Uygulamalı olarak...
.
Kaç gündür, “Eski duyguları salla gitsin” diye yazıp duruyorum ya...
Onlar eskidi...
Yeni kafaya uymaz falan...
İyi de...
Yani teoride iyi, kulağa çok hoş geliyor da, pratikte nasıl olacak?
Nasıl olacak da, olacak?
Onu da anlatacağım...
Aslında çok kolay. Eski duyguları zorlamasan, o bile yeter.
Mesela?
Mesela diyelim ki, yemeğe çıktınız... Akşam yemeğine...
İkiniz... Özel bir durum yani.
Ortam iyi, sohbet keyifli; sıkılmıyorsunuz yani.. Hatta güzel bir akşam geçiriyorsunuz.
En son, kapının önünde seni dudaklarından değil, dudağının hemen yanından öpüyor.
Hiiç abartmıyor.
Öyle “Yukarı geleyim”, “Bana gidelim”ler falan da yok. (Kötü bir şey olduğundan değil ha! Sadece gece öyle değil.)
Gözlerinin içine bakıyor, sen de onun gözlerinin içine bakıyorsun.
“İyi geceler” diyor.
Sen de ona, “İyi geceler” diyorsun. Ve gidiyor... Sen suratında aptal sayılabilecek bir gülümsemeyle eve giriyorsun. Aklına takılan hiçbir şey yok. Sadece mutlusun... Makyajını temizlemeye üşenmiyorsun bile...
Yatıyorsun...
Hayal kurarak gerçeği bozmak bile istemiyorsun. Hemen uyuyorsun... Ertesi gün gayet mutlu ve kendinden emin bir şekilde uyanıyorsun.
Aslında ilk tepkin telefonuna bakmak oluyor; kısa bir mesaj beklentin var çünkü. Ama yok... Bir mesaj falan yok.
“Olabilir” deyip üzerinde durmuyorsun.
İşe gidiyorsun ve hâlâ mutlusun. Öğle oluyor, hâlâ tık yok.
Akşamüstü, akşam, gece oluyor... Arayan, soran yok!
Ertesi gün, bir sonraki gün...
Yok! Eveeet...
Durumumuz bu.
Şimdiii... Eski ve yeni hâlimize bir bakalım mı? Tamam.
Eskisinden başlayalım...
Eskiden olsa, iki dakika bir çalmayan telefon kontrolü, tuvalete bile telefonla gitmeler, sanal âlemde kontroller, ortak arkadaşlardan sağlamalar, dedikodular, “Ben mi arasam? Yoksa beklesem mi?” ikilemleri, kendini suçlamalar, onu gömmeler falan filan...
O gece, aylarca sürer...
Bir de, tüm danalar âlemine atılacak goller hanesine girer.
Yalan mı?
Peki şimdi ne olacak?
Ne olmalı?
Kafanı değiştirmeye daha o geceki “İyi geceler” öpücüğünden hemen sonra başlayacaksın.
Evet, o gecenin hayalini kurmadan uyuman çok güzel.
Ama sabah...
Ve sonrası... Hayır!
Tamam, insan ister istemez “arar” diye bekler ama bunu abartmanın manası yok. Beklemenin de... Beklersen gerilirsin.
Baktın geriliyorsun, “Sen ara”
Bundan sonrası artık onun günahı... Ha, açmıyorsa, geri dönmüyorsa, tatsız konuşuyorsa...
Anla ki, o eskilerden...
Hani outletten aldığın kendi kendine küçülen tişörtlerden...
Salla gitsin...