Tatil sendromu
.
Bu tatil işi gariptir...
Bütün kış tatili hayal edersin, hazirana doğru sabrın sınıra dayanır. İşe konsantrasyonun azalır, ne orada ne buradasındır...
Sabahları gazeteyi açtığında ikinci sayfada denizde beach’lerde insanlar...
Bakakalırsın...
Biri görse makale okuyorsun sanır.
Oysa sen ohoo nerelerdesindir...
Bikinili bir kızın poposunda, bir dananın bacaklarında dalar gidersin...
Gözün oradadır ama aklın...
Haziran ortasından itibaren herkes birbirine “Tatilde nereye gideceksin?” diye sormaya başlar ya...
İşte işin garipliği burada başlar.
Çünkü tatil yapmayı hem çok istersin hem de hiç istemezsin.
İstersin çünkü...
Çünküsü mü var? Tatil bu, istersin tabii...
Hiç istemezsin çünkü önündeki seçenekler hiç de hayal ettiğin gibi değildir.
Ya paran yoktur, doğru düzgün bir yere gidemezsin...
Ya paran vardır ama birlikte gidecek insan bulamazsın...
Ama üzülmeyin, daha kötüsü her zaman vardır biliyorsunuz; evlisindir.
Her zamanki gibi evliler bekârlara, bekârlar evlilere özenir...
Dedim ya, tatil işi gariptir.
Ama erkekler için daha da gariptir.
Hani derviş demiş ya, “çeşit çeşit kullarını...” diye; bunlar da çeşit çeşittir.
Tatil konusunda! Yoksa hepsinin
özü aynı...
Şimdi bunlar, tatil konusunda manevi ve medeni durumlarına göre değişirler...
Teker teker inceleyelim mi?
Ok.
Yalnız adam:
Ne kafa bir erkek arkadaşı vardır ne de sürekli ‘seviyeli’ bir ilişkisi... Öyle çok çapkın da değildir. Herkes yalnız adamın tatilinin süper geçeceğini varsayar. Bu da onun üzerinde baskı yaratır. Hayır, kışın yattığı o kızı çağırsa, bu sefer de kız bir şey sanacak! Yalnız gitse, n’apacak? Al sana tatil sendromu...
Hissiz adam:
Bunlar da kış boyunca birlikte olduğu kadınların her birinin tatili birlikte geçirme imalarını almaza yatabildiği kadar yatar. Aslında hiçbiriyle bir yere gitmek istememektedir. Ama onları kırmak da işine gelmez. Canı yeni birini ister ama istemez... Evet bu derece ne yaptığını, ne düşündüğünü bilmez.
Sonunda...
Boşanmışsa ki yüzde 80’i öyledir; “çocuğumla geçirmek zorundayım” deyip herkesi eker...
Yok bekârsa, “annemlerle olmak zorundayım” falan der.
Ha, ne yapar?
Gerçekten de ya çocuğuyla ya da ailesiyle geçirir.
Ama orada sıkılırsa birinden birine telefon açar, çağırır.
O salak da gider!
Evli adam:
Aslında onlar ayrı bir yazı konusu da, özetlemeye çalışayım.
Evli adamlar tatil konusunda ikiye ayrılır.
Karısını, çocukları tatile gönderenler ve gönderemeyenler diye...
Gönderenlerin asıl tatili, evde yalnız kaldığı zamanlardır.
Gönderemeyenler ise...
Tek kelimeyle, daralır. Onları ben ayrıca yazayım...
En iyi tatili yeni evliler ve yeni sevgililer yapar.
Gerisi hikâye...
Onların dışındakilerin durumu şudur:
Çok güzel bir tatil yapmak ister ama düşündükçe hafakanlar basar.
Garip işte!