Verici olmak lazım
.
“Nasıl yani?” diye sormayın...
Aynen öyle:
Fikrimin arkasındayım; verici olmak lazım!
Aslında daha da doğrusu, “Verici olmayı unutmamamız lazım!”
Çünkü hepimiz bir zamanlar öyleydik...
Evet öyleydik!
Hı, “Şimdi durup dururken bu verici olma durumu da nereden çıktı?” diye sorarsanız, buna güzel bir cevabım var.
Ama önce bana bu durumu hatırlatan yorumu okumanız lazım.
- “Ne yazık ki kadınlarımız erkeğine bir telefon açarak kontör harcayacak olsalar ne hikmetse 40 yerinden canları çıkar. Beklerler ki, erkek arasın ve kafaları biraz daha büyüsün. 45 gün beklediğim ve üstelik evlilik teklif ettiğim bir bayana (annesine gitmişti), ‘Dönünce ara’ demiştim de, döndüğü zaman iki iç gün bekleyerek bana kızdı, ‘Neden aramıyorsun?’ dedi. Geldiğini bilseydim elbette arardım, bir alo deseydi yine de arardım.
Bir tek kontörüne kıyamayan bir kadınlar toplumundayız ne yazık! (Birinci evlilikler hariç) Kadın 50 kuruş harcarsa erkeğine, inanın çantasında 50 akrep elinden sokmuş ve zehirlemiş gibi irkilirler ellerini çantaya uzattıklarında. Çok garip bir duygu.”
Ne garip bir yorum değil mi?
Siz de aynı tuhaflığı hissettiniz mi?
Benim gibi yabancılaştınız mı peki?
“Tamam o zaman!” deyip yazıyı kesermişim! (Bir gün böyle yapabilir miyim? Şımardım.)
Tamam, konuya dönüyorum.
Ve utanarak o kült soruyu sormak zorunda kalıyorum:
“Biz ne zaman bu hâle geldik??”
Aslında bu sorunun cevabı o yorumun içinde var. Hani parantez içinde “birinci evlilikler hariç” diyor ya, işte orada!
Aslında herkes ilk evliliğinde, ilk uzun veya derin ilişkisinde yeterince hatta belki de yeterinden fazla vericiydi...
En azından taraflardan biri, bir ilişkisinde vericiydi...
Kimse kimsenin ilk ilişkisine denk mi gelmedi ne? Ve biz bu hâle geldik!
Kendimizi kollar olduk.
Hep savunmalardayız.
Sizce o kadın kontör düşündüğü için mi aramadı? Erkeğine 50 kuruş harcamak mı istemiyor?
Yooo...
Belli ki bir zamanlar yaşadıklarından ders çıkarmış!
Şimdi de bunu bize yazan, o kadından ders çıkarıyor...
Yanlışlıklar silsilesi yani...
Savunmada ilişkiler dönemi...
E, olmuyor tabii...
Şu arama meselesine de ayrıca el atalım...
Niye aramamalar falan...