Tatsız insan portresi...
.
Bazı insanlar iyidir, hoştur ama tatsızdır.
Niye?
Onları tatsızlaştıran bir şey vardır.
Mesela...
- Laf çalanlar.
Sen bir şey anlatıyorsun ya, daha bitirmeden, “asıl ben de...” diye konuyu kendisine bağlayanlar. Bir de başına, “asıl” ekler, seni de anlattığını da gömer. Üstelik ona ne anlatırsan anlat, her konuda daha iyi bir anısı, bir düşüncesi vardır. Ağzından laf çalar, sonra da bir daha geri vermez. Kapatır telefonu ya da kalkar gider. Sen öyle kalırsın...
- Detaya takılanlar.
Şimdi diyelim ki evi su basmış, onu anlatacak... “Ya, bizim evi de su basmıştı, çok fenadır bilirim” diyecek, bitecek değil mi? Hayıırrr... Başlar anlatmaya: “Hiç unutmam, geçen sene eylül ayıydı. Yok ekim miydi yoksa? Hastaneye kontrole gittiğime göre, tamam eylül sonu... 25’i veya 27’si falan. Sabah saatleri 9 - 10 gibi... Veya en fazla 11.00...”
Aaaa...
Telefondaysan telefonu duvara fırlatasın gelir, karşındaysa yandın o zaman! Daha evini su basmasına bir ay var, o arayı anlatacak!
Ha, bir de “hastaneye gittim” dedi ya, o arada bir es verir, “niye hayırdır?” diye sorman için. Sen sormayınca devam eder.
Bunların en fenası ikisini bir arada bulunduranlarıdır; hem laf çalıp hem detaya takılanlar. Yani sen “evi su bastı” dedin ya, hemen lafı alır, başlar anlatmaya; “eylül müydüü.. ekim miydiii...” diye!
Onu dinlerken kendini asasın gelir. Lafını kesecek bir ara bile bulamazsın. Yazarken bile içim daraldı.
Bir de tam tersi vardır, hiç detay vermeyenler...
Mesela atıyorum, “360 TL trafik cezası yedim” der. “Aaa...” dersin, “Niye?”
- Öyle işte...
- Kırmızı ışık mı?
- Yok yaa...
- E peki ne? Hız mı?
- Yok yahu?
- Kaza mı yaptın? Ne oldu?
- Tıh, kaza yapmadım.
İçin şişer için!
Allah cezanı vermiş dersin, 360 TL az bile! Hiç söyleme o zaman! Ya söyle ya söyleme!
Bu ne be!
- Fıkra anlatamayanlar...
Onlarsız olmaz!
Hem anlatamaz hem de anlatamadığı fıkra tatsızdır. Nasreddin Hocavari... Hani, “Ya tutarsa?” demiş ya, onun gibi! Sen suratında donup kalmış acıklı bir gülümsemeyle kalırsın.
O kahkahalar atarken hem de!
Bir de, “biliyorsan söyle”ciler vardır.
Ne bileyim bilip bilmediğimi, daha başlamadın ki! Çünkü daha başlamadın sorarlar ya!
“Şu jinekolog fıkrası yaa...”
“Tabii... Ben jinekolog fıkraları uzmanıyım, hepsini bilirim. Anlatma boşuna” diyeceksin ama...
Hı, fıkranın açıklamasını yapanları hiç anlatmıyorum bile..
Ne diyeyim?
İdare etcen artık!