Yalnız adamın anatomisi
.
Anlaşılan bu sezon da yalnız geçecek.
Öyle bir hava var; havada yalnızlık kokusu var!
Eski yalnızlara, yenileri de ekleniyor.
Hadi hayırlısı...
Gitgide çoğalıyoruz.
Nereden mi anladım?
Kolay!
Onlardan başlayayım;
Bir adamın yalnız olduğunu nasıl anlarsın mesela?
Yalnız derken, öyle acıklı, manalı arabesk hâllerden bahsetmiyorum; hani “Aslında hepimiz yalnızız” gibisinden...
Artık o hâli içinde nasıl yaşarsa yaşasın, konumuz bu değil.
Harbi yalnızları diyorum, tek başına yaşayan ve ilişkisi olmayan bekârları...
Bir bakışta onu nasıl anlarsın?
Nereden baktığına göre değişir!
Mesela iş yerinden bakıyorsan...
Her sabah duş aldığı her hâlinden bellidir. Nedense evliler genellikle her sabah duş almazlar. Ki asıl onların alması lazım!
Neyse...
İşe ya geç ya erken gelirler ve aynı şekilde ya erken ya da geç çıkarlar...
Daha temiz ve bakımlı giyinirler.
Ayağından daha büyük ayakkabıları vardır... Taba rengiyse uzun süredir sevişmiyordur ve biraz da narsisttir. Sevişmedikçe narsistliği artar. Tuhaf! Ne bileyim, birini sevemedikçe, o sevme ihtiyacını kendinde mi karşılıyor, nedir?
Öğle yemeklerinde ortadan kaybolurlar. Yemekhane falan farsa oraya pek gelmezler.
Güneş gözlüğü takarlar; yerine oturana kadar ama! Asansörde bile...
Herkes ona bakıyormuş gibi hareketleri vardır.
Mor kazakları vardır.
Yeni yalnızsa neşeli, eski yalnızsa umursamazdır...
Aslında kim oldukları en iyi markette ortaya çıkar. Onları saat 21.00’den önce markette alışveriş yaparken göremezsiniz.
Zaten aldıklarına baksan yeter.
Sepetlerinde 2-3 bira, traş bıçağı, şampuan vardır. Belki manasız marka bir deterjan da olabilir.
AVM’lerde öyle uzun uzun gezmeler tabii... Ama bir erkek giyim mağazasında kendisini tezgâhtara teslim etmiş bir adam varsa, o yalnız bir adamdır.
Yanında bir kadın varsa ama kadın emir kipiyle konuşmuyorsa o adam da yalnızdır. Kadın ya arkadaşı ya da kardeşi-ablası falan olabilir.
Ama o kadın annesiyse... O adam da yalnızdır ve yalnız olmaya mahkumdur!
Saat 19.00-21.00 arası herhangi bir kafe, bar gibi yerlerde görünen adamların tümü...
Küçük balıkçı restoranlarında, takım elbiseyle içkisiz tek başına balığını yiyenlerin hepsi...
Hızlı yürüyenlerin...
Yüksek sesle ve sık sık telefonla konuşanların büyük bir kısmı da yalnızdır.
Böyle giderse, daha çook yalnız kalacaktır...