daha düşük kaloriye sahip.


Dr. Bradley’nin light mutfağı

Salata sosu

Malzemeler:
n 1 kutu sade Activia
n 1 yemek kaşığı zeytinyağı
n 2 yemek kaşığı limon suyu
n 2 yemek kaşığı su
n Yarım demet dere otu veya maydanoz
n 1 tatlı kaşığı çörek otu (veya susam)
Hazırlanışı:
Tüm malzemeyi bir kapta karıştırıcıyla çırpın.
İçine çörek otunu da ilave edin.
Not: Bu salata sosu benim keşfim, iddia ediyorum; Fransız salata soslarını aratmıyor. Koca bir kap salataya karıştırıp yiyin, haftada 2 akşam sadece çorba ve bu salatayı yiyerek kilomu koruyorum.


Sepetteki Sağlık

Ekİnezya
n Bağışıklık sistemini güçlendiren bir bitki.
n Hakkında birçok bilimsel araştırma yapılmış.
n Vücudu bakteriler ve virüslerden koruyan akyuvarların kandaki miktarını artırıyor.
n Soğuk algınlığından korumada etkili; ilk belirtilerin görülmesinden itibaren 2 haftalık kür şeklinde alınmalı.
n Uzun süreli kullanımda etkisi azalıyor.
n Doktora danışarak ve aralıklarla kullanılmalı.

Yazının devamı...

Yılbaşı sonrası depresyona girmeyin


Yılbaşında armağanlar alır-veririz, en güzel giysilerle partilere katılır; güler, eğleniriz. Tatillere çıkılır. Kesenin ağzı açılır. Sonrasında bütün bu tatlı telaş biter, yerini derin bir boşluğa bırakır. Önümüzde birçok sorumlulukla dolu koca bir yıl bizi beklemektedir. Kredi kartlarıyla yaptığımız yüklü harcamaların da taksitleri ödenecektir. Üstelik kara kış bastırmıştır. İşte bu düşüncelerin karamsarlığıyla çoğu kişi hafif depresyona girer. İngilizler buna ‘post christmas blues’ der.
Bu hafif depresyondan korunmak için en iyi yöntem mi? Spor yapmak! Spor, endorfin denen keyif verici hormonların daha çok salgılanmasına yardımcı olur. Hem fit kalmanızı sağlar, hem de depresif olmanızı engeller.



Daha enerjik-neşeli olmak için nasıl beslenmeli?

n Az ama sık yiyin.
n Bol taze sebze-meyve tüketin.
Özellikle koyu yeşil yapraklı sebzeleri, C vitaminini bol içeren yeşil- kırmızı biber gibi sebzeleri, portakal, greyfurt, mandalina, kivi, çilek gibi meyveleri tercih edin.
n Şeker, şekerli yiyeceklerden uzak durun.
n Kan şekerini yavaş yükselten karbonhidratlarla beslenin.
Kepekli ekmek, makarna, pirinç...
n Bol balık yiyin.
n Kafeinli içecekleri azaltın.
n Alkol tüketmeyin.
n Günde en az 1,5 litre su için.
Kendinizi sürekli yorgun ve mutsuz hissediyorsanız mutlaka bir doktora başvurun.
Yararlı destekler
n C vitamini: Günde en az 500 mg.
n İyi bir B kompleks: İçinde B vitaminini en az 25-50 mg bulunduran bir vitamin gerekli.
n Co-enzim Q 10: Enerji üretiminde gerekli, vitamin benzeri bir madde. Hücrelerde enerji üretimi için çok önemli. Hem vücutta üretilebiliyor, hem de yiyeceklerle alınabiliyor. Yiyeceklerle alınanın kullanılabilmesi için karaciğerde işlemden geçmesi gerekiyor. Bunun için de sağlıklı karaciğer şart. Yaşla birlikte ve yanlış beslenmeyle üretimi azalıyor. Vücudun toksinlerden arınmasını da sağlıyor. Eksikliğinde ana belirti halsizlik ve enerji kaybı.
n Ginseng: Çin’de 2000 yıldan fazla süredir kullanılan bir bitki kökü. Toniklerin kralı olarak adlandırılıyor. Sibirya ginsengi adlı türünün şimdiye kadar belirlenmiş bir yan etkisi yok.
n Dikkat: Yüksek tansiyonunuz varsa ginseng kulllanmamalısınız.
Tüm bu destekleri doktorunuza danışmadan kullanmayın.


Chado: Çaya giden yol

Çaya bayılırım. 97 yaşında vefat eden anneannem her gün 1 demlik çay içerdi. Ben de onun yolunda devam ediyorum. Çay sükunettir, kahve ise telaş, koşuşturmaca...
Rooibos çayından bahsetmiştim. Chado adlı şirketin internet sitesinden sipariş verebiliyorsunuz. Chado çayın hazırlanışından başlayarak sunuş ve içilmesini içeren tüm seremoniye verilen isim bu. Şirketin internet sitesinde taa San Francisco’dan ısmarlayıp getirttiğim antioksidan gücü yüksek inci tanesi yasemin çayını da gördüm. Yükte hafif pahada ağır bir çay bu, ama sağlık için değer inanın. www.chado.com.tr

Yazının devamı...

Yılbaşı akşamı diyeti-miyeti boşverin, keyifle yiyin!

Kilo alma korkusunu bir yana bırakıp canımızın istediğini yiyip, içeceğiz. Yılbaşı akşamının keyfini çıkartacağız. Size önerim çok özel günlerde diyeti boşverin, sevdiklerinizle birlikte bu özel anların keyfini çıkartın.


Bir planınız olmalı
Yılbaşı ertesinde çoğumuz “kontrolü kaybettim” hissine kapılırız. Ancak unutmayın kontrol sizde, kaptan sizsiniz. Ne yiyeceğinizi siz belirliyorsunuz. Önemli olan beyniniz. Eğer siz yapacağım diyorsanız, yaparsınız.

Artıklara dadanmayın
Yılbaşında hediye gelen çikolatalar hâlâ duruyor mu? Eğer bunları yemeye devam ederseniz kilo almanız kaçınılmazdır. Çikolatalara el atmadan önce 5 dakika düşünün. Neden yiyorsunuz? Eğer duygusal nedenlerle yiyecekseniz, su veya bitki çayı için, bir 20-30 dakika bekleyin. Sakinleştiğinizi, vazgeçebildiğinizi göreceksiniz.
Kendinizi tartmayın
Yılbaşı akşamının ertesinde yapılan en büyük hatalardan biri! Gördüğünüz tabii ki hoşunuza gitmeyecek. Zaten hissetmiyor musunuz? O zaman daha yeni yılın ilk günü sinir bozmak niye? Yediğiniz yiyeceklerdeki şeker, yağ,, tuz, alkol nedeniyle kendinizi şiş hissediyorsunuz hemen egzersize başlayın. Ertesi gün bu duygu ortadan kalkacaktır. Kendinizi 2-3 gün sonra tartın.
Bol bol su için
Limon sindirimi kolaylaştırır. Gün boyunca bol bol su için.
İyi uyuyun.
Çoğu kişinin bilmediği veya farkında olmadığı bir gerçek var: Uyku kilolarla savaşta en iyi silahlardan biri. Yeterli uyumadığımızda stres hormonları aktive oluyor. Bu da kan şekerimizin dalgalanmasına ve de kendimizi daha çok aç hissetmemize neden olup bizi daha çok yemeye itiyor. Ertesi gün mutlaka erken yatağa girin ve 8 saat uyuyun.
Detoks yapın
Hiçbir şey yemeyip kendiniz cezalandırmayı mı düşlünüyorsunuz? Sakın! Onun yerine detoks yapın. Hayvansal hiçbir ürün yemeden sadece çorba-sebze -meyve yiyeceğiniz bir gün geçirin.
Egzersize başlayın
Yılbaşı akşamı aldığınız fazla kalorileri yakmak için bayağı çaba gerekecek. Yılbaşı gecesini izleyen hafta boyunca en az 3 kez bir saat tempolu adımlarla yürüyün. Hafta boyunca 1000 kalori kadar yakmaya çalışın. Tempolu adımlarla 1 saat yürüyüşte ortalama 300 kalori yakılır.


Light mutfaktan 31 ARALIK için sunumu şık bir tatlı

Muz topları

Malzemeler:
n 2 olgun muz n paket bebe bisküvisi
n bardak light süt
n 1 paket bitter çikolata ( yüzde 70 kakaolu olanı tercih edin)
n Hindistan cevizi
Hazırlanışı:
n Muzları çatalla ezin ve derin bir kaba alın. Üzerine robotta çekilmiş bisküvileri, sütü ve benmari* usülü ertilmiş çikolatayı da koyun ve kaşıkla karıştırın. Cıvık olursa biraz daha bisküvi ekleyin. Elinizle küçük toplar yapıp hindistan cevizine bulayın ve buzdobında dinlendirin. Küçük pasta kağıtlarının içinde servis yapın.
*Benmari: Çikolatayı ısıya dayanıklı bir kaba koyun. Sonra bu kabı su dolu başka bir kabın içine oturtun. Alttaki tenceredeki su kaynasın. Çikolatayı bu şekilde eritin.
Bradley Mutfağı adlı kitapta da var.


1 OCAK 2009 diyetiniz

Kahvaltı:
n 1 elma n 1 büyük bardak ılık limonlu su
Öğlen:
n 1 büyük kap sebze çorbası (yağsız-unsuz) n 1 dilim çavdar ekmeği
n 1 büyük kase salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağlı-limonlu)
Ara:
n 1 portakal + 1 elma
Akşam ( en geç 19.00 ’da yenmeli)
n 1 büyük kap sebze çorbası
n 1 dilim çavdar ekmeği
n 1 büyük kase salata
Ara: n 1 nar
Yeni Yılınız Kutlu Olsun!

Yazının devamı...

Kilo vermenin ve formda kalmanın en sağlıklı yolu

Üniversiteyi bitirirken 51 kiloydum. Aradan 20 yıl geçti 54 kiloyum. Hmmm! hiç fena değil! Bunun için bayağı çaba sarf ediyorum ama, inkar edecek değilim!
Kendimi en iyi ne zaman hissettim diye düşündüm ve buldum: Düzenli olarak haftada 3 gün medikal egzersiz yaptığımda kendimi hiç olmadığım kadar iyi ve güzel hissetmiştim.
Bel ağrısından yakınıyordum. Bu ağrının hiç aklıma gelmeyen bir nedenle; sırt kaslarımın zayıf olması nedeniyle ortaya çıktığı anlaşıldı. Teşhisi koyansa medikal egzersiz sistemini Türkiye’ye getiren Full-Med’in Sahibi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Semra Ercan.
14 özel spor aletinden tek tek geçirip vücudumdaki tüm kasların direncini ölçtü. Sırt, karın ve kol kaslarımın gücü normalin çok aşağısındaydı. Bana özel bir spor programı hazırladı ve haftada 3 gün medikal egzersize başladım.
Medikal egzersiz sayesinde:
Kan ter içinde spor yapmaktan da kurtuldum.
Kendimi çok daha fit ve esnek hissetmeye başladım.
Bel ağrım geçti!
Dr. Ercan’dan tıbbi egzersiz konusunda aldığım bilgiyi sizinle paylaşmak istiyorum.


Yaşlanmayı durduruyor

Medikal egzersiz nedir?
Eklem ve kasların tam fonksiyonda çalışmasına olanak veren egzersiz programıdır. Doktor tarafından düzenlenir ve fizyoterapist tarafından uygulanır.
Tam vücut fonksiyonu nedir?
Daha önce geçirilmiş eklem ve kas sakatlıkları ve hastalıkları ne olursa olsun ideal vücut yapısına ve ideal kas hücre sayısına ulaşabilmektir.
Maksimum kas hücre sayısı nedir?
Kas hücresi egzersizle iki şekilde geliştirilir. Ya mevcut kas hücresinin hacmi artar ya da kas hücre sayısı artar. Mevcut kasların hacmi arttığı zaman mitokondri sayısı aynı kalır metabolizmada gelişim olmaz. Hücre sayısı artınca kasların kapasitesi artar ve mitokondri sayısı hücre sayısına paralel arttığı için metabolizma iyi çalışır ve yaşlanma durur.
Mitokondri sayısı niçin önemlidir?
Kas hücrelerinde bulunan mitokondriler gelişen kimyasal reaksiyonlarla vücut metabolizmasının ve tüm vücut organları için gerekli enerjiyi üretirler. Mitokondri sayısı azalınca şişmanlık başlar, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol düzeyi, karbonhidrat metabolizmasında aksaklıklar, hipoglisemi ya da hiperglisemi, depresyon gibi sağlık sorunları ortaya çıkar.


En çok merak edilen sorular ve cevapları!

Medikal Egzersizde hedef; kas hücre sayısını artırmak ve egzersiz yapma bilinci kazandırmaktır.
Medikal egzersiz nasıl uygulanır?
Doktor muayenesi ile fonksiyonel kapasite saptanır, kas testi yapılarak kasların mevcut profili çıkarılır, uygun egzersiz programı doktor tarafından düzenlenir. Egzersiz programı fizyoterapistler tarafından bireysel çalışma olarak uygulanır. Kas ölçümleriyle program doktor tarafından yeniden düzenlenir. Maksimum kapasiteye ulaşıncaya kadar program 6 aylık bir progresyon göstermektedir.
Medikal egzersize kimlerin ihtiyacı vardır?
Spora rağmen eklem sakatlığı yaşayanlar, çabuk yorulanlar, stresle yaşayanlar, masa başı çalışanlar, kilo fazlası olanlar, diyete rağmen ideal kilosuna ulaşamayanlar. Baş, boyun, sırt, bel ve bacak ağrısından yakınanlar, fibromyalgia ve fatigue sendrom problemi olanlar, solunum, dolaşım, metabolik hastalığı olanlar, 40 yaşını geçmiş ancak genç kalmak isteyenler ve ekstrem spor yapmak isteyenler
Medikal egzersizler ne sıklıkta uygulanır?
Egzersiz programı haftada üç gün uygulanır. İki egzersiz arasında minimum 30 saat geçmesi gerekir.
Ağırlık çalışmasında doktor kontrolü niçin gereklidir?
Kas grupları arasındaki dengesizliklerin ortadan kaldırılabilmesi için.
Medikal egzersizlerle kazanılanlar ne kadar sürer?
Spor yapılması halinde ömür boyudur.
Ne zaman spor salonunda güvenli egzersiz yapılabilir?
Eklem ve kas grupları arasındaki dengesizlikler giderildikten ve maksimum kapasiteye ulaşıldıktan sonra yapılabilir. Detaylı bilği için info@full-med.com adresini kullanabilirsiniz.

Yazının devamı...

Yılbaşına kadar hafifleme diyeti

Kurban Bayram’ı tatilinden 1-2 kilo yüklenerek döndünüz. Yılbaşı akşamı da çok yaklaştı. En gözde elbiseniz biraz dar gibi... Acil bir şeyler yapmanız gerekli. Ne mi yapacaksınız? İşte zorlanmadan, birkaç kilo hafiflemenizi sağlayacak önerilerim... Bu aralar ben de yapıyorum!


n Kahvaltı
1 orta boy muz
n Öğlen
5 gün, ızgara et /tavuk/ balık/ 4 köfte, salata (istediğiniz kadar-1 tatlı kaşığı zeytinyağlı)
2 gün, çorba, salata
n Ara (Saat 16-17.00)
1 elma
n Akşam
5 gün, 6 yemek kaşığı sebze yemeği, 1 kase light yoğurt,
1 dilim ekmek
2 gün 1 kase çorba, Salata.
n Gece
1 elma + 2 mandalina
n Not:
Elma yerine 1 armut, mandalinalar yerine 1 portakal yiyebilirsiniz. Gün boyunca 1,5-2 litre su içmeye çalışın.
Sudan hoşlanmıyorsanız bitkisel çaylarla bu miktarı yakalamak mümkün.



Dr. Bradley’nin light mutfağı

Bu kez yılbaşı akşamına hazırlanırken kullanabileceğiniz hafifletici çorba tariflerim var:


ÇORBA 1

Malzemeler:
n 6-7 domates rendesi
n 1 havuç rendesi
n 1/2 kahve fincanı kırmızı mercimek
n 1/2 kahve fincanı arpa şehriye
n Baharat
n 1 litre su
n Limon suyu (isteğe bağlı)
Hazırlanışı: Tüm malzemeyi, şehriyeler pişinceye kadar kaynatın. Limon suyunu kasenize ekleyebilirsiniz.


ÇORBA 2

Malzemeler:
n 1 baş sarımsak
n 2 orta boy havuç
n 2 kabak
n 2 sap kereviz
n 1 sap pırasa
n 2 yaprak lahana
n 1 litre su
Hazırlanışı: 1 litre kaynayan suya 1 baş sarımsak atın. Kereviz-havuç-kabak-pırasa-lahana gibi sebzeleri de atıp 20-25 dakika kaynatın. Mikserden geçirin.


ÇORBA 3

Malzemeler:
n 3 kabak
n 1 soğan
n 5 domates
n 1 litre su
n Baharat
Hazırlanışı: Kabak, soğan ve domatesleri rendeleyin. Tüm malzemeyi birlikte kabaklar pişinceye kadar kaynatın.



Dinozorlar keyifle yiyememiş!


Güney Afrika’dan yeni döndüm. Cape Town’ın ünlü Kirstenbosch botanik bahçelerinde gezerken en çok ilgimi çeken fotoğrafta gördüğünüz bitki oldu. Adı: Cycad. ‘Zayked’ diye okunuyor. Lakabı; ‘yaşayan fosil’. Dinozorlar çağından kalma; yani 150 milyon yıldır varlar. Bazı bilimadamları 250 milyon yıl önceye ait olduklarına inanıyor. Çok sert, sivri dikenli olduklarından dinozorlar yiyip bitirememiş. Palmiye gibi göründüğüne bakmayın, dokunduğunuzda neden yiyemediklerini anlıyorsunuz. Bu arada küçük bir not: Tanesi 10 bin dolar! Güney Afrika’da alırsanız mutlaka belgesini saklamanız gerekiyor.


Arı poleniyle direncinizi arttırın


Şu sıralar herkes soğuk algınlığı veya nezleden yakınıyor. Sıcak evlerimizden sokağa çıktığımızda, sıcak-soğuk farkına uyum sağlamakta güçlük çekiyor, hastalanıyoruz. Direncinizi artırmak için bir önerim de düzenli olarak arı poleni yemek.
ArI polenİ nedİr?
n Arıların yavrularını beslemek amacıyla çiçeklerden topladığı ve bu sırada kendi sindirim enzimleriyle karıştırarak değişikliğe uğrattığı madde.
n 1 çay kaşığı polen için 1 arı günde 8 saat ve tam 1 ay çalışıyor.
n 2 çay kaşığında 90 kalori var.
n Fenilalanin içeriyor; iştahı kesiyor.
n Lesitin var; yağ metabolizmasını hızlandırıyor.
n Enerjiyi artırıyor.
n Çin tıbbında enerji artırıcı, besleyici tonik olarak kabul ediliyor.
n Yüzde 35 protein, yüzde 55 karbonhidrat, yüzde 3 vitamin-mineral, yüzde 2 yağ asidi içeriyor.
n Erişkinlere günde 2 çay kaşığı yeterli.
n Bal ve arıya alerjisi olanlar almamalı. Alerjik bünyeniz varsa yine önermiyorum.

Yazının devamı...

Katarakt ve beslenme ilişkisi


Oysa sinyallerini çok erken yaşlarda da verebiliyor. Çoğumuz kataraktla beslenmenin ne ilişkisi var diye soruyorsunuz şimdi, eminim. Tüm hastalıklarla olduğu gibi kataraktla da yediğimiz yiyeceklerin direkt ilişkisi var.
Nedir? Işık lens tarafından gözün gören kısmına (retina) yönlendirilir. Lensin transparan, jöleye benzer bir yapısı vardır. Bazen gözdeki lens transparanlığını yitirir ve görmede bozukluklar oluşur. Bu duruma katarakt denir.
Nedeni Katarakta neden olarak lensteki proteinlerin serbest radikal denen yıkıcı moleküller tarafından bozulması gösteriliyor.


Serbest radikal nedir?
Her canlı hücrenin hayatta kalabilmek için oksijene ihtiyacı var. Ancak oksijenin aynı zamanda tehlikeli bir yanı da var. Normal biyokimyasal reaksiyonlarda dengesiz hale gelip, çevredeki molekülleri okside edebiliyor, hücrelerin yapısını bozabiliyor. Bu okside olmuş moleküllere serbest radikal deniyor. Bunlar vücudumuz için en tehlikeli toksinler. Kansere, damarsal yapı bozukluklarına ve yaşlanmaya neden oluyorlar.
Serbest radikallerin vücutta yol açtığı zararı artıran birçok neden var.
n Stres n Sigara n Aşırı yağlı beslenme n Alkol n Aşırı güneşe maruz kalma...
n Serbest radikal üretimini artıran nedenlerden biri de güneş ışığı. Gözlerinizi iyi güneş gözlükleriyle güneşten korumaya çalışmalısınız.
n Vücudunuzu serbest radikallerin etkisinden korumak için antioksidan gücü yüksek sebze ve meyvelere yönelmelisiniz.
n Kataraktı olanların iyi bir antioksidan kompleksi kullanmalarında yarar var.


Jennifer Lopez formunu nasıl koruyor?


İri, ama kesinlikle yağlı değil, kaslı Lopez. En önemlisi fazla yemiyor! “Sofradan şiş kalkmaktan hoşlanmıyorum” diyor. Çocukluğunda hep karbonhidrattan zengin beslenmiş. Artık çok bilinçli hareket ediyor. Özel spor eğitmeniyle haftada 4 kez sporu var. Ayrıca yoga da yapıyor.



Zencefilli domates çorbası

Malzemeler:
n 1 kg. domates (doğranmış)
n 2-3 diş sarımsak (kıyılmış)
n 1 iri soğan (kıyılmış)
n 1 yemek kaşığı zeytinyağı
n 2-3 kırmızı biber
n 1 tatlı kaşığı rendelenmiş taze zencefil
n 1 çay kaşığı karabiber
n 2 bardak su
n 1 limon
n 1 tatlı kaşığı susam
Hazırlanışı:
Limon suyu, zeytinyağı ve susam hariç tüm malzemeyi bir tencereye koyup orta ateşte 15 dakika kadar pişirin. Piştikten sonra içine limon suyu ve zeytinyağını da ekleyip karıştırıcıyla çırpın. Kaselere alıp üzerinde susamla servis yapın.



Kansere ve yaşlanmaya karşı koruyan çay: Rooibus

Güney Afrika’dan yeni döndüm; bol bol Rooibus çayı yüklenerek. Bana çayı satan hanım sıkı sıkı tembihledi: “İçtikten sonra demliği sakın çöpe dökme, bitkilerine dök! Gör bak, nasıl gelişecekler.” Deneyeceğim.
Rooibos Çayı
n Roy-boss diye okunuyor.
n Bir Güney Afrika bitkisi.
n Nesiller boyu kullanılmış.
n İlk kez 1772’de İsveçli botanik uzmanı Karl Thunberg yerlilerin çalıdan kırmızı bir çay yapıp içtiklerini not etmiş.
n Aynen siyah çay gibi hazırlanıyor.
n Güney Afrika’da süt ve şeker karıştırarak içiyorlar.
n Kırmızı-kahve renkli, kabuklu kuruyemiş aromalı bir çay.
n Kafein içermiyor; akşamları rahatlıkla içebilirsiniz. Uykunuzu kaçırmıyor.
n Yüksek antioksidan özellikleri var.
n Sinirsel gerginlik, alerjii sindirim sistemi sorunlarına iyi geliyor.


Yararlı destekler

Beta karoten: (A vitaminin bitkisel şekli)
Havuç, domates, patates, koyu yeşil yapraklı sebzeler, baklagiller, kereviz, avokado, cashew.
C vitamini: Kırmızı ve yeşil biber, koyu yeşil yapraklı sebzeler, narenciye grubu meyveler, çilek, brokoli, kavun, bezelye, soğan, lahana, Brüksel lahanası, domates.
E vitamini: Sebze yağları, zeytinyağı, balık yağı, yumurta sarısı, domates, koyu yeşil yapraklı sebzeler, ceviz, fındık, badem, fıstık, susam.
Çinko minerali: İstiridye, deniz ürünleri, tam ekmek, et (özellikle koyun ve dana eti), peynir, yumurta sarısı, zencefil kökü, buğday ürünleri, karaciğer, susam-ayçiçeği çekirdekleri, kakao, esmer pirinç, badem, bezelye, turp.
Selenyum: Deniz ürünleri, susam, mantar, kabak, lahana, tavuk, karaciğer.
Bilberry: Standart antioksidanların yanı sıra bilbery ekstresi almak da kataraktı önlemek veya oluşumunu yavaşlatmakta yarar sağlayabilir. Bilberry yıllardır bitkilerle tedavi yapan kişiler tarafında katarakt da dahil göz sorunlarını çözmekte kullanılıyor.

Yazının devamı...

Yedikleriniz başınızı ağrıtmasın

Ama geçmek bilmeyen bu ağrının yediklerinizle veya yetersiz su içmemekle ilgisi olabileceğini unutmayın.

Hastalarıma, yeni beslenme biçimlerine başladıktan sonraki hafta, “Baş ağrınız geçmiş olmalı, değil mi?” diye sorarım. Şaşırarak bakarlar yüzüme, şimdiye kadar migreni olanlar dışında hep “evet” yanıtı aldım. Çünkü yediklerinizin baş ağrısı yapabilir. Baş ağrılarının diyetle ilgili en büyük nedeni yetersiz su içmek. Baş ağrısından yakınıyorsanız günde en az 1,5 litre su içmeye çalışın. “Kafein ve başağrısı arasında bir ilişki var mı?” diye soranlara “Evet!” diyorum. Sudan sonra önemli bir ağrı nedeni de kafein bağımlısı olanlarda görülen geri çekilme belirtileri. Eğer düzenli olarak çay, kahve, kolalı içecek tüketiminiz varsa bıraktığınızda birkaç gün baş ağrısı olacaktır. Belirtileri hafifletmek için kafeinsiz çay-kahve içebilirsiniz. Daha sonraki günlerde de bunların yerini bitkisel çaylarla doldurmaya çalışın.

Çaysız, kahvesiz yapamıyoruz!

Türkiye’de en çok tüketilen içecek çay, ikinci sırayı kahve alıyor. Her ikisi de uyarıcı etkili kafein, teofilin ve teobromin adlı maddeleri içeriyor. Kafein az miktarda alındığında canlandırıcı etkisi var, ama bu etki çok kısa süreli. Uzun süre ve aşırı tüketildiklerinde sağlığımıza zarar veriyorlar. Yüksek dozları sinirlilik, depresyon, uykusuzluk, migren, titremeler, kalp atışında anormallikler ve yüksek tansiyona neden olabiliyor. Kafeinin önemli bir yan etkisi daha var: Vücudun stresle başa çıkabilmek için kullandığı 200’den fazla enzimin çalışması, sağlıklı saçlar ve cilt için gerekli olan Zn (Çinko) mineralinin emilimini de engelliyor. Ayrıca bağımlılık yapıcı. Bu etki öylesine güçlü ki yalnızca birkaç saat çaysız-kahvesiz kalındığında bile davranış değişikliklerine yol açıyor. Baş ağrısı, halsizlik, konsantrasyon güçlüğü, sersemlik bunlardan bazıları... Çay ve kahve yemekten önce veya sonra içildiklerinde yiyeceklerin içindeki demirin emilimini engelliyorlar. Böylece kansızılığa neden oluyorlar. Demir emilimindeki en büyük suçlu çayda bulunan tannin adlı madde. Aşırı tüketimezse çayın çok iyi yanları da var; Aynen aspirin gibi kanı inceltici özelliğe sahip. Bu nedenle kalp krizi riskini azaltıyor. Artı, uyarıcı etkisi kahve kadar güçlü değil. Ancak koyu bir bardak çay , koyu olmayan bir kahve kadar çok kafein içerebiliyor.

Dr. Bradley’nin light mutfağı

Malzemeler
4 ayva rendesi
4 poşet Stevia veya normalde kullandığınızın yarısı kadar toz şeker.
10 adet karanfil
1 yemek kaşığı limon suyu
1 yemek kaşığı tarçın
Üzerini geçecek kadar su
Hazırlanışı: Tüm malzemeyi önce orta, sonra kısık ateşte arada çevirerek pişirin.
Kavanoza koyup buzdolabında saklayın.

Sepetteki Sağlık

Ayva
C vitamini kaynağı.
Kanı sulandırır.
B vitamini içerdiği için sinir sistemine iyi geliyor.
Tok tutuyor;
kilo verme programlarının gözdesi.
Yüksek pektin içerdiğinden ilk saç spreylerinin yapımında kullanılmış.
100 gramında 63 kalori var.

Yazının devamı...

Gaz sancısına mahkum olmayın

Belki farkında değilsiniz ama spastik kolon hastası olabilirsiniz. Belirtileri dinleyin, önleminizi alın.

Spastik kolon (IBS: Irrite Bağırsak Sendromu) şişkinlik, aşırı gaz, karın bölgesinde rahatsızlık, ağrı, kabızlık veya ishal gibi belirtilerle seyreden, çok sık görülen bir ‘sindirim sistemi fonksiyon bozukluğu’. Aslında altında yatan herhangi bir hastalık yok. Ama aşırı hassaslaşan kalın bağırsak düzgün çalışmamaya, bağırsak kasları normalden daha fazla kasılmaya başlıyor. Kronik bir rahatsızlık. Belirtiler aralıklı olarak ortaya çıkar, bazen uzun dönem hiçbir yakınma olmaz. IBS bir hastalık değildir, ilerlemez, arada alevlenip tekrar yatışır. Her yaşta görülebilir, ama daha çok gençleri ve orta yaştakileri etkiliyor. Kadınlarda görülme sıklığı daha fazla. İşin iyi tarafı, yalnızca diyet değişikliği ve yaşam biçiminde değişikliklerle önemli oranda rahatlamak mümkün. Çoğu kişinin, yaşamları önemli oranda negatif biçimde etkilenmesine rağmen, böyle bir rahatsızlıktan haberi bile yok!

Belirtileri

Karın ağrısı veya rahatsızlık

Şişkinlik ve aşırı gaz

Kabızlık ve/veya ishal

Bağırsakların boşaltılamadığı hissi

Diğer belirtiler: Yorgunluk, sık idrara çıkma, sırt ve bel ağrısı, seks sırasında ağrı duyma, çarpıntı, nefes darlığı, hırıltılı solunum.

Nedenleri

Nedeni tam olarak belli değil. Bağırsaklarda herhangi bir hastalık yok, incelemelerde tamamen normaller. Psikolojik, fizyolojik ve beslenme şeklinden kaynaklanan nedenlere bağlı olduğu düşünülüyor. Her kişide farklı neden veya nedenlerle tetikleniyor. Yiyeceklerin çok önemli rolü var. En çok görülen nedenler; Liften fakir beslenme şekli, yiyecek alerjileri, enfeksiyonlar, antibiyotik kulanımı, stres, adet görme ve sigara.

Tedavi

Tamamen ortadan kaldırıcı bir tedavi yok. Tedavide amaç belirtilerin şiddetini azaltmayı, tekrarlamasını önlemek. IBS’lilerin yaşam stili ve beslenme şekillerini değiştirmeleri gerekiyor. Şimdiye kadar yaşamlarındaki başka faktörleri değiştiremeseler bile IBS’e özel hazırladığım beslenme programlarına birebir uyanlarla büyük başarı sağladık.

Şu önerilerime uyarsanız önemli bir rahatlama sağlarsınız

Liften zengin yiyeceklerle beslenin.

Size dokunan yiyecekleri tespit ederek bu yiyecekleri yemeyin.

Sık ama az yiyin.

Susuz kalmayın.

Her gün bir kase yoğurt yeyin.

Gaz yapan yiyeceklerden uzak durmaya özen gösterin.

Nane, papatya, rezene gibi gaz sancılarını azaltan çaylar için.

Yemeklerinizi sakin bir ortamda yemeye çalışın.

Karnınıza masaj yapın.

Daha çok hareket edin.

Sigarayı bırakmaya çalışın.

Alkol tüketimini azaltın.

Gevşeme teknikleri deneyin.

Stresi azaltmaya çalışın.

Angelina Jolie’nin sırları

“Bu kadın doğum kilolarını nasıl bu kadar hızlı atabiliyor” diye soruyor musunuz? Daha yeni ikiz doğurdu üstelik! Angelina Jolie’nin her zaman formda olmasının sırrı, ‘5 Faktör Fitness programı’nda! Holywood yıldızlarının fitness gurusu Harley Pasternak’la çalışıyor Angelina. Pasternak yıldızın sırrını şöyle açıklıyor:

5 Faktör Fitness Programı!

Bu program beslenme stili ve egzersizi birleştiriyor. Programda haftada 5 gün spor yapıyor ve sağlıklı bir beslenme biçimi uygulanıyor.

Günde 5 öğün yeniyor. Kan şekerini yavaş yükselten yiyecekler, sağlıklı yağlar, protein ve tokluk için bol lifli besinler.

Spora gelince: Haftada 5 kez 1 saat spor şart. 25 dakika kardiyonun yanı sıra kickbox (saatte 800 kalori harcatıyor), dalma, kano, yoga...

Angelina ne kadar zahmetsiz kilo veriyor gibi görünüyordu, değil mi? İşin aslı öyle değilmiş!

Sepetteki Sağlık

Keten tohumu


İyileştirici yağlardan olan Omega 3 yağ asitlerinden çok zengin.

Kalp damarlarını koruyucu etkiye sahip.

Proteinden zengin; yüksek kalitede aminoasit içeriyor.

Lif içeriği yüksek; kabızlığa çok iyi geliyor.

M.Ö 5. yüzyılda tıbbın babası Hipokrat keten tohumunun iyileştirici gücünden bahsetmiş.

1 yemek kaşığında 56 kalori var.

100 gramında 470 kalori var.

Papaya

Orta Amerika meyvesi olan olan papaya ilk olarak Karayip yerlileri tarafından üretilmiş. Adını da onlar vermiş. A ve C vitamini yönünden oldukça zengin olan papayanın etli kısmı sindirime yardımcı kimyasal bileşikler içeriyor. Papayanın safra kesesi ve karaciğere iyi geldiği düşünülüyor. 1 orta boy papaya 120 kalori ediyor.

Haftanın sözü

Diyet yanlışsa, ilacın yararı olmaz.
Diyet doğruysa, ilaca gerek kalmaz. Ayurvedik deyiş

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.