Yalnızlığını ölçebilir misin?
.
Yalnızlığın azı çoğu var mıdır? Yoksa yalnızlık sadece yalnızlık mıdır?
Ya yalnızsın ya da değilsin yani...
Bunu anlamanın bir yolu olabilir; mesela ölçebiliyorsan, “azı-çoğu vardır” diyebiliriz.
O halde ölçmeye çalışalım.
Neyle ölçeceğiz?
Ne terazisine koyup, hangi ağırlık birimini kullanacağız?
Birisi demiş ki:
“Gerçekten yalnız kalmak istiyorsanız çevrenize maddi durumunuzun iyi olmadığını yayınız. Hatta birkaç arkadaşınızdan numaradan borç para isteyiniz. İşte o zaman yalnızlık neymiş öğrenirsiniz.”
Biraz Türk filmi gibi ama...
A-a! Yazarken ne fark ettim biliyor musunuz? “Eski Türk filmleri gibi” diye değil, direkt, “Türk filmi gibi“ diye yazdım. Gerçekten, eskileri de aştılar değil mi?
Sonra düşündüm de, şarkılar da öyle!
Eskilerle dalga geçerdik ya, “Bim bam bom” diyerekten... E, şimdikiler farklı mı?
Biraz geriledik mi ne?
Biraz derken?
Tamam, epey geriledik.
De, bunun konumuzla alakası yok.
Dönelim o zaman...
Dönelim dönelim, başımız dönsün. Sevinçten dönelim, kararımızdan, sözümüzden, dönelim... Heh hee... Sapıttım mı ne?
Zaten bu yalnızlık meselesinden çok sıkıldım, “Hepiniz çıkın, biraz yalnız kalmak istiyorum!!!” Heh hee...
Tamam, kendime geldim.
Arkadaş terazisini seçmiş. Maddiyat terazisine, birim olarak da parayı koymuş.
“Paran yoksa yalnızsın” diyor.
Bütün fakirler yalnız o zaman!
Fakir de, “kime göre fakir” tabii...
Bir de şu var; arkadaşın, akraban ya da her kimse, sana borç para vermedi diye küsecek misin?
O zaman, sen onu parayla ölçüyor olursun.
Yok, “bir daha istersin diye onlar aramaz seni, yalnız kalırsın” diyorsan...
Ama bu dünyada borç verenler kadar borç alabilenler de var. Bunu nasıl açıklıyorsun?
Ne yani? Yalnızlık sana borç verebilenlerin sayısı kadar mıdır?
Tıh!
Olmadı.
Başka?
Başka “terazi-ağırlık birimi” ikilileri de bulabiliriz.
Hastalık-ziyaret, kötü gün-dertleşme, iyi gün-paylaşma, ölüm-cenaze, doğum-hediye gibi...
Senin istediklerini, senin istediğin zamanda birileri yapıyorsa, yalnız değilsin! Öyle mi?
Peki bu işte bir tuhaftlık yok mu?
Var.
Hem de çok var.
Ama ille de ölçelim diyorsanız, ben hemen bir tane uydurayım:
Yalnızlık kimseden maddi manevi bir şey beklemediğin yerde ve zamanda başlar!
Beklediğin anda da biter.